Öncelikle merhaba. Bu kitabı yazmak içimden geldi. Umarım okunur, beğenilir... İyi okumalar. :)
GEÇMİŞ - 14 Eylül 2001
Sokakta ablasıyla beraber, elinde pamuk şekerle evlerine doğru ilerliyordu Ulunur.
Ablasını çok severdi Ulunur çünkü ailesinden bir tek o kalmıştı. Kötü insanlar annesini ve babasını vurmuştu. O günü her hatırladığında gözleri dolardı.
Ablası kardeşini korumak için elinden geleni yapıyordu. Çünkü annesine sözü vardı. Sanki annesi olacaklardan emindi. Annesi vurulmadan önce Meryem'e : " Eğer bizi de diğerlerine yaptıkları gibi köyümüzü basarlarsa,kardeşini onların ellerine verme. " demişti.
Sokaklar tehlikeliydi ama kardeşi için pamuk şeker almaya gitmişlerdi. Köyden sesler gelmiyordu herkes evlerinde ydi. Evlerine varmalarına az kalmıştı, ilerideki köşeden geçtikten sonra karşılarındaydı.
Tabii Meryem etrafına bakmayı ihmal etmiyordu. Korkuyordu onlardan. Ama korkusunu belli etmemeliydi. Yoksa biricik kardeşi de korkardı.
O köşeye gelmişlerdi. Köşeye baktı Meryem. İçinden şükretti Allah'a. Evlerinin önüne gelip kapıyı açmak için çantasından anahtarı aramaya koyuldu. Elleri hep aynı yerlerde gezindi ama anahtar yoktu. Evlerine gelirken düşürmüş olmalıydı.
Kardeşine dönüp" Beni burada bekle, anahtarı buraya gelirken bir yerde düşürdüm sanırım. Anahtarı bulup gelicem tamam mı Ulunur? " dedi Meryem.
Ulunur kafasını olumlu anlamda salladı. Ablası koşa koşa giderken arkasından baktı. Köşeden sonrasına geçtiğinde de bakmayı kesti.
Bekledi. Bekledi. Ama ablası bir türlü gelmemişti. Pamukşekerini bitirmişti. Elinde sadece çubuğu kalmıştı. Çubukla bir an bakıştılar. Çubuğu yere atamazdı çünkü doğaya zarar vermiş olurdu, annesi Ulunur'a böyle öğretmişti.
Canı çok sıkılmıştı. Bu yüzden kenara oturdu. Uykusu gelmişti. Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. En sonunda kapandı gözleri.
...
Meryem anahtarı bulmak için geldikleri sokaktan tekrar gidiyordu. Her yere bakıyor ama bulamıyordu. Çok fazla telaşlanıyordu. Hızlı hızlı yürüyor, her tarafa bakıyordu. Kalbine birden bire bir taş oturdu. Hızlı hızlı yürümeyi bıraktı. Durdu. Bekledi bir kaç dakika. Etraftan hiç ses gelmiyordu. Tedirgin bir şekilde yürümeye devam etti ama bu sefer yavaştı.
Her adımında içine daha çok korku sarıyordu. İleride sokak lambasını altında parıldayan bir eşya gördü, oraya doğru ilerlemeye başladı. Eline aldığında kendi anahtarı gördü ve görmesiyle beraber çok mutlu olmuştu.
Anahtarı çantasının içine attı ve tam bir adım atmıştı ki tekerlek sesleri duydu. Yutkundu. Köyde araba kullanan birisi yoktu. Bu daha çok korkmasına neden oldu.
Onlar gelmişti. Annesinin ve babasının katilleri.
Koşmaya başladı Meryem. Çığlık atamazdı, atmamalıydı yoksa onu bulurlardı.
Meryem'in bedenin korku baya sarmıştı. Elleri, ayakları tir tir titriyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlayınca her yeri bulanık görmeye başladı. Ayağı bir yere takılıp yere düştü. İnledi ve korktuğu şey gerçek oldu.
En çok korktuğu sesi işitti. " Abeğ, şu generda biri var gibe." Düştüğü yerden yaklandı Meryem. Hızlı hızlı koşmaya çalıştı ama tökezliyordu. Arkasından " GAÇMA"diye bağırdı adam. Meryem onları aldırmadan koştu kardeşini korumalıydı. " VURARIM BAH SENİ" dedi fakat durmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN BETERİ (ARA VERİLDİ)
AcciónHayat, bazen sevdiklerinizi elinizden alır. Bu durumda ilk başta sorunlar yaşasakta gelecek günlerde kendi ayaklarımızın üstünde nasıl duracağımızı öğretir...