Kayranda henüz hava aydınlanmamıştı.Herkes uyuyordu.İlk uyanan Minho oldu.Minho sırasıyla koşucuları dürttü.
Danny Minhonun onu dürtmesiyle uyandı.
"Hey sersem yüzüme aval aval bakmayı kes de uyan hadi." Dedi Minho uykulu sesiyle.
Danny hemen ayaklandı.Diğerleri de yataklarında doğrulmuşlardı.Kızın içinde koşucu olmanın heyecanı vardı.Yatağında doğrulan Thomas da Danny gibi heyecanlı görünüyordu.Pek belli etmese de Danny anlayabilmişti.
"Eh sizinle işimiz zor,Kalkın şu yataklardan! Daha yemek yiyip eşyalarımızı alacağız!" Dedi Minho sinirlenerek.
"Tamam dostum kalkıyoruz sakin ol." Dedi Newt uykulu sesiyle.Herkes sonunda yataklarından kalkmıştı.Minho önlerinden ağaç evden çıkıp mutfağa gitmişti bile,Diğerleri de onu hızlıca takip ediyordu.
Tava denen aşçı ilk kez mutfakta yemekleri hazırlıyordu.Danny onu ilk kez mutfakta görmüştü.
Herkes yemeklerini alıp oradaki küçük masaya oturdu.Danny hızlıca gözlemesini yiyip çayını yudumluyordu.Hiçkimseden çıt çıkmıyordu.Dannynin yanında oturan Thomas kızı dürttü.
"Hey bana diyordun da sen de hızlı yiyorsun az yavaş ye." Dedi Thomas sessizce kıkırdayarak.
"Minhoyla uğraşamam,sabah sabah ters tarafından kalkmış anlaşılan." Dedi Danny fısıldayarak.
"Hadi bitirdiyseniz kalkalım,Yanımıza da erzak almamız lazım yoksa açlıktan ölürüz." Dedi Minho.Herkes yemeklerini bitirmişti.Hemen erzakları poşete koyup toparlanıp mutfaktan çıktılar.Minho önlerinde onları Silah odasına götürüyordu.
Danny bu odayı hatırlayamıyordu.Thomas da bu odayı hatırlamıyordu.Duvarın her yerinde asılı bıçaklar,Oklar ve diğer kesici aletler vardı.Duvarın dibinde de topluca duran mızraklar vardı.
Minho ile Newt duvardaki asılı olan bıçak ve mızrakları aldılar.
"Siz de şu mızrakları alın,Izdırap Verenlerle karşılaşırsak bunlar bizi korur.Ayrıca saatin kaç olduğu bizim için çok önemli,Şu masanın üzerindeki saatlerinizi de alın.Asla ama asla kolunuzdan çıkartmayın.Saat sayesinde güneşin ne zaman batacağını hesaplıyoruz ve güneş batana kadar labirentten çıkıyoruz." Dedi Minho karşıdaki mızrakları göstererek.Danny ile Thomas hemen mızraklarını alıp saatlerini kollarına taktılar.
Herkes eşyalarını ve mızraklarını aldıktan sonra oradan çıktılar.Önlerinden giden Minhoyu takip ettiler.
Labirentin kapısının önünde durdular.Kapı henüz açılmamıştı.
"5 dakika sonra kapı açılacak.Kapının dibinde durmazsanız iyi olur." Dedi Minho.
"Şey bunu biliyor olmamız lazım,Sonuçta Labirentin inşasında bizim de payımız vardı." Dedi Danny.
"Minho çok bilmişlik taslıyorsun şimdiden sana sinir olmaya başladım." Dedi Thomas gülme ile karışık kızgın ses tonuyla.Newt yavaşça Danny ile Thomasın yanına yaklaştı.
"Şşt sabahları bence Minhoyla konuşmayın,Çok sinirli oluyor biraz alttan alın.Siz labirenti biliyorsunuz tamam ama o da bizim liderimiz,Ona ayak uydurmamız lazım." Dedi Newt fısıldayarak.
Danny başıyla onayladı.
"Kusura bakma sana öyle dediğim için." Dedi Thomas Minhoya seslenerek.
"Aferin hatanı anladın, Labirenti biliyor olsanız bile benim işime burnunuzu sokmayın derim." Dedi Minho.Minho anlaşılan bugün çok agresif görünüyordu.Hâli ile Newt bile Minhonun davranışlarına şaşırmıştı.Normalde böyle davranmıyordu.
Labirentin kapıları yere sürtününce Dannynin bacakları titremişti.Kapı açılır açılmaz Minho içeriye fırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
live or die[𝚃𝚑𝚎 𝙼𝚊𝚣𝚎 𝚁𝚞𝚗𝚗𝚎𝚛]
Science FictionOnca çocuğun anlamsız bir şekilde aynı ortamda bulunduğu garip bir yer, Hafızaları silinen onca insan,İşin tuhaf tarafı burada hiç kız olmamasıydı. 4 tarafı devasa duvarlarla korunan bir Kayran, Kayran denen yerde bir yaşam vardı. Haftada 1 kez Kayr...