41.BÖLÜM -Lanet ve Cellat-

4.6K 399 47
                                    

🌙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

instagram: zynepguvercin

twitter: zeynepguvercin_

spotify: mitolojik.biri 

🌙

İnsan huzura kavuşacağı ya da cezasını çekeceği nokta ulaşamadığında Araf'ta mahsur kalıyordu. Ve doğup büyüdüğüm bu toprak bana Araf'ı hissettiriyordu. Medar kaybolmuşların yuvasıydı ve buraya sıkıştığımı hissediyordum, ait olduğum yer neresi üstelik bilmiyordum. Cennete ulaşarak huzura mı kavuşmalıydım yoksa cehenneme ulaşarak cezamı mı çekmeliydim? Cehenneme adım atacak hangi cezam var bilmiyordum da. Bu bilinmezliğin içinde kaybolduğumu bu yüzden de Araf'ta yani Medar'da sıkıştığımı hissediyordum.

Gök öyle bir kükredi ki ayaklarımı bastığım toprağın titrediğini hissettim. Toprakta göğün öfkesiyle açılan çatlaklardan sızan soğuk havayı hissettim. Şimşekler peş peşe patlayarak laciverte boyanmış gökyüzünü aydınlatırken o ışık benim yolumu da aydınlatıyordu. Nerede olduğumu biliyordum, gözlerimi sanki bir anda burada açmışım gibi hissediyordum ve gideceğim nokta neresi hissediyordum.

Ormanın içinde ilerledikçe şimşeklerin patlayışı arttı, karanlık her yanı bastı ve yağmur çiselemeye başladı. Soğuk hava yüzümü donduruyordu ve ben ilerledikçe havada daha da soğuyordu. Lider'i bulduğum nehir kenarına ulaşırken o mu orada beni bekliyor bilmiyordum ama içimde oraya ulaşma hissi vardı. Sanki belime görünmez bir halat bağlanmıştı da beni o tarafa doğru çekiştiriyordu. Ayaklarım itaat ederek istenilen noktaya ulaştığında ağaçların arasından geçerek aylar önce onu ölümden kurtardığım noktaya ulaştığımda etrafı saran karanlık içinde tek başıma değildim ve bunu kalbimin derinliklerinde hissettim.

Lider o nehrin kenarındaydı.

Rima o nehrin kenarındaydı.

Ve ben o nehrin kenarında Lider'in ayaklarının dibine diz çökmüş bir halde oradaydım.

Taş kesmiş gibi hareket etmeyi bırakarak donup kalırken karşımdaki görüntüye şok içinde bakıyordum. Atan kalbimi, şaşkınlıkla rayından çıkan nefeslerimi hissederken karşımda benden bir tane daha görmem mantık işi değildi.

Ben oradaydım, Lider'in önünde dizlerimin üzerine çökmüş haykırarak ağlıyor, yalvarıyordum. Hıçkırıklarımı duydukça kalbim paramparça oluyordu. Uzaktan öyle mahvolmuş gözüküyordum ki sanki bir daha böyle mahvolamazdım.

"Lütfen," dediğimde konuşan ben değildim, karşımdaki yansımamdı. Ben olan parçaydı. "Bunu yapma, dayanamam. Lütfen."

"Alaca." Lider'in sesi o kadar duygusuzdu ki gökyüzünden akan yağmur damlaları hızlanmıştı, sanki göğsümüzü yakan acıyı dindirmek ister gibiydi. "Yapmalıyız, sonuna geldik görmüyor musun? Bitti. Bittik Alaca."

DönenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin