11.BÖLÜM: KATİL SENSİN

95 65 140
                                    

Parla Aydın

Sabah alarmın çalmasıyla birlikte gözlerimi açtım. Başım çatlıyordu, gözlerimi açmadan telefonu kapatırken bir anda dün gece aklıma geldi. Rüzgar'ın gelişi ve ondan sonrası yoktu. Hızla gözlerimi açıp etrafa bakarken karşımdaki koltukta iki büklüm uyuyan Rüzgar ile karşılaştım.

"Allah kahretsin! " Yastığa hızla tekrar yattığımda başım zonkluyordu. Nasıl yapardım böyle bir hatayı. Bu baş ağrısı ve yorgunlukla işe gidemezdim. Hemen Aras beye yazma kararı aldım. "Bugün evde çalışsam olur mu sessizliğe ve huzurlu bir ortama ihtiyacım var, daha güzel tasarımlar çıkaracağıma emin olabilirsiniz" Yazdım.

Telefonu yanıma bırakıp karşımda iki büklüm yatan Rüzgar'a döndüm. O kadar güzel uyuyordu ki. Acaba dün neler yapıp rezil etmiştim onu diye düşünürken mesaj geldi.

"Olur tabii ki neyin var bilmiyorum ama iyi ol Parla sana ihtiyacım var :) " yazmıştı.

Tebessüm edip teşekkür ederek telefonu tekrar yanıma koyarak izlemeye devam ettim. Bunca yıl ondan uzak kalmak, kokusunu içime çekememek, öpememek, yanında deli gibi çocuklaşmak isteyip ondan uzak kalmak bunlar o kadar zordu ki.

O sırada kıpırdanmaya başladığı için hemen kapattım gözlerimi. Birkaç dakika sonra uyanmış olacak ki bir şeyler mırıldanmaya başladı. Uyuyor gibi yapmaya devam ettim. Bir anda yanıma oturdu. Saçlarımı okşamaya başladığı an kalbim kelebeklendi.

O kadar çok özlemiştim ki şu an akşama kadar uyuyor numarası yapabilirdim. Saçlarımı okşamaya devam edip bir anda eğildi ve dudaklarını boynumda birleştirdi. Huylandığım için kıpırdanmaya başladım.

Hemen geri çekilip sanki hiçbir şey yapmamış yeni uyanmış edasıyla bana dokundu "Parla hadi uyan işe geç kalacaksın" dedi seslenerek. Yeni uyanmış gibi gözlerimi yavaşca açtım. Gülümseyen yüzüyle karşıladı beni. "Günaydın" dedi. Hızla doğrulup başımı tutarak "Günaydın" dedim.

Ardında "Dün ne oldu bdoğrusum hatırlamıyorum daha doğrusu. Gerçekten kusura bakma. Bide burda falan kalmışım " dedim mahçupca. Rüzgar gülümsedi "Sorun değil Parla gerçekten iyi ol bana yeter. Gerçi bana sözünü tutmaman biraz sinirlendirdi ama olsun" dediğinde derin bir iç çektim.

Sevgili olduğumuz zaman ona söz vermiştim. İçki kullanmayacağıma ama uzun yıllar sonunda sözümü tutamamıştım. "Farkındayım ama insanlar bazen tutamayacağı sözler verebiliyor Rüzgar bunu en iyi sen biliyorsun" dedim. Rüzgar'ın yüzündeki tebessüm düştü.

"Sabah sabah laf sokma moodun da açıldığına göre hadi kalk işe geç kalma" dedi. Kafamı hayır dercesine sallayıp "Bugün işe gitmeyeceğim kafamın içindekiler hala halay çekme moodunda" dediğimde gülümsedim.

"Keşke hep böyle gülsen" dediğinde "Güldüren olduğu sürece gülüyorum zaten" dedim ve yataktan kalktım. Benim kalkmam ile birlikte oda kalktı. "Neyse ben artık eve gideyim" dediğimde kolumu tuttu.

"Gitme, yani kahvaltı yapalım sonra kafandakileri susturacak bir yol biliyorum. İzin ver bana bugün sadece bugün eski iyi yakın arkadaşın olarak bir gün geçirelim. Ben seninle arkadaş olduğumuz günleri çok özlüyorum hatırlasana ne kadar eğlenirdik" dediğinde duraksadım.

"Evet eskiden çok güzeldi her şey" dedim. "Madem sende çok özledin o zaman bugün bak sadece bugün bir daha böyle bir şey istemeyeceğim" dedi. "Benim eve gitmem lazım ama şu halime bak" dediğimde "tamam o zaman şimdi bir kahvaltı yapalım. Sonra seni eve bırakırım ordan da bakarız işimize" dedi.

Kafa sallayarak onunla birlikte aşağı indik. Bir yanım Rüzgardan deli gibi uzak durmak istiyor bir yanım ise onunla sürekli dip dibe olmak istiyordu. Bu ikilem beni fazlasıyla yorarken Yankı'nın alçılı ayağına rağmen kahvaltı hazırladığını gördüm. "Sen bu ayağınla harbi dur durak bilmiyorsun Yankı" diyerek elindeki tabağı aldım.

Aşk Kalpte TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin