4. Bölüm~ Bekaret Testi

520 298 121
                                    

İyi okumalar dilerimmm💓🌹

-

Gerçekten şuan dibe battığımın kanıtıydı. Ben nasıl izah edecektim?... Bakire olmadığımı öğrendiklerinde beni öldüreceklerine adım kadar eminim. Peki ben ölürsem Erva'ya kim bakacaktı? Kimse bakmaz ki benim meleğime... Cihat, babaannesine "Tamam babaanne gidelim, baktırırız. Ama bu yaptığın tamamen saçmalıktan ibaret." dedi. Babam ve annem bana yapılanı biliyordu. Cihat ve diğerleri gerçeği öğrendiğinde, annem ve babama söylediklerinde; namuzsuz bir kız olacaktım. Ama kimse Baykal'dan şüphelenmeyecekti. Elimde hiç bir kanıt yoktu ki...

Babaanne bana gülümseyerek "Seninde rızan var mı, kızım?" dedi. Hayır desem, 'bu kızın rızası yok, kesin bakire değil' diye öğreneceklerdi. Evet desem, hastaneye gittiğimizde yine öğreneceklerdi... 'Evet' anlamında başımı salladım. Belki bir müddet daha öğrenemezlerdi...

Babaanne gururlanarak "Bak Cihat, gelinimizinde rızası varmış. Demek ki hiç bir sıkıntı yok baktırmaya." dedi. Cihat'ta başını sallayarak "Tamam babaanne, uygun bir zamanda gider, baktırırız." dedi. Babaanne de kısa bir kahkaha attıktan sonra "Şuan tam da uygun zaman, oğlum." dedi. Olamaz ya olamaz. Neyin kafasını yaşıyordu bu kadın? Namuslu mu namussuz mu diye bekaret testine bakarak mı öğreneceklerdi. Onlarca, yüzlerce, binlerce kızın hayatını karartan orospu çocuklarına hiçbir şey olmuyordu. Olan hep hayatını kararttıkları kızlara oluyordu. O kızların içerisinde bende olarak, benimde hayatım kararmıştı...
Cihat, babaannesine "Şimdi mi babaanne?" diye şaşkınlıkla sordu. Babaanne de "Şimdi oğul, şimdi." dedi ve ardından sözlerine devam etti. "Hadi gidin. Testin sonucunu alın, bana getirin. Gözlerimle görmeden inanmam." dedi. Ölümüme bir adım kalmıştı...

Hiç bir çıkış yolu yoktu. Bana yardım edebilecek kimsem de yoktu. Cihat oflayarak "Tamam, babaanne gidiyoruz." dedi ve koltuktan ayağa kalktı. Elini bana uzattığında boş gözlerle eline bakıyordum. Cihat, "Hadi, gülüm. Gidip gelelim hemen. Sonucu öğrendiğinde babaannem de rahatlamış olur." dedi. Hiç bir tepki vermeyip, elini tutmadan ayağa kalktım. Cihat elini tutmadığım için, uzattığı elini yumruk yaptı ve hızlı adımlarla dışarı çıktı. Bende arkasından çıkarken babaannenin sesiyle yerimden sıçradım. "Gelin!" diye bağırdı. Korkarak arkamı döndüğümde zaten asık olan yüzünü daha da asarak bana bakıyordu ve sinirli bir şekilde nefes alıp veriyordu. Kaçmalı mıydım, yoksa diyeceği şeyi beklemeli miydim?..

Diyeceği şeyi beklemeye karar verdim. Nihayet konuşmaya başlamıştı. "Sakın torunumu üzecek bir şey yapmaya çalışma. Yoksa sonucu senin aleyhine olur." dedi. Ne demek istediğini anlayamamıştım. Ve ardından tekrar konuşmaya başladı. "Yanıma gel." dedi. Korkak adımlarla babaannenin yanına gittim. Hemen sol tarafındaki çekmeceyi göstererek "İlk çekmeceyi aç" dedi. Çekmecenin yanına giderek ilk çekmeceyi açtım. Sadece katlanmış bir kağıt vardı. Babaannenin yüzüne baktığımda "Kağıdı görüyor musun?" dedi. 'Evet' anlamında başımı salladım. "Aç o kağıdı ve oku." dedi. Kağıdı açtığımda incelemeye başladım. Rapor gibi bir şeydi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken tam ortada yazan bir cümle gözüme çarptı. '156********* T.C Kimlik Numaralı Cihat Özdağ'ın yapılan muayene ve araştırmalarla birlikte %84 psikolojik rahatsızlığı bulunmuștur.' yazıyordu. Ve birden fazla tanı konulmuştu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SESSİZ ÇIĞLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin