Her şey ip yumağı gibi karışmaya devam ediyordu. Telefonumu kilidini nereden biliyordu mesela. Doğum günümü koymuştum. Beni ne kadar tanıyor bilmiyorum. İntikam ateşinde yanıyor resmen. Benden intikam almak istiyor. Ama niye ben onu hiç görmedim bile ismini bile bilmiyorum. Ona ne yapmış ola bilirimki. Beni öldürüceğini söyledi. Gerçekten yaparmıydı. Öldürürmüydü beni ?. Bence yapmaz. Yapamaz ki. Ne anlatıyorum ben ya. Hiç tanımadığım insan haqqında böyle nasıl konuşa biliyorum. Sanki çoktan tanıyormuş gibi hemde. Kendimi bir şey sanıyorum güya.
O kadar uyuduğumu nereden biliyordu. Dakikası dakikasına. Hem nasıl oluyor da uyandığım anda bana yazıyor. Bir şeyler var . Biliyorum. Bende ona yazma kararı aldım. Telefondan gölgem isimli adın üzerine tıkladım. Adını
değiştirmeyecektim. Olduğu gibi qalsın. Yazamaya başladım.Ben ; Hiç bir şey anlayamıyorum. Aklımı kaçırmama neden oluyorsun. Ne istiyorsun benden. Neyin intikamını alıcaksın. Seni tanımıyorum adını bile bilmiyorum. Neden bahs ediyorsun sen. Ayrıca telefonumun şifresini nereden biliyorsun. Yattığım saate kadar beni takipmi ediyorsun gerçekten. Nasıl bir sapıksın sen. İntikam adıyla benimi elde ediceksin. Ailemi serbest bırak artık. Diyorsun ya seni öldürücem. İşte sana bir fırsat veriyorum. Ailemi bırak beni al. Öldür , al intikamını ama ailemden uzak dur. Onlar sana bir şey yapmadı ki. Bende hiç bir şey yapmadım sana. Ama bilmediğim bir nedenden ötürü beni sorumlu tutuyorsun. Her şeyin suçlusu benmişim gibi. Değilim yemin ederim. Hiç kimseye zarar vermedim bu yaşıma kadar. Benden intikam almana neden olacak ne yapmış ola bilirim ki. Söylesene hiç mi vicdanın yok. Senden tek bir şey istiyorum. Madem ölmeme çok az kaldı. Bırakta ailemle birlikte geçirelim. Sonra öldür beni.
Mesajı atmıştım. Ne cevap vericek bilmiyordum. Zaten umrumda bile değildi. Ben içimden geçenleri ona söylemiştim. Birden bir bildirim geldi. Hemen açtım telefonu. Evet mesajdan ondan gelmişti. Hemen mesaja tıkladım.
Gölgem ; Bakıyordum da çok fazla ismimi merak etmişsin. Direk olarak ismimin ne olduğunu sormamışsın ama ben yinede söyleyeyim. İsimim Miraç. Bana seslendiğin zaman böyle seslene bilirsin. A ama beni hiç bir zaman göremeyeceğin için bu biraz imkansız olucak bence minik kuşum. Gelelim şifre meselesine . Senin doğum günün yani Martın ayının 2 sinde yalnız sen doğmadın. O gün benim için koca bir kabustu. Hepsi senin yüzünden. O gün intikamımın başladığı gün. Seni öldürmek isteğiyle yanıp tutuştuğum gün o gün. Her ne kadar hatırlamak bile istemesem de yaşadığım acının kat be katını sana yaşatacağımdan hiç şüphen olmasın. Çünki ben sözümü tutarım. Eskiden bazı insanlara verdiyim sözler vardı . Ve o sözleri yavaş yavaş tutuyorum. Bunlardan en büyüyü ise senden intikamımı almak. Bu arada senin uyandığın ana kadar nasıl biliyorum diye düşünüyorsun ya. Ha işte seni merakta koymiyayim. Eğer evin her odasında yukarıya bakarsan ne demek istediğimi anlarsın minik kuşum. Mesajını bekliyor olacağım.
Çok uzun mesajlar atıyorduk bir birimize . Yüz yüze konuşmadığımız içindir bu .İsmi çok hoşuma gitmişti. Miraç. Garip biriydi . Bu güne kadar tanıdığım hiç bir insana benzemiyordu. Bir dakika o bana yukarı bakmı dedi. İyide neden yukarı bakacaktım ki. Neyse dedim ve ayağa kalktım. Zaten kendi odamdaydım. Başımı yukarı kaldırdım ve ne aradığımı bile bilmeden bir şey aramaya başladım. Belki de benimle oynuyordu. Kim bile bilir. Artık hiç bir şey bulamayıb başımı aşağı çevirecektim ki gözüme siyah bir şey takıldı. Ama ne olduğunu anlayamıyordum. Bu yüzden de bir tabure getirdim ve üzerine çıktım. Biraz daha yakından bakınca ağzım açık kalmıştı. Çünki gerizekalı odama kamera takmıştı. Bu kadarı artık fazlaydı. Sonra diğer odalara da baktım ve bütün eve kamera taktığını gördüm. Korkuyla banyo ve lavobaya baktım. Allahtan onlara takmamıştı. Ama bu nasıl olur haddini çok aştı artık o. Hangi hakla evime kamera takardı. Ayrıca ne zaman takmıştı. Diye düşününce aklıma bayıldığım geldi. Bu eve o getirmişti beni. Sonrada kameraları takmıştı. Sinirle elime telefonu aldım bu kez mesaj atmıyıcaktım. Direk arama tuşuna bastım. Ve çalmaya başladı. Hiç beklemiyordum fakat açmıştı. Açacağını beklemiyordum diye ilk bir kaç saniye sustum. İlk konuşan ise o oldu.
" Sürprizimi beyendinmi minik kuşum?"dedi. Sesi öyle güzeldi ki sanki kulaklarımı okşadı. Ama tabi ona belli etmedim bunu . Edemezdim de. " Sen delimisin eve kamera takmakta ne demek. İntikam almak istiyorsun tamam dedim. Ama bu yaptığın çok iyrenç bir şey. Açık açık beni taciz ediyorsun. Sana böyle bir hakkı tanıyan olmadı. Anladınmı. " Telefon kulağımda bir şekilde taburenin üzerine çıktım. Ve tam elim kameraya uzanmıştı ki.
" Sakın, sakın böyle bir hata yapıyım deme. Çünki zararlı çıkan ben değil sen olursun."dedi. Ve elimi sertçe aşağı indirdim. Sonrada tabureden indim.
" Sen evde kamera olduğunu bil istedim çünki yinede evde yalnız yaşıyorsun artık. Ve kameradan seni gözetliyorum. İşini bil diye söyledim kameranın olduğunu. Oda saygı duyduğum için. Taciz falan ayıp oluyor. Tamam senden intikam almak istiyor ola bilirim ama böyle bir şeyi asla ama asla yapmam."dedi.
"Asıl sen kendine gel bir daha da bana böyle iftiralar atma sakın. Ha birde o kameraların birine bile bir şey olursa senin için hiç de iyi şeyler olmayacak bunu bil minik kuşum. Hoşçakal".Bana konuşma hakkı bile tanımadan telefonu yüzüme kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp olan hayaller
RomantizmBir insanın en güvendiği, ilk sığındığı liman neresidir sizce?. Evet o bahsettiğim liman Aile. Aile nasıl 4 harfli ama içinde her şeyi barındıran bir kelime öyle değil mi?. Ama benim limanım çok uzaklara girdi.