Selamyeni bölüm ile geldimm,beğenirsen oy atmayı unutma♡
Hâlâ arabadaydık yol bitmiyordu,.Alaz'a dönüp;
"eşşek gibi sürüyorsun arabayı"
Alaz bana bakıp yola döndü;
"Yol kötü komutanım"
Süleyman alay ile;
"Bekleyeniniz var herhalde komutanım,ne bu acele?"boş imâ yapıyordu pezevenk.
"Sen ne zamandan beri bana karışır oldun Süleyman,gözüme batıyor bu aralar haberin olsun aslanım."
Kelimeleri bastırarak abartılı bir şekilde;
"Ohooo size de şaka yapılmıyo be komutanım."
"Yapma o zaman aslanım." dikiz aynasından Süleymana baktığımda kollarını göğsünde bağlamış başını camdan tarafa çevirdi.
Küskün bir tavırla;
"Öyle olsun komutanım,taktik isteyeceğiniz zamanlarda gelir."
Başımı hafif arkaya çevirip ona baktıp;
"Ne taktiği isteyeceğim lan"
Sağ omzunu indirip kaldırdı;
"Bir iki güne görürüm sizi,komutanım"
Kaşlarım çatıldı;
"Lan it,bana mı trip atıyorsun?"
Sağ omzunu indirip kaldırdı;
"Tövbe haşa,komutanım,ama kalbimi kırdığınızı da belirtmek isterim."
Alaz saniyelik dikiz aynasından Süleymana baktı;
"Beynimi siktin lan,sesini kes yoksa,ben kalbinle kalmayıp kemiklerini de kıracağım.
"Yok,yok beni anlamıyorsunuz siz komutanlarım"yanında ki Mert'i gösterip"Bu salakta cezayı aldı konuşmuyor sus pus kaldı zaten,Amip beyinli"dedi ve şıçışmalı bir gülüş attı.Ona dikiz aynadan bakmamla Gülüşü bıçak kesmiş gibi dağıldı."Siz ses telimi sikmeden ben susuyorum,komutanım"deyip başını sallayarak camdan dışarı bakmaya devam etti.Mert koltukta yerine daha çok sinmiş efkerlanıyordu ,Aslı'nın omzuna başını koyduğunda Aslının kaşları çatılmıştı.
Omzunu kaldırıp indirdiğinde Mertinde başı dikleşmiş Aslının yüzüne bakıyordu.
Aslı;
"Ne yapıyorsun gerizekalı!"
Mert kısık bı sesle;
"Off be zeytin gözlüm,zaten bu gece uyku yok bana şuraya kıvrılayim.Hem sen komutanına nasıl gerizekalı diyorsun kızım"
Aslı göz devirip;
"Siz nasıl askerinize kızım diyorsanız öyle komutanım.
Kestireceksende omzuma başını koyma,uyarıyorum sadece,komutanım! Rahatsız olduğum bir şeyi tekrar yaparsanız komutanlık falan dinlemeyeceğimi belirtmek isterim."Burnumdan sesli bir nefes verdim.Yolda bitmiyordu ki anasını satayım "SAVAŞ!"
"Düzgün otur lan,belanı siktirtme bana"Yerinde dikleşip;
"Emredersiniz komutanım"Aslıya bakıp sırıtarak;
"Tamam zeytin gözlüm ben senin istemediğin birşeyi yapmam zaten""Komutan dedi az önce zaten Mert,bir daha yaparsan götünde C4 patlatır."
Bana bakıp başını usulca salldı ve aslıya dönüp;
"Beklenir,komutanımdan."Aslı derin bir nefes alıp camdan tarafa başını çevirdi.
❆❆❆
Defne'den
Yüzbaşıyla mesajlaştığım da; albaya geliceklerini onun için sormadığıma,ikna etmeye çalışsam da muhtemelen yemedi.
Bal gibi de yüzbaşını sordun işte Defne. Evet onun gelip gelmeyeceğini merak ettim ve hâla gelmesini istiyorum.
Gelmesini umuyordum ama belliydi yorulmuşlardı.
Gelmeyince,doğrusunu söylemek gerekirse durgunlaşıp üzülmüştüm onu aradığım sıra zaten yemek yenilip,çaylar içilmişti halayı bıraktığımda Sinem beni kaldırıp devam etmemizi sağlamıştı.Bı ara erik dalı çalması ile onu da oynamıştık.Şu an Sinemin zorlamasıyla halaya tekrar katılmıştım ama bu sefer halay başı değildim.Sıkılmışmıydım,hayır.
