1.1

165 15 8
                                    

Omzumu çektim.

"Dokunma bana."

"Niye incinir misin prenses?"

"Prenses deme bana."

"Jaeyun biliyor musun hâlâ prenseslere taş çıkaracak güzelliktesin." dedi ve elini saçlarıma koydu.

Elini çektim. "Dokunma dedim."

"Ne nazlı bir şeysin."

"Seungju bırak artık peşimi."

"Olmuyor Jaeyun. Ne kadar senden uzaklaşmaya çalışsam da uzaklaşamıyorum bu kalp sana ait Jaeyun."

Elimi tuttu ve kalbine koydu.

"Hissediyor musun? Bu kalp senin için atıyor."

Elimi çektim hızlıca.

"Bu kalp senin için atmıyor Seungju."

"Atacak, attıracağım."

"Yapamayacaksın çünkü bu kalp artık başkasına ait."

"Ne?"

"Başkasına ait bu kalbim. Dokunuşunu sevdiğim birine ait bu kalbim."

Güldü ve "Saçmalama sen temastan nefret edersin." dedi.

"Etmiyorum. Onun dokunuşunu seviyorum ben."

"Saçmalıyorsun Jaeyun."

"Saçmalamıyorum."

"Siktir dokunuşu madem artık seviyorsun o zaman dokunmama izin verirsin." dedi ve omzumu tuttu.

Omzumu çektim.

"Sakın bir daha bana dokunmaya çalışma yoksa ne bok yaptığını herkese söylerim."

"Sen hiçbir şey yapamazsın. Korkağın tekisin."

"Tanıdığın eski Jaeyun yok karşında artık Seungju. Ya dediğimi yap ya da bu işin sonu karakolda bitecek."

Elini çekti.

"Gidiyorum, bir daha rahatsız etme beni."

"Git bakalım, sonra yine karşılacağız."

Onu orda bıraktım ve Heeseung Bey'in odasına yürümeye başladım. Sonra durdum.

"Ne dedim ben? Kalbim ona ait mi? Kalbim Heese- Yok hayır. Yok öyle bir şey. Ağzıma geldiği için söyledim. Yok öyle bir şey. Ben neden onu seviyim ki?"

Odaya geldim kendimle tartışa tartışa. Kapıda durdum ve tıklatıp içeri girdim.

"Kusura bakmayın geç kaldım biraz."

"Sevgilinle mesai saatleri içindeyken konuşmamaya çalış."

The One That You Love// HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin