9 bölüm

26 6 2
                                    

Evden çıkarken Alaza yani en yakın erkek arkadaşıma mesaj atmıştım. Buluşalım diye. E tabi ki red etmemiş kabul etmişti bu teklifimi. Onunla konuşmak bana çok iyi geliyordu. Rahatlıyordum sanki.

Bir kafede buluşalım diye konuşmuştuk. Fakat oraya taksiyle gitmek istemiyordum. Hava almaya ihtiyacım vardı gerizekalı yüzünden. Ev üzerime üzerime geliyor resmen. Onu bir elime geçirsem varya Allah yaratdı demem öyle bir güzel döverim ki kaç yıllık sporumu yaparım yani.

Kafeye doğru yürüyordum. Temiz hava almak bana çok iyi gelmişti. Yürürken bir anda telefonuma bildirim geldi. Bu aralar telefonuma yalnız bir kişiden bildirim geldiği için kim olduğunu adım gibi biliyordum. Telefon çantamdan çıkardım ve " gölgem" ismini görünce acayip bir sinir geldi yine bana. Değil onun adı her şeyi bana zarardı. Doğrusu yüzünü bile bir kere olsun görmemiştim. Aman bana ne canım onun yüzünden. Çirkinin biridir kesin. Hayır yani durup ailemi kaçıran adamıda beyenemem yani. Ailem yüzüme tükürür her halde.

Bildirime tıkladım

Gölgem; Nerdesin sen??

Ben; Sana ne 😒

Aynen böyle atdım ona bu mesajı .

Gölgem; Sana soruyorum neredesin?

Ben;  Evdeyim oldumu?

Gölgem; Evde olmadığını biliyorum tabiki. Kiminle oynuyorsun kızım sen. Evden çıkarken gördüm her halde seni. Son kez soruyorum neredesin!?

Adama bak ya gerizekalı. Hayır yani sana ne neredeysem nerdeyin. Senden izinmi alıcam birde. Ruh hastası ya.

Ben; Bir arkadaşımla buluşucam tamam ?

Gölgem; Hangi arkadaş bu acaba ?

Ben; Sen benimi kıskanıyor musun acaba yoksa bana mı öyle geliyor? .

Gölgem; Tabi ki sana öyle geliyor. Ben seni niye neden kıskanıyım canım. Sadece arkadaşına olanları anlatırsın diye öyle sordum. Yoksa bana ne senin kiminle konuşmandan. Umurumda bile değilsin. Tipim hiç değilsin.

Ben; Bana bak sinirlerimi zıplatdırma bana. Sen hayatıma girdiğinden beri sinir problemlerim var senin yüzünden. Baht karası gibi oturdun hayatıma zaten teşekkür ederim gölgecim. Sana nasıl teşekkür ede bilirim acaba ?. Ha ?

Gölgem; Nasıl teşekkür edersin bir düşünmem lazım. Bana biraz süre ver olurmu?. Böyle birden pat diye sorunca aklıma gelmedi biliyormusun.

Ben; Neyse beni rahatsız etme. Bırak da  arkadaşımla buluşayım.

Diyip telefonu kapattım. Kafeye varmıştım artık. İçeri geçtim ve Alazı aramaya başladım. Çok geçmeden Alazı gördüm ve onun oturduğu masaya yaklaştım. Ben ona yaklaşınca beni gördü ve yüzünde derin bir tebessüm yarandı. Beni görünce ayağa kalktı tabi. Ona yaklaşınca bir anda kendimden beklemediğim bir anda ona sarıldım. Bunu oda beklememiş olucak ki şaşırdı tabi ki bu hareketime. Ama çok geçmeden oda bana sarıldı. Bir kaç saniye öyle kaldık. Çünkü buna gerçekten de ihtiyacım olduğunu hiss etdim. Ailemi yokluğu bana çok kötü gelmişti.

Bir birimizden ayrıldığımızda bu davranışımdan rahatsız ola bileceyini düşünmüştüm ama tam aksine bu sanki hoşuna gitmişti. Ayakta fazla kaldığımızı hiss edib tam oturucaktım ki Alaz bir anda sandalyemi çekti ve benim oturmamı işaret etdi. Alazın benden hoşlandığını biliyordum ama bunu bilsem bile onunla arkadaşlığımı devam ediyordum. Çünki o bana çok iyi geliyordu. Her anlamda.

Ona neden sarıldığımı da sorgulamamıştı ayrıca. Alaz " ee nasılsın görüşmeyeli çok özlemişim seni gerçekten"dedi. "Bende seni çok özledim gerçekten iyiki buluştuk. Buna çok ihtiyacım vardı bu aralar "dedim. " Beni kırmayıp geldiğin için ayrıca teşekkür ederim"dedim." O ne demek delimisin kızım.  Sen benim her şeyimsin. Ne zaman istersen beni araya bilirsin . Gecenin 3 4 bile olsa yinede ara bana fark etmez. Her kes beni rahatsız eder ama senden başka"dedi.

Az önce söylediğimiz yemekler de gelmişti. Biz yemeye başlamışdık. Bir yandan da ortaya karışık konuşuyorduk. Arada da Alaz benden hoşlandığını belli eden şeyler söylüyordu. Fakat ben hiç bir demiyor dinlemeye devam ediyordum.

