Oy vermeyi ve yorum yapmayı
unutmayın olur mu ?Keyifli okumalar!
°°°
1 HAFTA SONRA
Karnımdaki ve bacaklarım'daki ağırlık ile gözlerim yavaşça açılırken uyku ile uyanıklık arasında gidip , geliyordum . Ellerim ile gözlerimi ovuşturdum .
Dün balayımızdan dönmemiz ile uyumamız bir olmuştu . Bu bir hafta içinde Aras'ı daha da yakından tanıma fırsatım olmuştu . Konağa geldiğimiz günün sabahı erkenden bizi balayına yollamışlar'dı .
Gözlerim tamamıyla açıldı . Üzerimdeki ağırlığı çözmeye çalışıyordum ve bu ağırlık hala geçmemişti . Kafamı aşağıya doğru eğdiğimde. Aras'ın ahtapot gibi kollarını vücuduma sardığını görmüş ve bu benim gülmeme sebep olmuştu .
Biraz aşağıya doğru kayıp Aras'ın yüzünü incelemeye başladım . Siyah kaşları , kahverengi gözleri, dolgun dudakları , sarıya yakın saçları , kirpikleri , burnu sanki kalemle çizilmişti. Her ne kadar başta bu meseleye sıcak bakmasam'da şimdi pek öyle düşünmüyordum .
Herkese soğuk olan adam bana yumuşak yüzünü gösteriyordu . Balayında iken sabahları neredeyse eve hiç gelmiyordu . Bunun nedenini üçüncü gün sormuştum . Oda bana " rahatsız olduğunu görebiliyorum . Bu yüzden senin rahat olman için gözüne gözükmemeye çalışıyorum " bunu demesi ile kalbim teklemişti .
Aras'a dönüp, kollarında kurtuldum. Lavaboya gitmek için yataktan kalkmıştım . Lavaboya ilerleyip kapıyı açtım . Elimi yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi tek tek çıkarmıştım . Kıyafetlerimi giyinip odaya geri dönmüştüm .
Aras hala yatarken, yatağa oturup onu izlemeye başlamıştım . Artık tek bir ailem kalmıştı , oda tam karşımda uyuyordu . İlk gün . Evlendiğimiz ilk gün bana dokunmamış'tı , vücuduma dokunmamış'tı . Minnettar'dım ona .
Elini belime sarıp kendisine çekmişti " beni izlemek çok mu keyifli ?" yeni uyandığın'dan belli olan boğuk sesi insanı çıldırtacak cinstendi . " ımm şey... yani..." yakalanma'nın verdiği utançla yanaklarımın domatese döndüğünü hissediyordum.
Uyku sersemi' nin verdiği sarhoşluk'la , kafasını kucağıma koymuş ve kedi gibi sürtünmüş'tü . Gözlerim fal taşı gibi açılırken o hala konuşmaya devam ediyordu " benim karıcığım ne kadarda utangaç'mış " tüm kan yanaklarıma toplanmıştı .
" Ben... yani şey " kafasını kaldırıp bana yaklaşmıştı " ney yavrum " burunlarımız'ın arasında neredeyse birkaç santim vardı .
Dudaklarımı dişlerken, gözleri dudaklarıma kaymıştı . Kafasını boyun girintime gömdü ve kokumu içine çekti.
Oradan ayrıldığında dudaklarıma değdi tekrar gözleri . Dudaklarıma yaklaştığı her an, nabzım daha'da hızlanıyor'du. " Kokun beni deli ediyor . Hasretinden öldüm ve biraz daha burnumun dibinde durursan benle beraber sende yanarsın " demişti.
Aras tam dudaklarıma yapışacak'ken kapı çalmıştı " yengem , hadi öğle oldu . Kalkın artık " Ayşe yengenin sesi gelirken kendimi geriye çekmiştim .
" Hay yenge geleceğin zamanı " ağzının içinde geveledi'ği laf ile kıkırdamıştım . " Ne dedin Aras " demiştim duymamazlıktan gelerek . " Bir şey yok " diyip kalkmıştı " kalktık yenge kalktık . Sen git biz geliyoruz . " Aras yataktan kalkıp banyoya ilerlerken arkasından kıkırdamıştım .
Yatağı düzenlerken Aras banyodan çıkmış ve yanıma yaklaşmıştı . " kravat'ı bağlasan'a " kaşlarım çatılırken, doğrulup suratına bakmıştım " bağlarım ama sen kravat bağlamasını bilmiyor'musun ?" sorar gözlerle Aras'a bakarken " bağlamayı biliyorum ama pek güzel olmuyor " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKLARI SÖNDÜRSELER BİLE (DÜZENLENECEK)
Ficción Generalİnsanların çoğunluğunu gıcık eden şey ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına burunlarını soklarıydı. Avbanu'da bu durumdan gıcık alan insanlardan biriydi. Neden yapıyorlardı. Neden kızlarının hayatlarını karartmak için bu kadar uğraşıyorlar'dı . Nede...