6. Soğuk Halka
Gecenin lacivert göğünden kopup gelen rüzgarlar hastane balkonunda duran iki kişinin bedenine çarpıyordu.Gamze gözlerinin altında biriken bir kaç damlayı üzerinde ki hırkanın konuna sildi. Gerçekten bu olayların hepsi üst üste gelmiş genç kadını zorlamıştı.
Ama bu acıların onu yıkmasına izin vermemeye kararlıydı, belki biraz sarsılmış olabilirdi ama asla yıkılmayacaktı. Ne kocasından ne de hayatından vaz geçip kendisini hüznün kollarına bırakmayacaktı. Kenara geçip evliliğin yıkılmasına izin vermeyecekti.
Kararlı bir şekilde yanında karanlık şehri izleyen adama döndü. Hep Yavuz koşmuştu onun peşinden. Bu sefer de o tutunacaktı aşkına ve kocasının peşinde o olacaktı.
Nasıl kendisi Yavuz'u reddettiği zaman bile yanından ayrılmadıysa ve hattâ en kötü zamanında sırtını dayayabileceği bir dağ olduysa Gamze de şimdi Yavuz'a başını yaslayacağı bir omuz olacaktı.
Sağ elini altında ki gri eşofmanı cebine koyup çıkardı. Elini Yavuz ve kendi arasına uzatıp hafifçe dürttü. Bunu yaparken hafiften de olsa tedirginlik vardı içinde bir yerlerde. Yavuz karanlık şehirden gözlerini ayırıp yanında ki genç kadına çevirdi yavaşça.
Gamze'nin o an bir ergenmişcesine ve karşısında ki yakışıklı adam onun kocası değilmişcesine elleri terledi. Bu havada dahi olsa terleyen ellerine kızamıyordu. Boşta, yanında sallanan sol elini fark ettirmemeye çalışarak eşorfamanına sürttü.
Karşısında ki Yavuz Atak bir kaç ay önce ki adam olsa fark ederdi diye düşünmeden edemedi. Gerçekten fark ederdi o her zaman etrafı inceleyen, dikkatli birisi olmuştu şu anda da olduğu gibi.
Yavuz o elin silindiğini fark etmişti etmesine ama genç kadının karşısında gülüp onu utandırmak istemedi.
Gamze, Yavuz'un sağ elini avuçları arasına alıp gözleriyle gözlerini birleştirdi. Yeşil çimenlikler uzun bir aradan sonra ilk defa göğe dokunmuşlardı.
"Bunu taka bilir miyim? Belki anımsamana yardımcı olur" dedi Gamze avcunun içinde ki yüzüğü göstererek.
Yavuz'un gözleri Gamze'nin tuttuğu elinde ve yüzükteydi. Başını aşağı yukarı onaylamak için salladı. Yardımı dokunacaksa engel olmayacaktı, belki dediği gibi hatırlardı.
Gamze yüzüğü kocasının parmağına geçirdiğinde Yavuz'la göz göze geldi.
"Sormak istediğin bir şeyler varsa sor."
Yavuz'un soracak binlerce sorusu vardı. Lâkin cevaplarını kaldırabilecek durumda değildi. Basit sorularla başlamak o an için gözüne en iyisi gibi geldi.
"Sen kimsin?" dedi sakin bir şekilde sağ ayağını hafif uzatıp sol ayağına ağırlığını vererek. Doktorun bahsettiği bacağı ağrıyor, onu neredeyse güçsüz bırakıyordu.
Gamze Yavuz'un gök mavilerine bakarken gözünden bir damla yaş düştü. Evet böyle bir soru bekliyordu fakat bunu bilmesi hayal kırıklığını yok etmemişti. Sağ elini genç adamın görebileceği kadar yukarı kaldırdı.
Sokak lambalarından çarpan ışık parmağında ki yüzüğü aydınlatırken "Eşin" diye söylendi. O, Yavuz Atak Ergüven'in eşi Gamze Ergüven'di.
Yavuz'un gözleri genç kadının yüzünde dolaştı. Eşin demişti, eşin! Genç kadının yüzünü incelerken hatırlamaya çabalıyor bu da onun beynine ince ince sızılar girmesine sebep oluyordu. Başının ağrısıyla gözlerini biraz kıstı ama hâlâ genç kadını inceliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hafıza Kartı
ActionBoş bir beyin, tanımadığı insanlar, koştuğu yollar ve daha nicesi... O nasıl mafyanın birisine bulaşmış olabilirdi ki? Peki ya polislerle ne alâkası vardı? O kimdi? Sen kimdin? [ Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir. ] [Wattpad'de 'hafıza kartı' isim...