3.

505 26 3
                                    

Hepimiz mal gibi salonda oturmuş birbirimize bakıyoruz. Ya şimdi bunlar bizi burda öldürüp, arka bahçeye gömse babamların umrunda bile olmaz kesin. Annem iki üç güne unutur zaten. O şerefsiz akrabalarda beleşten helva yerler. Kulağımın dibinde bağıran dorukla yerimden sıçradım. "ne bağırıyon hayvan. Sağır mı var karşında?" Ben bağırınca uslu uslu geri yerine geçmişti. "Sana seslendik. Tabii sen sağır olduğundan dolayı duymadın." Dediğinde ayağı kalktım. "Ne dedin sen? Sen bana sağır mı dedin?" Kafasını onaylar şeklinde salladığında üstüne atlayıp saçını yolmaya başladım. Tabii o da boş durur mu o da benim saçımı çekti. Doğa da araya kaynamıştı. Kendimi birden hava da buldum.

Kuş oldum uçtum gökyüzüne.

Deniz kucağına alıp olay yerinden uzaklaştırdı. Ne zaman dışarı çıkıp geri geldiğini bilmediğim Doğukan ise kapıdan içeri girip bize baktı. "bensiz kavga mı çıktı burda? Niye beni çağırmadınız? Çekirdek vardı ne güzel evde. Ayda yılda bir oluyo-" demirin bağırma sesini duyunca o da susma durumunda kaldı. "Doğukan boş boş konuşma yine abicim. Siz üçüzler niye boş boş birbirinize girdiniz? Bu evin belli başlı kuralları vardır." Dediğin de doruk saçlarını düzeltip demire baktı. "Tüm karizmam gitti. Sana katılıyorum demir." Demir abinin suratını görünce korktum. "Demir mi?" Demişti.

Doruk ne kadar da terbiyesizsin cık cık.

Doruk tek kaşını kaldırıp ona baktı. "Kaç saat oldu daha tanışalı? Ne zamandan belli tanıyorum ki seni? Birden sana, size abi diyeceğimizi beklemiyorsunuz öyle değil mi? Bunca yıl hayatımızda yoktunuz. Şimdi birden karşımıza çıkıp, size hemen abi diyeceğimizi beklemediniz öyle değil mi? Yoldan geçen birine de abi denilir. Fakat bu öyle bir şey değil, maalesef. Ne abiliğinizi gördük de abi diyeceğiz?" Dediğin de doruk şaşkınca ona bakmıştım. Ortam baya gerilmişti. Doruk ne kadar sıcak kanlı biri olsa da bir o kadar da ciddi bir tavrı vardı ve o ciddi olunca tırsıyordum. Demir boş boş onun suratına baktı. "Terbiyeli ol doruk. Bunu ister kabullen, ister kabullenme ama biz sizin abiniz. Zaten bunca yıl o abiliği size gösteremediğimiz için şimdi sizi yanımıza aldık zaten. Bilmediğiniz çok şey var doruk." O bilmediğimiz şey ne acaba? Direkt kafamı doğaya çevirdim. Yüksek sesse hassasdı. "Yeter bağırmayın." Doğanın yanına gittim. "Şu tartışmanıza son verir misiniz?" Dediğim de denizde beni onayladı.

Helal kızıma.

Doğa bana gülümseyerek baktı. Demir salondan çıkıp bahçe kapısı olduğunu tahmin ettiğim kapıya doğru ilerledi ve çıktı. Doruk ise düşünceli şekilde duvara bakıyordu. Kapı çalınca deniz kapıya doğru ilerledi. Doğukan ise doruğa bakıyordu. Sanki söylemek istediği çok şey var gibi ama susuyordu. Deniz elinde pizzalarla salona geldi. "Pizzalar geldi. Dora, abicim demir abiyi çağırabilir misin?" Dediğin de kafamı onaylar şekilde sallayıp bahçe kapısından çıktım. Karşımda sigara içen demiri görünce ona doğru ilerledim. Ne dicektim ki şimdi. Demir desem kızıyordu. Abi desem doruk da haklı. "Şey demir bey abi yemek yenilecekmiş." ne dedim lan ben? Of bugün de rezil olduk mu gençler? Buruk bir gülümsemeyle bana baktı. "Tamam abicim sen geç içeriye, ben geliyorum." Sigarasına baktım, gitmek üzereydi. Kafamı onaylar şekilde salladım ve geri içeriye girdim.

Mutfak olduğunu tahmin ettiğim yerden sesler geldiğini duyunca adımlarımı oraya yönelttim. Herkes masaya geçmiş, sohbet ediyorlardı. "Tabii sonra biz yakalandık. Dora zeki kızdır biraz. Onun sayesinde uzaklaştırmadan kurtulduk. Fakat eve gidince azar işitmekten kurtulamadık." Doğukan abi gülmesini durdurmaya çalışıyordu. Deniz abi ise kaşları çatık bir şekilde olayı dinliyordu. "Niye böyle bir şey yaptınız? Çalışsaydınız daha iyi olmaz mıydı?" Anlatılan olayı anlamıştım. Sınav kağıtlarını çalmıştık o olay. "Çalışmaya üşendik. Ayriyetten çalışsakta bir bok anlamayız biz. Ama dersten kaldık be." Dedi doğa. "Kim enayi gibi ders çalışırdı ki. Yakalanmazdık fakat işte sınıfta ispiyoncu çok." Ben konuşunca bakışlar bana döndü. Deniz ve Doğukan yan yana oturuyorlardı. Denizin karşısında doruk, Doğukanın karşısında doğa oturuyordu. Doğanın yanında boş olan yere geçtim.

"Bu hâlâ geçerli bir sebep değil ama dora." Dedi deniz. "Geçerli bir sebep olduğunu söylemedim zaten deniz." Yakınlarıma ne kadar sıcak kanlı olsam da bunu çok fazla gösteremiyorum. Fazla duygu değişimlerim var zaten. Kafasını salladı. Laf dalaşına girmek istemediği belliydi. Demir bey abi geldiğin de yerine geçti.

______________________________________

ÜçüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin