4. Bölüm 🌙

89 9 6
                                    

Erdem
Tam 2 aydır hiç tanımadığım, adını bile bilmediğim biriyle mesajlaşıyordum. Başlarda garip geliyordu ama ona alışmaya başlamıştım. Her sabah, 'Günaydın' ve her gece, 'İyi geceler' mesajı atıyordu. Kim alışmaz ki? Ayrıca öğrencilerimden biriydi ve bu beni ister istemez rahatsız ediyordu. Eğer bu duyulursa adım çıkardı ve mesleğimden olabilirdim. Ama belli ki duyulmasını o çocukta istemiyordu ki 2 aydır hiçbir sorun çıkmamıştı.

Yine bir sabah ilk ders saatinde benim dersim vardı son sınıflara. Öğrenci zilinin ardından, öğretmen zili de çalmıştı. Koridorlarda tek tük öğrenciler vardı. Öğretmenlerden önce derse girmek için koşturuyorlardı. Bende tam dersimin olduğu sınıfın kapısına gelince biriyle çarpıştık ve elimdeki ders notları ve kitabım yere düştü. Bana çarpan kişi gireceğim sınıftan bir öğrenciydi simasını tanımıştım. Benden önce o eğildi dağılan notlarımı toplamak için. Bir yandan da özür diliyordu.

"Hocam kusura bakmayın. Derse geç kalıyordum da. Frenleyemedim kendimi özür dilerim." diyordu. Bende dikkatsizdim tüm suç onun değildi.

"Tamam sorun değil. Bende dikkatsizdim. Önüme bakmıyordum." dedim elimi elinin üstüne koyarak. Birkaç saniye bakıştık öylece. Arkamdan gelen sesle kendimize geldik.

"Hocam, bir sorun mu var?" diye sordu diğer sınıfa girecek öğretmen. Adını hatırlamıyordum ama birkaç kez selamlaştığım biriydi.

"Yok hocam. Ufak bir çarpışma oldu sadece. Sorun yok. İyi dersler." dedim ayağa kalkıp gülümseyerek. O da aynı şekilde gülümseyip cevap verdi.

"İyi dersler." dedi ve sınıfa girdi. Bende öğrencime geri döndüm.

"Hadi gir bakalım." dedim sınıfın kapısını açarak. Önden o girdi, bende peşinden girdim. Masama geçince telefondan gelen sesi farkettim ama dikkate almamaya çalıştım ve derse başladım. Konumuz şiirdi ve dersin ortalarına doğru sınıfa seslendim. "Evet arkadaşlar. Geçen ders verdiğim ödevi tamamladınız mı? Herkes bir şiir ezberleyip, kompozisyon yazacaktı ezberlediği şiirle ilgili." dedim ve sınıfta uğultu eşliğinde ödevler çıkarılmaya başlandı.

Herkes ezberlediği şiiri okuyor ve yazdığı kompozisyonu masama bırakıyordu. Daha sonra okuyup not verecektim. Sıra sabah kapıda bana çarpan çocuğa geldi. Kâğıdı verdikten sonra şiirini okumaya başladı.

Her ben, doIayIı bir şekiIde bir seni anIatış, bir senden yakınıştır.
Çünkü benim yerim seninIe onun arasındadır.
Ve o değiIdir bana yakın oIan, sensin.
Ben ben oIsam diIbiIgisi kitapIarındaki tekiI şahıs zamirIerini şu sıraya göre düzenIerdim.
Sen, ben, o!
Başta sen geIir, çünkü ben diye bir şey yok sen oImadıkça.
Her ben, benliğini senIe anIar.

Gözlerini gözlerimden ayırmadan okumuştu şiirini ve ben nedesizce heyecanlanmıştım. Çocuğun çok güzel gözleri vardı. Ela gibiydi ama yeşile çalıyordu. O gözler benim mavi gözlerime bakarak şiir okumuştu ve heyecanlanmıştım. Kafamı sallayıp düşüncelerimi uzaklaştırdım. Çocugun kağıdına baktığımda adının Meriç olduğunu gördüm. Geriye kalanlarda şiirini okuduğunda zil sesi doldu kulaklarıma. Kompozisyonlari alıp sınıftan çıktım. Öğretmenler odasına girdiğimde telefonumu çıkardım cebimden. Mesajlara şimdi bakabilirdim.

09:00
Anonim: İyi dersler hocam.

Anonim: Ah doğru ya, derste telefona bakmıyordun değil mi?

Anonim: Neyse bende seni izleyeyim biraz.

Üç mesaj vardı ve son mesajı okuyunca kaşlarım çatıldı istemsizce. Ne demek oluyordu bu? Ne yani anonim, 12-F sınıfında mıydı ve ben onun sesinden şiir dinlemiştim öyle mi? Hemen elimi hızlıca klavyede gezdirerek mesaj yazdım ve yolladım.

Erdem: 12-F sınıfından mısın?
Görüldü

Yorumlarınızı bekliyorum 🙏🏻

Nasıl gidiyor?

Sizleri seviyorum ❤

CANIM ÖĞRETMENİM *bxb*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin