15.BÖLÜM: AŞK ÇIKMAZI

15 7 1
                                    

Rüzgar Barlas

"Benim araba tamam" Yankı bavulları arabaya yerleştirme işini bitirdiğinde bende Parla'nın bavulunu koyuyordum. Az önce yaşanan o yakınlığı hala aklımdan çıkaramıyordum. Saçlarını okşayarak kulağına fısıldadığımda fazlasıyla utanmıştı.

Hızla benden uzaklaşıp bavulunu elime tutuşturdu. Hiçbir şekilde konuşmadı. Ondan uzak duracağım demedi. Anlayamıyordum, onu deli gibi kıskanıyor ama hiçbir şey yapamıyordum. Nasıl davranmam gerekiyor bilmiyordum.

"Hadi arabalara! " Yankı'nın sesiyle tekrar gözlerimi onlara çevirdim. Sera Yankı'nın arabasında yerini alırken Parla çekinircesine bana bakıyordu. Onunla göz teması kurmadan arabaya geçtim. Birkaç saniye sonunda kapı açıldı. Parla ön koltuktaki yerini alırken bana bakmadan kemerini taktı.

İkimizde ses çıkarmıyorduk. Öylece dışarıyı izliyordu. Bu sessizliği bozmak adına radyoya uzandım. Oda ben gibi radyoya uzandı ellerimiz birbirine değerken hemen çekti elini. Bende hiç bozuntuya vermedim. Radyoda çalan şarkıyı ikimizde dinliyorduk.

Kafamda bir sürü soruyla cebelleşiyorken kırmızı ışıkta durdum. Kaçamak bakışlarla Parlaya bakarken uyuduğunu fark ettim. Uzun uzun inceledim onu. Güzel saçlarına baktım. Onu kaybettiğim onsuz geçen her güne o kadar üzülüyordum ki.

O sırada bir korna sesiyle ondan çektim gözlerimi. Hemen sıçradı. "Arka koltukta ceketim var üzerine ört istersen. Anlaşılan tüm yolculukta uyuyacaksın" diyerek Parlaya baktım. "Yok içim geçmiş öyle" dedi.

Gülümsedim. Her ne zaman uykusu gelse sürekli reddederdi. Uyuyacağım dese sanki ölecekti. Kıvrılıp yine yolu izlemeye başladığında "Ne garip dimi, hep hayal ederdik birlikte uzun bir yolculuk yapmayı. Hayallerimiz birbir gerçekleşiyor ama konumlarımız farklıyken" dediğimde uykulu gözlerle bana baktı.

"Galiba hayallerimizin gerçek olmasına sevinmeliyiz. Belki de bu türlüsü daha sağlıklı olacaktır." dediğinde yoldan gözlerimi ayırmadan "Haklısın sanırım. Dostken her şey belkide daha güzeldi ve biz fark etmedik" dedim. Gülümsüyordu. Acaba ne gelmişti aklına.

"Ne oldu?" diye sorduğumda elini kafasına götürdü. "Bilmem, arkadaşken gerçekten çok güzeldik. O zamanlar eğlendiğim kadar hiçbir zaman eğlenmedim sanırım." dediğinde bende tebessüm ettim.

"Bende öyle. Her şeyi en uçlarda yaşamayı severdik. Arda'yı kurtardığımız günü hatırlıyor musun? " diye sordum. Hemen bir kahkaha attı. Onun yanımda böyle güzel kahkaha attığını görünce içim ısınıyordu. "Hatırlamaz olur muyum? " diyerek gözlerime baktı. Yüzündeki gülümseme birazcık sönmüştü.

"Flört etmeye başladığımız zamanlardı. Seninle vakit geçirebilmek için sürekli Yiğit'e plan yapması için zorlardım." dediğinde içim kıpır kıpır oldu.

"Biliyorum, bende öyleydim. Seninle vakit geçirmek için sürekli bir bahane üretir evinizin önündeki parkta olurdum sürekli." dediğimde bir anda bana baktı. "Keşke o parkta dakikalarca benim cama çıkmamı bekleyen Rüzgar olarak kalsaydın. " dedi.

Duraksadım. Gerçekten o zamanları düşünüp kendime defalarca kızıyordum. "Neyse ne ya güzel günlerdi. " dedi hızla geçiştirip. O sırada telefonu çaldı. "Efendim Aras bey? " diyerek açtı telefonu. Yine sinirlenmeme sebep olmuştu. Parla gülerek "Aras" diyerek kendini düzelttiğinde dahada gerildim. Bu nasıl bir samimiyetti.

"Çok iyiyim ben gerçekten. Çizimleri de zaten şirkette bırakmıştım. Kumaşlara bakın siz" dedi. "Bende öyle hoşça kal" diyerek kapattı. Yüzümün düştüğünün farkındaydı. Bozuntuya dahi vermeden fotoğraf çekmeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk Kalpte TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin