Jungkook ⭐️
Dizlerine ne olduGüzel Tilkim
Hiç
Yok bir şeyiJungkook ⭐️
Beden dersinde kenarda oturmuş, pantolon dizlerin yırtık bir şekilde oturuyorsun?Güzel Tilkim
Off
DüştümJungkook ⭐️
Acıyor mu?Güzel Tilkim
Biraz
Çok acıyor|Jungkook ⭐️
GeliyorumGüzel Tilkim
Derste değil misin sen
DelirmeJungkook ⭐️
Tuvalet için çıkmıştım
Hem dersin bitmesine az kaldıGüzel Tilkim
Gelme istersen
Hallederim ben
Hem iyiyim yok bir şeyimJungkook ⭐️
Zil çaldı
Geliyorum
Otur oradaGüzel Tilkim
Gelmesen?
Bizi birlikte görürlerse eminim ki her şeyi öğrenirsin|Jungkook ⭐️
Geliyorum ve seni alıp revire gidiyoruz
Aksini duymak istemiyorumGüzel Tilkim
Tamam
Sıçtım|⏳
Jungkook hızla merdivenleri indi ve bahçeye iner inmez tek bir noktaya odaklandı. Tuvalet için çıkmak bahaneydi, Taehyung'un beden dersi olduğunu biliyordu ve onu görmek için çıkmıştı. Aslında bu onun hep yaptığı bir şeydi. Jungkook'un kızılı bunun farkında değildi.
Hızlı adımlarla Taehyung'un yanına gitti. Taehyung'un önünde diz çöktü ve büyük bir dikkatle dizlerine baktı. "Nasıl düştün, derin yaralanmışsın," dedi.
Taehyung'un kalbi aniden hızlı atmaya başladı. Güneş ışığının vurduğu kızıl saçlarını sağa sola attı. Bu hareketi Jungkook'un içten içe hoşuna gitti ama şu an ilgi odağı onun can acısıydı. Onun can acısı, Jungkook'un cehennemi demekti.
"Yürüyebilir misin, alayım mı seni kucağıma?" diye sordu Jungkook.
Bahçedeki insanlara baktı Taehyung. Herkes onlara iğneleyici bir ifadeyle bakıyordu. Acısına rağmen,"Yürürüm, sorun yok," dedi. Jungkook sağ eli ile Taehyung'un belini kavradı ve sol eli ile de Taehyung'un kolunu omzuna attı ve elini tuttu. Ağır ağır ilerlerken Taehyung dişlerini sıkıyordu.
Jungkook bakışlarını Taehyung'a çevirdi. Acı çektiğini anlayınca ani bir manevrayla Taehyung'u kucağına aldı. "Tilkiler canı acıdığında belli eder kızıl, bunu bana söylemen gerekirdi."
Taehyung utancından başını Jungkook'un boynuna gömdü. Kokusunu gizlice içine çekti. Sert kokusu vardı ama epey huzur veriyordu. Konuyu değiştirmek ve dış gözlerin varlığını unutmak için, "Parfümün ne?"dedi.
"Parfüm kullanmıyorum."
Taehyung'un vanilyalı parfümüyle birleşen Jungkook'un kokusu, bu ikiliden adeta bir sihir oluşturmuştu.
Cenneti arzulayan Lilith, cennetin kucağına düşmüştü. İşlediği günahın bedeli bu olmamalıydı,fakat aşk oldurmuştu. Tutkuların en güçlüsü, Lilith'e cenneti sunmuştu artık ve Lilith günahının getireceği sonuçlara rağmen cennetin varlığını kabul etmişti. İşte biz buna aşkın gücü diyorduk.
Revire geldiklerinde Jungkook, Taehyung'u sedyeye yatırdı. Sorumlu hemşire pansuman yapacağını ve Taehyung'un biraz dinlenmesi gerektiğini söyledi. Ardından pansuman malzemelerini getirmek için gitti. Taehyung elini cebine attı. Telefonu yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill Lilith
FanfictionTanrı'nın yarattığı güzel Lilith artık kendi adaleti için isyankâr değil, içine doğru bağıran olmuştu. Lilith'i öldürdüler Tanrı'm, Lilith'i biz öldürdük!