Bıkmışmıydım,hayır. Yorulmuşmuydum, evet ama bu tabi ki bana engel olamazdı! tam gaz halaya devamkee.O yüzden oynamaya devam ettim.Ben olduğum yerden bedenimi öne eğip kafamı halay kuyruğuna çevirdim ve bağırdım,malum davuldan sesimiz zor duyuluyordu.
"Bir daha gösterir misin nasıl yaptığnı Arjin teyze?!"
Hafif kilolu yuvarlak yüzlü geldiğinden beri çok iyi oynayıp zılgıt çeken teyze;
"Tabii,öğretmen xanım"
Zılgıt çekmeye başladı.
Li li lilili li lilili!Bende yapmak için elimi ağzıma götürüp bağırıyordum ki,Sinem bana dönerek;
"Alıştın kız"
Gülerek;
"Tabii, bir sorun var ki ayaklarımı hissetmiyorum."
Sinem;
"Bende aynı durumdayım ama gram sıkılmadım aman geçer hem yarına.""Haklısın sanki her gün mü böyle oynuyorum?"
Sineme kaşlarımla teyzeyi işraet ederek;
"Bak bak ben de yapacağım şimdi!"
Bende elime ağızıma vurarak aynı sesi çıkarmıştım.Ama biraz kısık sesle olmuştu ama sonuçta yapabildim.
Sinem bana tek kaşını kaldırıp gülerek baktığında;
"Ben buradaki kaç düğüne gidip,hâlâ şu zılgıtı öğrenemedim.Helal kız valla"
Kısık sesli bir şekilde kıkırdadım.Halay çekmeye devam ederken bı yüz gözlerin önünde görmek beni şaşıttı. benden bı hayli uzakta olsa da bu yüzü tanımamam mümkün değildi.
Fevri soluk alıp vermelerimle göğsüm hızla inip kalkıyordu.Gözüme ilk çarpan deniz mavisi gözleri olmuştu.
Saçlarının uç kısımları nemli duruyor, alnına dökülüyordu.Gelince duş almış olmalıydı,kumral saçları bu yüzdendir ki koyulaşmış gözüküyordu.
Üzerine siyah boğazlı kazak altına lacivert kot giymişti.
Siyah boğazlı kazağın kollarını dirseklerine doğru sıyırmış,fazlasıyla belli olan pazuları daha fazla göze çarpıyordu.Bileğindeki kaliteli olduğu belli olan saat'te oldukca şık duruyordu,bu manzara karşısında iç geçirmeden edemedim.Oradaydı,oysaki mesajda hiç gelicekmiş gibi değildi.Mehmet ağa ile el sıkışmıtı.
Diğer askerleride yanındaydı ağa ile selamlaşırken,deniz mavisi hareler alanı tarıyor.Sanki aradığı bir şeyi bulmaya çalışıyordu.Sinem ve yanımdaki esmer,benim yaşlarımda olan adamın elini bırakıp ona doğru yürümeye başladım.Sinem gitmemle bana bakıp sonra gittiğim yöne baktığında onları görmüştü dudağında bir tebessüm oldu.
Attığım her adımımda ona daha çok yaklaşırken nefes alış verişlerişmin daha da hızlanması normal değildi.
Gelmesini beklemiyordum.Hiç beklemiyordum...
Hareleri sonunda kahvelerime tutunduğunda sanki aradığı kişiyi bulmuşcasına parladı,dudağıma engel olamadığım kocaman bir gülümseme peydah oldu.Ben ona nasıl baktığımı tam olarak bilmiyordum ama onun bana olan bakışları da kesinlikle iki gündür tanıdığı birisi için bu kadar yoğun olmamalıydı, ya da ben abartıyordum.
Bu bakışlara marus kalan bedenimin içindeki kalbim atışını her saniye daha da hızlandırıyor,parmak uçlarımın uyuşmasına neden oluyordu.dışardan bakan birisi için muhtemelen benimde bakışlarımın,deniz mavisi gözlere sahip kişiden pek bir farkı yoktu.
Hatta ek olarak yüzümden silemediğim bu kocaman gülümseme de işin içindeydi.BÖLÜM SONU
Oy atmayı unutmayalım<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim
RandomHayali öğretmenlik olan Defne sonunda bu hayalini gerçekleştirmek üzere,tayininin çıkmasıyla Hakkari -Yüksekovaya gelir. Yüzbaşı Yağız, albayın verdiği görevle Defneyi almak için hava limanına gider. Onlar için pekte güzel bir tanışma olmamıştır. Ba...