3.BÖLÜM : GÜÇLÜ KAL

295 211 249
                                    

Parla Aydın

  Banyoda öylece hıçkırmaktan başka bir şey yapamıyordum. "Allah'ım al içimdeki bu acıyı nolur" Yalvarışlarım ile suyun altında çıkar yol aramaya çalışıyordum. Unuttum sanarken sadece bir rafa kaldırdığımı görmek çok acıydı. 

Onu görüp tanımamazlıktan gelmek, kokusunu çekemeyip sarılamamak o kadar ağırdı ki. Ne yapacaktım hayatımda bana değer veren bir adam varken nasıl da içimde yanan bu ateşi söndürecektim. Yine çıkmazda kalmıştım. Yine ve yine o adam yüzünden nefes alamıyordum. 

Sakinleşmem gerekiyordu. Derin nefesler alarak çıktım duştan. Kıyafetlerimi giyerken aklımda hala o an dönüyordu. Elimi sıkışı, bana olan bakışları, imaları... 

Kıyafetlerimi giymiş kendimi koltuğa bıraktım. 

Bacaklarımı karnıma doğru çekerek boşluğu izlemeye başladım. Sonrasında uyuyakalmışım. 

    "Parla uyan hadi" Sera'nın sesiyle şişmiş gözlerimi açtığımda hava kararmıştı. "Ağlamaktan gözlerin şişmiş yine" deyip umutsuz bir vakaymışım gibi bana bakmaya başladı. "Konuşalım mı rahatlarsın hem" dediğinde kaçmak istercesine "yarın için çizimim daha bitmedi onu tamamlamam lazım" diyerek kalktım. 

Odama geçtiğim gibi açtım çizimlerimi kalan yerleri tamamlayacaktım. Kalemle rötüşleri atarken aklımda hala "çizimlerini bir gün görmek isterim parla"  sesi yankılanıyordu. Gözlerimden bir damla yaş düşerken Berat'ın mesajı ile telefona döndüm. 

Birçok kez aramış ve mesaj atmıştı. Bu sefer daha çok ağlamaya başlayıp elimdeki kalemi fırlattım. Hıçkırarak ellerimi kafama götürdüğümde odaya hemen Sera girdi. Yanıma gelip beni kendine bastırdı. 

"Özür dilerim gerçekten" Sera benim halime üzülürken  onun bir suçu olmadığını oda biliyordu. "Çok yoruldum ben Sera her şey üzerime geliyor. Kaçamıyorum. Bir engelden kurtulsam diğerine takılıp düşüyorum. " diyerek tekrar hıçkırdım. 

"Parla lütfen sakin ol bak yine titriyor ellerin korkutma beni" dediğinde "Sera görmedin mi halini tavrını üç yıl hiç yokmuş gibi sanki hiçbir şey yaşamamışız gibi gözlerimin içine baktı ya. Ben bu kadar acı çekerken o neden böyle" dedim isyan edercesine. 

Sera yere çöküp ellerimi tuttu. "Bak parla ilişkinizin en başından sonuna kadar biliyorum hatta senin aşkına birebir şahit oldum ama üç yıl dile kolay üç yıl geçmiş. Hayata bakış açılarınız aşka olan bakış açılarınız değişti. 

O artık üç sene önce aşkından kimseyi gözünün görmediği adam değil. Evet senin için çok zor hayatında kimseyi onu sevdiğin kadar sevmedin bunuda biliyorum ama o eskide kaldı. Ne sen o çocuk Parlasın ne de o aşık Rüzgar. 

Unut diyemiyorum çünkü üç yıldır bunu denemeye çalıştığınında farkındayım ama hayatında başka biri var ve seni çpk seviyor. O çocuğa bunları yapamazsın. Bak geldiğinden beri dönmemişsin çocuğa merak etmiş seni. Uyuyor diye geçiştirdim. 

İnan bana artık bu ilk aşk safsatasına inanıp heba etme kendini. Toparlan ve ona inat çok mutlu olduğunu göster. Sen yokken de birilerini sevebildiğini dünyanın merkezi o olmadığını göster. O nasıl güçle elini sıkıp gözüne bakabiliyorsa sende yap 

Her şeye inat ben güçlüyüm de. Boyun eğme ona, kalbindeki acıya boyun eğersen kaybedersin Parla. Hiçbir adamı canın pahasına sevme. Onun yerine kendini sev aşık mı olmak istiyorsun kendine aşık bir kadın ol ama bir erkek için sakın ama sakın kaybetme

Çünkü günün birinde kaybettiğin zaman sen diye bir şey kalmayacak. İçinde sana inanan çocuk gittiği an her şey biter. Şimdi sil gözyaşlarını ve dimdik dur!

Aşk Kalpte TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin