The One That You Love// Heejake

1.4

Heeseung's Pov:

"Alo Sunoo."

"Buyrun Heeseung Bey."

"Sen Jaeyun'u tanıyorsun değil mi?"

"Evet."

"Jaeyun nerde biliyor musun?"

"Jaeyun burda."

"Orda mı?"

"Hm hm. Bardayız beraber."

"Hangi bar? Adını söyler misin?"

Barın adını söyledi.

"Tamam teşekkür ederim. İyi eğlenceler."

"Sağ olun."

Telefonu kapattım ve navigasyonu açıp bahsettiği yere doğru sürmeye başladım arabayı.

Hızlıca Sunoo'nun söylediği yere geldim. Arabayı park ettim ve hızlıca inip bara girdim.

Etrafa bakınmaya başladım.

"Jaeyun!"

Şarkının sesi o kadar yüksekti ki beni duyması imkansızdı o yüzden etrafa bakınmaya başladım. Tüm barı turladım ve sonunda kendimi Sunoo'ların yanında buldum.

"Sunoo Jaeyun nerde?"

"Tuvalete gitmişti."

"Tamam." dedim ve yanlarından ayrılarak koşarak tuvalete gittim.

İçeri girdim. Bir kabinden ses duydum. Kapıyı tıklattım.

"Jaeyun orda mısın?"

"Gidin lütfen."

"Kapıyı açar mısın?"

"Beni böyle görmeyin, gidin."

"Nasıl gözüktüğün umrumda değil. Hadi kapıyı aç."

"Açmayacağım."

"Jaeyun lütfen. Yoksa ben açacağım."

Kapının kilidi açıldı. Kilidin açılmasıyla içeri girdim. Yerde oturuyordu.

Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

Yanına eğildim ve çenesini nazikçe tutup kendime kaldırdım yüzünü.

"Neden konuşmamakta bu kadar ısrarcısın?"

"Bırak." Çenesini elimden çekti ve ayağa kalktı.

Arkasından ayağa kalktım ve gitmek üzereyken kolundan tuttum.

"Kafamı dinlemek istiyorum dedim, niye geldin ki?"

Bana ilk kez siz diye hitap etmeyi bırakıyodu.

"Çünkü endişeleniyorum senin için."

"Endişeni içinde yaşa. Beni yalnız bırak, kimseyle konuşucak hâlim yok."

"Endişeni içinde yaşa mı? Bu haldeyken seni nasıl bırakıp endişemi içimde yaşayayım?"

"Derdinle ilgilenmiyorum."

Kolunu çekti ama adımını attığı an başı döndü. Kolundan tuttum.

"Adım dahi atamıyorsun ve seni yalnız bırakmamı istiyorsun."

"İstemiyorum seni, çek ellerini."

"Çekmeyeceğim." dedim ve kolundan kendime çekip kucağıma aldım.