Aşk ve acı birbirine benzer,
Varken ne acıya ne de aşka alışamazsın.
Tam alıştığını hissettiğin anda da ikisi birden yok olurlar.
Bir hikâyede karakterlerin her biri kendini gerçekleştirmek ister.
Ama birinin gerçekleşmesi öbürünün yok olması demektir.
Bu böyledir ve başka türlü de olamaz,
Birine karar vermek diğerini kaybetmek demektir.
Ama bir gün biri gelir ve...
Kaçınılmaz olan gerçekleşir. Dünyanın düzeni böyledir.
Sürekli sınanır insan ve ilişkiler. O biri hep gelir.
Bazen, bazen de o biri sen olabilirsin...
***
Giriş
Hayat herkese farklı bir rol yazıyor ve senden her ne olursa olsun yaşamanı, kusurlu da olsa yazılanı oynamanı bekliyordu. Kaderi değiştirebileceğini düşündüğün her dönemeçte önüne birden fazla seçenek sunuyor, seçimi senin yapacağını düşündürüyor, inanmanı sağlıyordu ama aslında tüm yollar dönüp dolaşıp aynı yere getiriyordu. Tıpkı tek çıkışı olan bir labirent gibi.
Benim labirentim, hayatımı değiştiren tek bir soruyla inşa edildi: "Babanı kurtarmak istiyor musun, Sare?"
Çocuk aklımla verdiğim cevap beni, kaçmam gerektiği hâlde uzaklaşmayı beceremediğim, gözlerimin önünde yanan evden alıp çıkmaz sokakta bir başka eve hapsetti...
"Babanı kurtarmak istiyor musun, Sare?" diyor adam. "Babana kavuşmak istiyor musun?"
Konuşmaya korkuyor, aceleyle başımı sallıyorum. Gökyüzüne yükselen alevlerden kaçıp gelmesini ellerim kalbimde beklesem de çocuk aklım bile, annemin geri dönemeyeceği bir yere gittiğinin farkında. Babamı korumayı nasıl istemem? Ağlarım. Yalvarırım. Yeter ki bıraksınlar beni ve babamın kollarının arasına koşayım.
Adam, "O zaman iyi dinle beni," derken, evin ön tarafından adımı seslenen bir haykırış duyuyorum.
"Sare!" Patlayan silah seslerinin arasından bile öfkesi, çaresizliği kendini belli ediyor. "Kesin ateşi!" dediği anda tüm sesler kesiliyor. "Bırak onları Necdet! Bırak, çıksınlar! Sonra ne istersen al Allah'ın belası ama onları bırak!"
Günlerdir özlemle beklediğim sesin geldiği yöne doğru dönüyorum hızla. Adamın ne dediği önemini yitiriyor. Babam sonunda gelmiş. Hareket etmeye çalıştığımda kollarımı tutan eller sıkılaşıyor, tükürür gibi söylediği kelimelerinin arasında hırsla sarsmaya başlıyor çelimsiz bedenimi.
"Deneme bile! Gitmeye ya da konuşmaya kalkarsan babanı öldürürüm."
Korkuyla siniyorum. Babamın silahlı adamları yok. O, tek başına ama etrafta öyle çok silah ve adam var ki!
"Boşuna bağırma!" diyen bir başka adam cevap veriyor. "Seni duyamazlar. Sana defalarca söyledim: 'Onları bir gün sen öldüreceksin,' dedim. Dinlemedin. Bak, gördün mü? Karını da kızını da senin yaktığın alevler yuttu. İkisinin de katili sensin."
"Kes yalanı, şerefsiz herif! Senin tek kelimene bile inanmam. Getir onları, Necdet! Eğer saçlarının teline zarar geldiyse yemin ederim, ömrümün son gününe kadar azap içinde yaşadığından emin olurum. Her gün ölmek için yalvarsan bile öldürmem seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Ruhu (Kitap/Yeniden Yayımda)
RomanceHatıraların, gecenin ruhunda kanat çırpması... Geçmişi silinmiş, geleceği ise kimsesizliğe teslim edilmiş bir kadının hayata tutunma mücadelesi... Yıllarca saklı tutulan gerçekleri öğrenme yolunda ilerleyen Sare, kendini bir anda hiç ummadığı olayla...