Her canım sıkkın olduğunda veya çok arada kaldığımda yaptığım gibi sahilde yürüyüşe çıkmıştım. Hava kararmaya yüz tutmuş ve hafiften esiyordu. Jungwon'la son konuşmamızdan sonra kendimi boşlukta hissediyordum. Bana ne hissettiğimi sormuştu ve bir seferlik olsun beynimi değil de kalbimi dinlemem gerektiğini söylemişti.
Haklıydı.
Biraz boş boş yürüdükten sonra bir banka oturdum ve gün batımını izlemeye başladım deniz kenarında. Çok geçmeden yanımda hissettiğim hışırtıyla kafamı çevirdim.
Jake, elinde tasmasını tuttuğu bir köpekle bana doğru yürüyordu ama beni fark etmemişti sanırım. Köpeğiyle ilgileniyordu.
Beni fark etmesi için ona seslendim. Yanıma geldiğinde ayağıma sürtünen ufaklığı sevmek için yere eğildim.
"Hyung, napıyorsun burda?"
Bir elimle ufaklığın sırtını okşarken cevap verdim.
"Öyle yürüyüşe çıkmıştım, sen?"
"Ben de Layla'yı evde bunaldığı için yürüyüşe çıkarttım, seni çok sevdi sanırım herkese böyle değil genelde"
Gülümsedim. Biraz sonra yanıma oturdu ve ben de yeniden geriye yaslanınca birlikte gün batımını izlemeye koyulduk.
"Jake"
Bana döndü.
"Efendim?"
"Daha önce hiç aşık oldun mu?"
Ben de ona döndüm. Bir süre bana baktıktan sonra yutkundu.
"Bir anda bu soru nerden çıktı hyung?"
Derin bir nefes alıp önüme döndüm.
"Öyle aklıma geldi, neyse boşver"
Bir süre sessizlikten sonra tekrar konuşmasıyla yine yüzümü ona döndüm.
"Oldum sanırım"
"Sanırım?"
Bu sefer o önüne döndü.
"Bilmiyorum garip hissetmemi sağladı"
Gülümsedim.
"Garip hissetmeni mi sağladı?"
Kafasını yukarı aşağı salladı hafifçe.
"Sen de bana garip hissettiriyorsun"
Bana döndü yeniden. Bu sefer yüzünde şaşkın bir ifade vardı.
"Ne?"
Güldüm ve tekrar konuştum.
"Hiiç" diyip yüzümdeki gülümsemeyle gözümü dizimin üzerindeki ellerime çevirdim.
"Ya hyung! Bir kere net olsan ne olur?"
Gözümü dudaklarına çıkarttım.
"Emin misin?"
Bir süre durdu ama sonra yeniden kafasını yukarı aşağı salladı.
Dizimin üzerindeki elimi ensesine yerleştirdim ve diğer elimle çenesini tutup tamamen bana dönmesini sağladım. Ensesindeki elimi kendime doğru iterek yüzlerimizi iyice yaklaştırdım.
Beni ittirmemesinin verdiği özgüvenle dudaklarımızı birleştirecektim ki telefonumun çalma sesiyle derin bir iç geçirdim.
Telefonu elime aldım ve Jake de utançla olsa gerek gözlerini kaçırmış ve biraz gerilemişti.
"Telefona cevap ver istersen önemli bir şeydir belki"
Telefonu kapatıp cebime koydum ve tekrar elimle çenesini tutup kendime döndürdüm. Bunu beklemediği için şaşırmıştı ki üstüne dudaklarına kapanmamla daha da şaşırmış olmalıydı.
İlk başta biraz duraksadı ama sonra dudaklarımı kabul etti.
Biraz sonra geri çekilen taraf bendim. Gözlerini açıp dudaklarıma baktı bir süre.
"İlk öpücüğümü bu dudaklara verdiğim için şanslı hissetmeli miyim?"
Dediğine gülerek cevap verdim.
"Bilmem, hissetmeli misin?"
Yüzündeki hafif utangaç gülümsemeyle başını eğdi ve tekrardan birbirine kenetlediği ellerine çevirdi bakışlarını.
Bu kadar ilerlemişken artık ne olacaksa olması gerekirdi diye düşündüm ve bir kez olsun kalbimi dinleyip duygularımı açmak istedim.
"Jake"
"Hm?"
Tam tekrar konuşacaktım ki telefonumun tekrar çalmasıyla derin bir iç çektim.
"Hay sikeyim"
"Cevapla ben beklerim bir yere kaçmıyorum sonuç olarak"
"Tamam hemen dönücem"
Ayağa kalktım ve biraz banktan uzaklaştıktan sonra telefonu açtım.
Oğlum neden telefonunu açmıyorsun?
Ne istiyorsun anne?
Bir şey istediğim yok, sadece seni görmek istiyorum
Terk edip gitmeseydin bol bol görürdün, o kadar yolu beni görmen için gelecek değilim
Sana gel demiyorum zaten, ben yanına geldim
Ne?
Geldim işte sen nerdesin?
Boşuna gelmişsin
Telefonu kapattım. Bana yaptığı onca şeyden sonra hiçbir şey olmamış gibi davranması beni bitiriyordu. Telefonum tekrar çaldığında uçak moduna aldım ve tekrar Jake'in yanına döndüm.
"Noldu?"
"Önemsiz bir şey, çok geç oldu evine kadar eşlik etmemi ister misin?"
"Sen de bende kalsana bugün, dediğin gibi çok geç oldu"
Annemin evime gelmiş olabileceği için eve gidip gitmemek arasında kalmıştım ve zaten Jake'le daha fazla vakit geçirmek istiyordum.
"Olur"
Onun evine doğru yürümeye başladık. Eve geldiğimizde biraz daha oturduk ve sonra yatmaya karar verdik.
"Koltuklar biraz rahatsız, benim yanımda yat istersen"
ℳ.

İlham bile kalmamış yaşlandık😶🌫️