2

1.2K 42 11
                                    


"Nerede kaldın ya sen?" İlayda'nın sorusuyla boşver dercesine kafasını salladı. Masada bir tek İsmail ve İlayda kalmıştı. "Diğerleri nerede?"

"Aleyna Çalışkan erken ayrıldı. Batuhan.. harbi o nerede?" İsmail de merak edercesine sorduğunda Aleyna etrafa bakındı. Masadan ayrılıp bar tezgahının yanına ilerledi. Batuhan'ı da orada bulmuştu.

"Niye tek başına oturuyorsun?"

"Sen dışarı çıktın, Çalışkan gitti, İsmaille İlayda da oynaşıp duruyor. İçim sıkıldı ya."

Güldü Aleyna ona. Batuhan istemsiz komik biriydi onun için. Bazı konularda çok aptalca konuşmasa daha iyi anlaşabilirlerdi.

İkisi biraz sustu, o sırada Batuhan onun için de bir içki söyledi. Bugün hiç içmemişti o yüzden birkaç bardaktan bir şey olmaz diye düşündü, eve taksiyle dönecekti zaten.

"Poyraz'ı gördüm dışarıda, rahatsız etti mi seni?"

"Beni rahatsız edenle kendim ilgilenebiliyorum." Aleyna gülerek söylese de sesi biraz ciddi çıktığı için Batuhan ona döndü.

"Merak ettim sadece, hesap soracak halim yok."

"Geldi yanıma. Ama bir şey yok yani. Konuştuk, sonra da içeri geçtim." yalandı. Oysa çok sinir etmişti onu. Ayağını kalın topuklusuyla ezmek istemişti.

Birkaç içkiden sonra başının hafif zonklamasıyla içmeyi bıraktı. Uzun bir süre içmediği için şimdi çok az içse bile çarpıyordu.

"Buraya bakıyor, tipini siktiğim.." Batuhan güzel kafayla birkaç küfür daha savururken Aleyna bahsettiği kişiye doğru döndü. Masasına yaslanmış ikisine çatık kaşlarla bakıyordu Poyraz. Sonra ise Aleyna ayaklandı.

"Ben de gidiyorum. Daha fazla içme, yığılacaksın bir yerlere."

Ayağa kalkan Aleyna'nın kolunu tuttu, "Ben bırakayım seni?"

"Bu halinle kimseyi bırakma, hatta araba bile kullanma. İsmail abiye söylerim seni de o bırakır, tamam mı?"

Batuhan çok ses çıkarmadan kafasını önündeki tezgaha gömdü. Aleyna ise dediğini yapıp İsmail'e birkaç şey söyledikten sonra mekandan ayrıldı.

Yola doğru yürürken kendi topuklarının çıkardığı sesten ayrı olarak bir çift ayak sesi daha duydu. Az çok bir tahmini varken yürümeye devam etti. Sonra zaten arkasındaki kişi kendine yetişip yanında yerini almıştı.

"İçtin mi?" bugün özellikle dibinden ayrılmıyor gibiydi. Küçük bir mırıltıyla onayladı Aleyna onu.

"Ben bırakayım o zaman seni."

"Taksi çeviririm."

"Hadi be Aleyna, ısrar etme."

"Sen etme, hem sanki sen içmedin."

"Yoo, içmedim." Aleyna adımlarını yavaşlatıp ona döndü. Aralarındaki boy farkı giydiği topuklularla biraz olsun azalmıştı. Poyraz'ın kendisine ciddi ciddi baktığını görünce büyükçe bir nefes verdi dışarı. Karşısındaki adamı birazcık tanıyorsa kabul edene kadar başının etini yerdi.

"İyi tamam." Poyraz şaşkınlıkla güldü. "Bu taraftan." diyerek önden ilerlemeye başladı.

İkisi de arabaya bindiğinde çalıştırmadan önce Poyraz ona döndü. Aleyna da üstündeki bakışları hissederek ona dönünce ortam biraz gerilmişti.

"Ne oldu?"

"Önce seni başka bir yere götüreyim mi?"

Aleyna gözlerini devirdi. "Bu saatten sonra nereye gideceğiz?" saat gece yarısına gelmişti. Sokaklarda da çok insan kalmamıştı. Sadece ara sokaklardaki birkaç barın önü doluydu.

heaven can wait |alpoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin