11. Bölüm 🌙

40 5 0
                                    

Meriç
Yemekten sonra Erdem kahve yapmıştı ve televizyon karşısında içiyorduk. Bedenim o kadar yorulmuştu ki sanki iki gündür uyumuyor gibiydim. Saat daha gece yarısını bulmadan uykum gelmişti. Göz kapaklarımla savaş halindeydik. Onlar kapanmaya çalışıyor, ben açık tutmaya çalışıyordum. Erdem'in sesiyle ona çevirdim bakışlarımı. Hemen çaprazımda oturuyordu.

"Uykun geldi senin. Gecelik vereyim sana da yat sen." dedi. Tam odadan çıkıyordu ki geri dönüp bana baktı. "Hadi gel sende. Krem de süreceğiz." dedi. Karnımın acımamasına dikkat ederek ayaklandım ve peşine takıldım. Yatak odasına gelmiştik. Yatağın üstüne serili çarşafı kaldırdı. Katlayıp odadaki koltuğun üstüne koydu. Sonra bana döndü tekrar. "Uzan bakalım. Bende kremi alıp geleyim." dedi ve çıktı odadan. Nutkum tutulmuştu. Nerden, nasıl nefes alıyorduk? Onun yatağına mı yatacaktım? Evinde kalmayı bile imkansız gibi görürken, şimdi birde yatağında mı yatacaktım? Ben bu düşüncelerle cebelleşirken odaya geldi. "Neden uzanmadın? Krem süreceğiz hadi uzan." dedi ve beni yatağa yönlendirdi. Yatağa uzandım yavaşça. Oda yanıma oturdu ve üstümdeki penyeyi sıyırdı yavaşça. Canım o kadar yanmıyordu ama emin olmak istiyordu sanırım.

"Hocam, aslında canım o kadar yanmıyor. Yani gerek yok bence artık." dedim ama beni duymazdan gelerek kremi sürmeye başladı. Bu kez gözlerimi kapatmayacaktım. Pür dikkat onu izliyordum. Elleri vücuduma değerken titrek bir nefes verdiğini farkettim. Kremi yavaş yavaş morluğun üstüne yediriyordu. Kaslarım gevşemeye başlıyordu ve sıcak basmaya başlamıştı. Eli, dokunduğu yeri yakıyordu sanki. Neyse ki daha fazla uzatmadan bitirdi. Penyemi kapattı işi bitince.Yüzüne baktığımda kızarmıştı yanakları. Bende ondan farksız değildim çünkü yine ve yine yüzüm yanıyordu! Bana bir şey demeden odadan çıktı hızla. O çıkınca derin nefesler almaya başladım. Yavaşça doğrulup oturdum. Ayaklarımı yere sarkıttım. Ellerimi iki yanıma koydum ve öylece yere bakıyordum. Önümdeki halının desenlerini inceliyordum. Birkaç dakika sonra içeri geldi yine. Dolabına gitti ve birşeyler aldı. Bana seslenmesiyle ona baktım.

"Meriç, bu gece bunları giy." dedi ve mavi bir gecelik takımı bıraktı yatağın üstüne. Sonra tekrar dolaba yönelip yastık, battaniye ve çarşaf aldı. "Sen burada yat. Ben salonda yatacağım." dedi kapıdan çıkmadan önce. Hızla kalktım yerimden. Karnım biraz sızlasa da durmadım. Hemen kolundan tuttum odadan çıkmadan önce. Bana doğru döndü elindekilerle. Anlamamış bir şekilde bakıyordu.

"Hocam lütfen yerinizden olmayın." dedim ve elindekileri aldım hızla. "Salonda ben yatarım." dedim ve salona doğru yürümeye başladım. Peşimden geldi hiç beklemeden.

"Hayır Meriç. Sen misafirimsin benim." dedi. Koltuk, çekyat tarzıydı açılıyordu. Koltuğu açtım ve elimdekileri üstüne bırakıp Erdem'e döndüm.

"Evet. Biliyorum. Bu yüzden salonda yatmalıyım." dedim ve çarşafı serdim.

"Hem hastasın sen. Rahat bir yerde yatmalısın." diye diretti bu kez. Tekrar ona döndüm.

"Akşam da burda uyudum biraz. Koltuk gayet rahat. Lütfen hocam. Yeterince zahmet verdim zaten size. Lütfen yerinizden olmayın benim için." dedim.

"Off tamam dediğin olsun." dedi ve odasına gitti. Şaşkın bir şekilde bakakaldım öylece. Saniyeler içinde, elinde benim için çıkardığı pijama takımıyla geldi. "Al bakalım. Bunları giy bu gece." diyerek bana uzattı. Alıp yatacağım koltuğun üstüne koydum. Birkaç saniye suskunluk oldu. Bakıştık sadece. Gözlerini kaçırıp elini ensesine atarak konuştu. "Şey o zaman iyi geceler." dedi. Bende gülümsedim. Bu hâli çok sevimliydi.

"İyi geceler öğretmenim." dedim. O da gülümsedi ve çıktı salondan. Odasına gidince bende hemen üstümü değiştirip koltuğa uzandım. Telefonumu alıp parmaklarımı klavyede gezdirdim ve yazdığım mesajı yolladım.

23:15
Anonim: İyi geceler öğretmenim.

CANIM ÖĞRETMENİM *bxb*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin