0.5

160 21 7
                                    

SMARTER BABY SMARTER!!! STAN LE SSERAFIM!!

Of ölmüşüm guys sorry.... Bölümle hiç alakası olmayan bi giriş oldu cjosjdosjdosjofjsf
Dikkatli bakarsanız le sserafim seviyorum... Anyway iyi okumalar bebeklerimmm🤍 sizi çok seviyorum ÇOK SEVİYORUM TAMAM MI???

Hayat çok güzel hava çok güzel her şey çok güzel enerjik olun mutlu olun for always... Sizi üzen her şeyi ve herkesi siktir edin aile de olsa... SİZİ ÇOOOOOOOOOK SEVİYORUUUM ENERCİİİİ🤍🤍

Bölüö efsane güzel bir bölüm oldu. Hani sonlarını yazarken yaşadığım kelebeklenme var ya size anlatamam. Bu bölüm WooSan momentından öleceğiz... Ah bir de sürprizim var size... Bir diğer bölümde muhtemelen öğreneceksinizzzz🤍🤍

~~~~~~~~

Ertesi güne uyandığında Yeonjun ve Soobin'in evde olmadığını görmüştü Wooyoung. Ancak diğer üyeler gelmiş ve kahvaltı hazırlıkları başlamıştı evde.

Hongjoong "Ooo paşam, erken uyanır mıydın sen?"

Jongho "Gerçekten lan, ölecek miyiz yoksa?"

Wooyoung "Of abartmayın. Uyandım işte. Ne yapıyorsunuz kahvaltıya?"

Yeosang "Mingi ve Seonghwa yeni tarifler deneyeceklermiş üstümüzde."

Wooyoung "Sonumuz hayır olsun."

Seonghwa Wooyoung'un uyandığını görünce onu yanına çağırmıştı. Mingi'yi kaş göz hareketleriyle mutfaktan göndermişti Wooyoung rahat konuşabilsin diye.

Seonghwa "Nasılsın? Dün nasıl geçti? Bir şey oldu mu?"

Wooyıung "İyiyim, bir şey olmadı dün. Sadece aramızdaki muhabbeti bitirdik San'la."

Seonghwa "Ne? Anlaştınız sanıyordum. Neden yaptınız?"

Wooyoung "Zaten öyle anlaşmıştık. Oldu ve bitti."

Seonghwa "Wooyoung, biliyorum konusu açılsın istemiyorsun ama ona karşı hislerini ben es geçemezken sen nasıl es geçtin? Bu yakınlık size bir şans tanır sanmıştım."

Wooyoung "Olmadı, hem olmaması daha iyi sanırım."

Seonghwa "O niye?"

Wooyoung konuştukça düğümlenen boğazına direniyordu. Ağlamamalıydı. Ancak kendini de tutamamamıştı. Arkadaşının kolları arasında gözyaşlarına yenik düşmüştü. Hislerinin kuvveti gün geçtikçe artmıştı Wooyoung fark etmeden. Ve şuanda farkına vardığı için korkusu daha da tetikleniyordu.

Seonghwa ise sessiz kalıp ona sarılarak iyi hissettirmeye çalışmıştı. Az sonra Wooyoung'un ağlaması kesildiğinde ayrılmıştı Seonghwa'dan.

Seonghwa "Bugün bizimkiler evdeler. Biz seninle beraber dışarı çıkalım, etraflıca konuşalım. Sen de rahatlamış olursun. Yunho da bizimle gelir."

Wooyoung başını sallamıştı onaylarcasına. Ardından yüzünü silip kendine gelmiş ve yüzüne gülümsemesini yerleştirerek diğerlerinin yanına dönmüştü. Eğlenceli sohbetleri devam ederken kahvaltı hazırdı. Kahvaltılarını ettikten sonra etrafı toparlamışlardı güzelce. Bulaşıkları da Hongjoong ve Jongho'ya kilitlemişlerdi.

Seonghwa "Bulaşıklar Hongjoong ve Jongho'da, çamaşırlar çıktı bu sabah. Mingi ve Yeosang bu da sizde. Gidin onları asın yenilerini renkli beyaz ayırıp atın makineye. Bizim dışarıda işimiz var. Gelince yemek de bulaşık da bizde."

Jongho "Bu kadar adil olman şaka mı?"

Yunho "Kaçtık biz, kontrol sizde."

Yunho, Seonghwa ve Wooyoung dışarı çıkmışlardı. Arabada çalan müzik dışında sessizdi ortam. Denize bakan bir kafeye gidip oturmuşlardı. Siparişlerini verip konuşmaya başlamışlardı sonunda.

WooShock | WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin