"E siz bir şey yaptıysanız benim de bir şey yapmaya hakkım var o zaman."
"Ne yapmaya?"
"Bir şey."
"Ne o şey?"
Ellerimi omuzlarına koydum.
"Bir şey."
"Ne o şey işte?"
"Şey o şey." dedim ve omuzlarından ittirdim ve suyun içine soktum.
Suyun içine girmesiyle bacaklarımı tutup beni de aşağı çekmesi bir oldu.
Suyun altına girip gözlerimi açtığımda o da kafasını kaldırmış beni izliyordu. Tuttuğu bacaklarımdan yukarı çıktı elleri ve belimi buldu.
Belimi tuttu ve beni aşağı çekti tam önüne. Bir anda bana sarıldı.
Sarıldı bana. Kollarını sıkıca bana sardı.
Bir anda nefesimin kesildiğini hissettiğimde panik yapmamla su yuttum. Heeseung'u kollarımdan ittirdim ve kafamı sudan çıkardım.
Derin nefes alıp vermeye başladım.
Benim arkamdan çıktı.
"İyi misin?"
Elimi omzuna koydum ve bir yandan öksürüp bir yandan derin nefes almaya çalıştım.
Omzundaki elimi tuttu.
"Sakin ol."
Alnımı omzuna yasladım ve derin nefes alıp vermeye başladım.
"Daha iyi misin?"
"İyiyim."
"Ne oldu?"
"Bir anda nefesim kesildi."
"Fark etmedin mi nefesinin tükendiğini?"
"Hayır edemedim."
"Değişik ama neyse."
Değişik değil aslında bir anda kollarının arasına alınca tüm odağım bozuldu. Dokunuşların tüm odağımı dağıtıyor siktir ne yapacağımı bilmiyorum.
Nefesimin nasıl tükendiğini ve kalbimin ne kadar hızlandığını anlayamayacak kadar ellerinin bana dokunuşuna odaklandım.
"Çıkalım mı istiyorsan?"
"Olur, olur çok iyi olur."
"E hadi o zaman."
İskeleye doğru yüzmeye başladım o da beni sırtımdan eliyle nazikçe ittiriyordu daha hızlı yüzebilmem için.
İskeleye geldiğimizde ellerimi iskelenin yanlarına koydum ve tutunup kendimi yukarı çektim. Oturdum ve derin bir nefes alıp verdim.
Heeseung da ellerini yanlara koyup kendini çekti ve yanıma oturdu.
"Al giy şunu üşüme daha çok."
Tişörtünü bana uzattı.
"Siz de üşüyeceksiniz ama."
"Olsun. Sen üşüme."
"Saçmalamayın."
"Ya inadını..."
Tişörtü kafamdan geçirdi.
"Giy şunu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The One That You Love// Heejake
Fanfiction"Gidelim, ben seninle her yere gelmeye varım."
