The One That You Love// Heejake

3.4

"Bütün gün böyle mi kalacağız?" dedim kıkırdayarak.

"Kalmayalım mı hazır yapayalnızken ve işimiz de yokken?" dedi ve saçlarımı sevmeye devam etti.

"Kalabiliriz-" derken kapı çaldı.

Kafamı göğsünden kaldırdım ve Heeseung'a baktım.

"Kim?"

"Bilmiyorum, bekle." dedi ve koltuktan kalkıp kapıya gitti. Hiçbir şey duymuyordum o yüzden bekleyemey başladım.

Önümden hızlıca geçip gitti ve merdivenlerden çıkmaya başladı. Hızlıca ayaklandım ve arkasından gitmeye başladım.

Arkasından odaya girdiğimde beline bir şey sıkıştırdı ve beni görmesiyle tişörtünü kapattı.

"Beline ne sıkıştırdı-"

"Jaeyun, gitmem gerekiyor. Bir saatliğine beni burda bekleyebilir misin?"

"Ne için?"

"Acil bir işim çıktı."

"Şirketle mi alakalı bu iş?"

"Hayır."

"Ne olduğunu söyleyecek misin?"

"Şu an olmaz. Hızlıca gitmem gerekiyor."

Yanıma geldi hızlı adımlarla ve yanağımı öptü. Elini yanağıma koyup sevmeye başladı.

"Bekle beni tamam mı? Geleceğim."

"Peki." dediğimde gülümsedi ve elini yanağımdan çekip hızlı adımlarla odadan çıktı.

O odadan çıktığı anda sürgünün yanına gittim ve sürgüyü açtım.

Tam da tahmin ettiğim gibi, silahı burda değildi.

Sürgüyü kapattım ve arkasından koştum. Hızlıca aşağı indim ve kapıya gittim.

Bahçede kapıya doğru yürüyordu.

"Heeseung!"

Adımı duyduğunda bana döndü.

"Dikkatli ol." dememle gülümsedi ve "Olurum sevgilim, içeri gir hadi üşüme."

"Bekliyorum seni burada."

Yanındaki korumaya döndü, bir şeyler söyledi ve koşarak yanıma geldi. Eğildi ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

"Güzel sevgilim." demesiyle gülümsedim.

"Dikkatli ol lütfen."

"Merak etme bir şey olmayacak." dedi ve yanağımı öptü.

"Hadi içeri gir." dediğinde daha çok diretmeyip içeri girdim.