Alaz bana yaklaşmaya başlamıştı. Bu beni rahatsız ediyordu ama çok değil. Elini yaklaştırıp elimi tutacağı sırada telefonu çalmaya başladı. Telefonun sesini duymamış gibi hala daha elimi tutmak için elini uzatıyordu ki e artık bu kadar fazla dedim ve " açmayacak mısın?"dedim. " Yok gerek yok "dedi. "Yok bence sen telefonu aç "dedim .

"E tamam o zaman ben bir şuna bakıp geliyim "dedi. Ve lavobaya kadar gitdi. Bende yemeyimi yemeye devam ettim. Bu anda bir garson yanıma yaklaştı ve masaya bir kağıt bırakıp gitti. Kağıta anlamsız bakışlar atıyordum. Ve Alaz gelemeden kağıtı aldım ve açtım.

𝑺𝒂𝒏𝒂 5 𝒅𝒂𝒌𝒊𝒌𝒂 𝒛𝒂𝒎𝒂𝒏 𝒗𝒆𝒓𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎 𝒆𝒈̆𝒆𝒓 𝒉𝒆𝒎𝒆𝒏 𝒐 𝒎𝒂𝒔𝒂𝒅𝒂𝒏 𝒌𝒂𝒍𝒌𝜾𝒑 𝒈𝒊𝒕𝒏𝒆𝒛𝒔𝒆𝒏 𝒐 𝒄𝒂𝒏𝜾𝒏 𝒂𝒓𝒌𝒂𝒅𝒂𝒔̧𝜾𝒏 𝑨𝒍𝒂𝒛 𝒎𝒂𝒏𝒚𝒂𝒈̆𝜾𝒏𝜾 𝒃𝒊𝒓 𝒅𝒂𝒉𝒂 𝒂𝒔𝒍𝒂 𝒈𝒐̈𝒓𝒆𝒎𝒆𝒔𝒔𝒊𝒏 𝒚𝒂𝒏𝒊 𝒔̧𝒐̈𝒚𝒍𝒆 𝒂𝒏𝒍𝒂𝒕𝒂𝒚𝜾𝒎 𝒃𝒆𝒏 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒎𝒊𝒏𝒊𝒌 𝒌𝒖𝒔̧𝒖𝒎 𝑨𝒍𝒂𝒛 𝒃𝒆𝒚𝒆𝒇𝒆𝒏𝒅𝒊𝒔𝒊 𝒊𝒄̧𝒊𝒏 𝒆𝒍𝒇𝒂𝒕𝒊𝒉𝒂 𝒐𝒌𝒖𝒚𝒂𝒄𝒂𝒌𝒍𝒂𝒓 𝒂𝒏𝒍𝒂𝒕𝒂 𝒃𝒊𝒍𝒅𝒊𝒎𝒎𝒊 𝒂𝒄𝒂𝒃𝒂 𝒃𝒊𝒍𝒎𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎 𝒂𝒎𝒂 𝒔𝒆𝒏 𝒃𝒆𝒏𝒊𝒎 𝒏𝒆 𝒅𝒆𝒎𝒆𝒌 𝒊𝒔𝒕𝒆𝒅𝒊𝒈̆𝒊𝒎𝒊 𝒆𝒍𝒃𝒆𝒕 𝒂𝒏𝒍𝒂𝒅𝜾𝒏 𝒅𝒆𝒈̆𝒊𝒍𝒎𝒊. 𝑵𝒆𝒚𝒔𝒆 𝒃𝒊𝒍𝒊𝒓𝒔𝒊𝒏 𝒃𝒆𝒏𝒊 𝒇𝒂𝒛𝒍𝒂 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒔̧𝒎𝒂𝒚𝜾 𝒔𝒆𝒗𝒎𝒆𝒎 𝒃𝒆𝒏 𝒗𝒆 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒔𝒐𝒏 𝒖𝒚𝒂𝒓𝜾𝒎 𝒃𝒖 𝒉𝒆𝒎𝒆𝒏 𝒌𝒂𝒍𝒌 𝒗𝒆 𝒐𝒓𝒅𝒂𝒏 𝒖𝒛𝒂𝒌𝒍𝒂𝒔̧ 𝒉𝒆𝒎𝒆𝒏!.

𝑮𝒐̈𝒍𝒈𝒆𝒏.                             

Bu mektubu okuduğum an yaptığım ilk şey etrafa bakmak oldu. Buradaydı beni takip etmişti. Ve ben onu görmediğim için kim olduğunu bile bilmiyordum. Belki bu mektubu bana getiren garsondur belki sağımda yalnız oturan adam. Bilmiyordum hiç birşey bilmiyordum. Fakat bir şeyi çok ama çok iyi biliyordum. Alazın iyiliği için burda hemen uzaklaşmalıydım.

Ve hemen montumu giydim telefonumu aldım. Alazı bekleyemezdim çünki biliyordum eğer biraz da burda kalırsam Alaza bir şey yapacaktı. Başkası dese inanmam ama o hiç şaka yapmadığı için ona inanıyordum maalesef. Ve hemen koşar adımlarla oradan uzaklaştım.

Kayıp olan hayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin