Evet canım okurlarım ben geldim hemde yeni bölümle geldim.
İyi okumalar bitanelerim...{ ~0.7~ }
Kış uykusuna mı yattın yaz ?(12.19)
(Doktor)Sen bu saate kadar bana yazmadan duramazdın noldu sana
(Doktor)Yaz ordamısın
(Doktor)Bu saate kadar hala uyuyo olamazsın
(Doktor)Gerçekten uyuyomusun
(Doktor)Eğer uyuyorsan ben seni rahatsız etmiyim
(Doktor)Gerçekten uyuyon herhalde ben sonra yazarım sana yada uyanınca sen yazarsın bana
(16.42)
(Doktor)Kış uykusuna mı yattın :)
(Doktor)Nerdesin yaz
(Doktor)Bişeymi oldu yaaz
(Doktor)Sana diyorum YAAZZ !!
(Doktor)Bak bu son deyişim eğer bidaha yazmazsan , git kime tedavi olduruyosan oldurt kendini , umrumda değilsin , Doktor olan benim ama hastamın peşinden Ben koşuyorum , senin benim peşimde koşman gerekirken
(05*)Off tamam burdayım , zaten dayanamadım yazdım o sevdim çocuğa da
(Doktor)Nerdesin yaz ya çok merak ettim , görüyorsun ama mesajlarıma cevap vermiyorsun, seni üzcek bi şeymi yaptım , nolduda bianda bana karşı böyle oldun ?
(05*)Şeyy yok bişey yapmadın sen bana
(Doktor)Ee ozmn noldu
(05*)Şuan konuşmasak ta , başka bi zaman konuşsak olurmu
(Doktor)Peki yaz hep senin dediğin olsun Peki
Derken otobüsten indim ve eve doğru ilerledim. Bugün okul çok yorucuydu. Yarın sınav günü olduğu için bugün hiç ders işlenmemiş ve hep yarınki sınava çalışmamız için boş bırakmışlardı. Hiç boş durmadan Eslem ile beraber ders çalışmıştık. Normalde eslemi hiç sevmezdim ama herkez sıra arkadaşıyla çalışmak zorunda olunca bide notlarımı yüksek tutmam gereğince tek çare sevmediğim eslem oldu.
Canım sıkkın sıkkın evime ilerlerken yüzümü güldürmeye yarayan o silueti gördüm masum masum bana alttan alttan bakan minik bi şeydi o. Kucağıma alıp kirli tüylerini biraz okşadım.
Sanki canını acitmışım gibi havladı. Ama sanki havlama değilde inlemek gibiydi sesi. Bu sesi çok içimi acıtmıştı. Bunu bu halde dışarıda bırakamazdım. Havalar çok sıcaktı bu aralar , Hasta olabilirdi. O yüzden küçük yavru köpek kucağımda ilerlemeye devam ettim. Evimin önüne gelince dikkatlice okul çantamın içine yerleştirdim yavru köpeği. Zile basar basmaz 1 adım geriledim. Bu neden oldu bilmiyodum , ama refleks olarak genelde oluyodu.Kapıyı annemin açmasını beklerken babam açtı , ve Gine herzmanki gibi anneme bağırıp çağırıyodu. Tuğba ise kulaklarını tıkamış bi köşede oturuyodu. Ben böyle bi aile istemiyodum , böyle bi ailem olacağına hiç olmasın daha iyiydi. Hızla içeri girip tam odama yeltenirken annem arkamdan bağırdı.
"Al şu tuğbayı hiç uğraşamam bugün bunla" dedi. Annem sözünü bitirdiği an tuğbanın yanına gidip elinden tutarak kaldırdım , bir yandan tuğbayla beraber odama ilerliyor bir yandan da "sen hangi gün bi kızınla uğraştın ki , ne benle nede tuğbayla , hep nefret ettin bizden , yeter artık bıkmadın mı kendi doğurduğun evlatlarına bunu yaşatmaya" diye bağırıyodum.
Ben daha sözümü bitirmeden annem arkamdan söylenmeye başlamıştı bile , bense daha fazla buna tahammül edemeyip adımlarımı hızlandırdım. Odama girince kapattığım kapıya yaslanarak derin bi nefes verdim. O verdiğim nefes yerine içli bi nefes daha almayı hayal ediyodum ki , aldığım nefes ile ciğerlerimin içine bi sızı dolmuştu. Bunu beklemiyodum.
Kapıdn sırtımı ayırıp üzerime rahat biseyler giymek için dolabıma doğru ilerledim. Dolabımı açıp beyaza dönük sweetimi ve ekose desenli kahverengimsi pijamamı aldım. Üzerimdeki beyaz gömlek ve kırmızı kravatı çıkartıp yerine
Sweetimi geçirdim. Altimdaki kırmızı kareli okul eteğinide çıkartarak pijamamı giycek yer açmıştım. Eşofmanimıda giydikten sonra yatağımın sağ üst köşesindeki komidine yöneldim. Komidinin ikinci çekmecesi deki küçük boy resim defterini ve renkli keçeli kalemleri çıkarttım. Yatağıma doğru ilerlerken makyaj masamın karşısındaki koltukta oturan tuğbaya elimdekileri uzattım , uzattıklarıma hemen uzanıp aldı.Başları biraz dolu olduğu için boş sayfa aradı ve sondan 6. Sayfayı açtı. Keçeli kalem olarak ilk olarak kırmızı rengini seçmişti. Tuğbanın en sevdiği renk kırmızıydı. O resim defterine birşeyler çizerken bende yatağımın üzerinde oturmuş telefonumla uğraşıyordum. Eve gelirken rüzgara hiç yazamamıştım tam ona yazmak için mesaj sayfasına gircektim ki duyduğum ses ile elim telefonumun üzerinde donakaldı. Çaresizce yardım isteyen küçük bi köpek sesiydi bu. "Hav havv ha-" devamını nefessiz kaldığı için getirememişti herhalde. O da benim sayemdeydi. Köpeği okul çantamın içinde unutmuştum. Hemen koşarak odaya girer girmez kapının yanına fırlattığım çantama ilerledim. Çantayı hızla açtım köpek can havliyle kendini dışarı atınca biraz havladı. Nefessiz kalmıştı minik köpek. Hemen odamda duran minik geniş kavanozu alıp çantamın kenarındaki mataramdan su doldurdum. Köpeğin önüne koydum. Köpek biraz su içtikten sonra hemen kucaklayıp odamdan çıktım. Odamın hemen yanındaki banyoya ilerleyip içeri girdim. Köpeğin kirli tüylerini yıkmak için suyu ayarladım. Köpekler sudan nefret ederdi ama odamda bu şekilde dolaşmasına izin veremezdim. 12 dk sonra köpeği yıkamış bir taraftanda havluyla kurularken odama geçiş yaptım. Kapımı kilitledim. Annem benim eve köpek getirdiğimi görsün istemezdim. Köpeği odamın bi köşesine koyup çantamda sabahtan kalan ekmegimin kalan parçasını çıkartıp köpeğe götürdüm. "Bugün köpek maması alamadım seni küçük şey bunla idare etmen lazım yarın alırım" diye köpekle konuşmaya çalıştım fakat köpek beni pekte anlamış gibi durmuyodu. Köpek suyunu içip yemeğini yerken ben tekrar yatağıma doğru ilerledim.
Yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Rüzgarla konuşma sayfasına girdim. Nasılsın yazdım ama içim el vermedi sildim. Sonra içimdeki kıpırtıya engel olamadığım için sildiğim mesajın aynısını tekrar yazıp rüzgara gönderdim ve hızla telefonu kapatıp yatağımın yanındaki küçük çalışma masamın üzerine biraktım.
Yatağımın köşesine küçük bi kedi gibi kıvrılarak yattım. Bugün çok yorucu geçtiği için hemen uyumayı düşünüyodum ve öylede oldu. 8-9 dk sonra uyku beni içine hapsetmeye başladı. Karanlık beni içine çektikçe çekti. Bende karanlığın beni kendisine haps etmesine engel olmadım , ve kendimi karanlığın ellerine teslim ettim.
Hemen diğer bölümü yayınlamaya çalışcam görüşürüz canım okurlarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİN ÖMRÜ
HumorKadın gitti. Adam merak etti. Kadın sordu; Seni nasıl mutlu edebilirim? Adam cevap verdi; Birdaha asla gitmeyerek-