{ ~ 1.1 ~ }
Acı gerçekler
Bu bölümü;
Anıl Berke'nin -ZOR- müziğiyle okumanızı tavsiye ederim.
İyi okumalar💫İşte YAZ ' da böyle bi insandı. Sadece kendini düşünüp , arkasındaki insanları hiçe sayıp , yıkıp yakanlardandı. Belkide küçüklüğünden beri tek hayat arkadaşı olan TUNA onu hep sevmişti , ona hep kardeş gözüyle bakan Tuna onun her sıkıntısından yanında olmuştu.
Ama bişeyler vardı , Yaz'a Tuna'yı sevdirmeyen bazı şeyler vardı. Ne olduğunu daha Yaz'da çözememiş ama her ne yaparsa yapsın ona bi abi edasıyla yaklaşamıyordu. Hep onu bi arkadaş olarak görüyordu. Arkadaştan ileri gidememesinin bi sebebi vardı ama tek sorun bu sebebi Yaz nasıl öğreneceğini bilmiyodu.Sanki eline bi kağıt kalem verilmiş hiç bilmediği bişeyi çizmesi isteniliyodu. Yada sanki ona gitmesi gereken bir yer söylemişlerdi. Ama ne araba vermişlerdi gitmesi için , nede yolu bulabilmek için harita. "Bul" diyodu hayat ona . "Yolu , arabayı , gideceğin yeri kendin bul" diyodu. "Olmaz" diyodu Yaz "yapamam , başaramam" diyodu. Ama başarması gerekiyodu Yaz'ı
n , başarmazsa bu hayata uyum sağlayamazdı. Hayatın dediğini , istediğini yapmazsa hiç hayata uyum sağlayamazdı ki. O yüzden ne yapıp ne edip o kağıda ne çizeceğini kendi bulmalı , o yolu kendi katetmeliydi. İşte Yaz buydu da , istediği zaman istediğini başarabilcek kapasitede bi insandı Yaz...
[YAZ]
Yağan yağmurun altında sadece yürüyodum. Aklımdaki herşeyi tozlu rafların arkasına itip sadece yürüdüm. Ne kadar yürüdüğümü bilmeyerek yürüdüm. Adımlarımı , etrafımdaki geçen arabaları , yolun ortasından geçerken çekilmem için çalınan araba kornalarını sayamayacak kadar çok yürüdüm. Sadece yürüdüm. Saatlerce yürüdükten sonra geldiğim yer ; Kimsenin hiç uğramadığı , derdi olmadığı zamanlarda hiç gelmediği bi uçurum kenarıydı.
Burayı çok iyi bilirdim , dertlerim yüzünden intihar etmeye bile kalkıştığım günleri kimse unutturamazdı bana. Uçurumun kenarındaki kayalıklara doğru iyice ilerledim ve herzamanki oturduğum büyük kayalığa oturarak ayaklarımı uçuruma doğru uzattım. Her zamanki yaptığım gibi önce olanları baştan düşündüm. Düşünmekle yetinemiyodum , ben bu acıyla yaşarken dağlar , taşlar , bu uçurum , sular , okyanuslar , üzerinde oturduğum kaya 'da bilmeliydi benim acılarımı. Tek başıma kaldıramıyorum ağır geliyodu bu yük bana , taşıyamıyorum artık , çok yoruldum...
Oturduğum kayanın kenarındaki küçük taşlardan yardım alarak ayağa kalktım. Derin bi nefes aldım. Aldığım her nefes boğazımı delip geçmek ister gibi yakıyodu boğazımı. Ben sadece bağırarak , çağırarak bişeyleri yerine oturtuyodum yada rahatlıyodum.. Önüme gelenden sinirimi çıkartıp , bağırınca sonra pişman olan gene ben oluyodum. İşte o yüzden buraya geliyodum. İçimi döküp , bağırıp çağırmak için , sanki dağlar ,taşlar , kayalar beni duyuyomuş gibi , benim dertlerimi dinleyip beni teselli ediyormuş gibi.
Başta sendelesemde dik durmaya çalıştım. Dengemi sağlayınca , omzumu dikleştirdim , başımı dikelterek karşıma baktım , derinliğini tahmin bile edemediğim denizin uzunluğuna bi o kadar vardı. Tekrar derin bi nefes alıp sesimin çıktığı, avazımın yettiği kadar bağırmaya başladım. Başta tiz bi çığlık attım , dha sonra haykırarak konuşmaya başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİN ÖMRÜ
HumorKadın gitti. Adam merak etti. Kadın sordu; Seni nasıl mutlu edebilirim? Adam cevap verdi; Birdaha asla gitmeyerek-