8.

280 16 1
                                        

Doğukan Abi aramış, eve geçmemiz gerektiğini söylemişti. Yavaştan herkes toparlanıp, kalkarken bende ayağı kalktım. "Konuşalım mı oğuz?" Dediğimde başını onaylar şekilde salladı ve yürümeye başladı. Bende arkasından ilerledim. "Dora, ne yapmam gerekiyor? Çıkmaz sokakta tek başıma kaldım. Geriye dönemiyorum Dora. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum." Dedi. "Ben seçimlerine bir şey diyemem. Düşün biraz, aceleyle karar verme. Oğuz, baban ve annen ayrıldı. Babanın kendi seçimleri. Ona da bir şey diyemeyiz ki. Ama az çok anlayabiliyorum seni. Kolay değildir oğuz, hemde hiç kolay değildir." Dediğimde kafasının kaldırıp bana baktı. "Dora ben hep annemi telefonlarda gördüm. Dora, ben annemi tanımıyorum." Dediğinde gözleri dolunca geri yere baktı.

Ona doğru ilerleyip, sarıldım. "Oğuz, anne'nin yanına git. Olmazsa geri dönersin. Temmeli gitmek zorunda değilsin ki. Git düşün bugün biraz. Tek değilsin ama oğlum, ben varım. Ben boş yere mi varım? Hani hatırlıyor musun? Küçükken bir söz kullanmıştım sana karşı. Ya okuldan kaçacaktık ya da derse giricektik. Tek seçmeyen kişi ikimiz kalmıştık. Bende dönüp; 'oğuz ne seçimi yaparsa, arkasındayım.' Demiştim. Yine söylüyorum oğuz. Hangi seçimi yaparsan yap, ne yanlış yaparsan yap ben yine arkandayım, olmaya da devam edeceğim. Kardeş sözü oğuz." Dediğimde bana daha sıkı sarıldı. "İyi ki varsın kardeşim." Dediğinde "sende iyi ki varsın." Dedim.

Diğerleri bizi çağırınca mecbur oraya doğru ilerlemeye başladık. Oğuza baktığımda moreli az da olsa yerine gelmiş gibiydi. Ya da ben böyle düşünüyordum. Ben kendime iyi gelemedim ki, insanlara iyi geleyim. "Oğuz, bir şey olursa ara aslanım. Her zaman bir kardeşin var arkanda unutma." Dedi doruk. "Eyvallah kardeşim, iyi ki varsın." Dedi oğuz'da. "Tek bir telefonla yanındayım." Dedi atlas ve oğuzun yanına ilerleyip sarıldı. Eliyle sırtına vurdu bir kaç kez. "Oğuz abi, çocuk falan diyorsun ama bende hep yanındayım he. Olmaya da devam edicem her zaman." Dedi ırmak. "Sağol bücür." Dedi oğuz. "Şey, beni pek sevmezsin ama bende her zaman yanındayım. İstediğin zaman, saat farketmez arayabilirsin." Dedi doğa. Lafta birbirlerini sevmiyorlar ama birbirleri için canlarına feda ederler. Sadece ikiside birbirini sevmediğini düşünüyor. "Eyvallah doğa." Dedi gülümseyerek oğuz.

Telefonum çaldığında, telefona baktım. Arayan kişi Doğukan abiydi. "Efendim abi?" Dedim telefonu açıp. "Nerdesiniz tam olarak güzelim? Ben tarif ettiğiniz yere geldim de." Dedi. Yolu tarif edip, telefonu kapattım. Vedalaşıp yanlarından ayrıldık. Doğukan abinin arabasını gördüğümüzde oraya doğru ilerledik. İkisi de dalgındı, bundan fırsat bilip hemen öne geçtim. "ya şerefsiz misin? Ya Dora, arkaya geç." Cırlayan doğayı takmadım. Hareket çekip, daha çok yayıldım koltuğa. "Naber abiş?" Dediğimde o kıkırdıyordu. "İyiyim abicim, sen?" Dediğinde, gülümsedim. "Bende iyiyim çocum." Dedim. "Hep iyi ol." Sohbetimiz yarım kalmıştı. Çünkü doğanın cırlamasını, doruk devam ettirdi. "La bebe arkaya geç. Abi sözü dinle azıcık. Arkaya geç Dora." Dediğinde onu takmadım. "6 dakika büyük olanlar konuşmasın." Dedim ve abime dönüp devam ettim. "Ya abi bir şey de şunlara." Dediğimde "beni karıştırma ufaklık." Dedi oflayıp önüme döndüm.

Doğukan abi arabayı çalıştırınca ikisi de susmuştu. Radyo'dan şarkı açıp, cama yaslandım. Tuğkan-seni çok özlüyorum çalıyordu. Çok özledim lan onu. Her gün buluştuğum insanla, bir daha asla buluşamayacağım. Yaşadığımız her şey sadece ânı olarak kaldı."Dora, abicim hadi sende arabadan in. "Kafamı kaldırdığımda eve geldiğimizi anladım. Kafamı onaylar şekilde sallayıp, arabadan indim. Eve doğru ilerledim. Doğukan abi kolunu omzuma attı. Salona geçtiğimizde, deniz abinin yanına oturdum. Kolunu, omzuma atıp kendine çekip sarıldı. "Bir şey mi oldu sana? Niye durgunsun gülüm?" Dedi. "Yo abi, bir şey olmadı. Sadece yoruldum ve uykum var." Dedim. "Saat'de geç oldu. Hadi uyuyun siz." Dedi demir abi. "Saat geç olduysa sende uyusana abi." Dedi doğa. Demir abi, derin bir nefes alıp verdi. "Siz uyuyun, hadi." Dediğinde bir şeylerin ters olduğunu anlamak zor olmadı.

Herkes odaya geçtiğinde sadece demir abiyle, ben salonda kalmıştım. "Abi sen niye uyumuyorsun?" Dediğimde kafasını çevirip bana baktı. "Uyuyamıyorum abicim" dedi. "Uyku problemin mi var?" Dediğimde, onaylarcasına kafasını salladı. "Anlıyorum seni, bende bir süre uyuyamıyordum. Uyku ilacı kullandın mı hiç?" Dedim. "Kullanmadım, gerek duymadım." Dedi. "Anladım, bağımlı olunca da kötü tabii." Dedim. "Uykun yok muydu senin?" Dediğinde, kafamı salladım. "doğru,ben odama geçeyim o zaman." Dedim. "Geç bakalım güzelim, iyi geceler." Dedi. Yanına doğru gidip, yanağını öptüm. "Sanada iyi geceler abi." Dediğimde sadece gülümsedi.

Merdivenlere doğru ilerledim, son kez ona baktım. Sigara yakmıştı, duvara bakıyordu boş boş. Acaba ne düşünüyor? Odama doğru ilerledim. Odama geldiğimde, lavaboya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp, üstümü değiştirdim. Işığı kapatıp, yatağıma geçtim. Tolgahan Tarıoğlu-unutmak istiyorum şarkısını açtım. Göz yaşlarım akmaya başladı, durduramadım. O kadar çok suçlu hissediyorum ki. Belki ben o gün onu çağırmasaydım, ısrar etmeseydim gelmesi için böyle olmayacaktı. Ben kardeşimi aradığımda, o telefon açılacaktı. Ben kardeşime mesaj atığımda, mesaja bakacaktı. Sadece bir trafik kazasıyla kaybettim ben onu. Ben yıldız ışığımı, yıldız kızımı kaybettim. Özür dilerim kardeşim, özür dilerim.

____________________________________

ÜçüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin