2.2

146 15 0
                                    

Tişörtü giydim.

"Hadi kalk seni evine bırakayım. Sonra da hazırlan akşam alırım."

"Bu baloya cidden gidicek miyiz?"

"Yani aslında gitmek zorunda değiliz ama bu akşamı benimle geçirmek zorunda olduğun kesin."

"Dün akşam da sizinle değil miydim sonuçta?"

"Dün akşamdan en ufak bir şey hatırlıyo musun peki Jaeyun?"

"Hayır."

"Eee?"

"Siz hatırlıyosunuz ama."

"Sen hatırlamıyorsun."

"Of."

"Oflama. Kalk hadi." dedi ve ayaklandı. Sonra elini bana uzattı.

Yandan tişörtümü aldım ve elini tutup ayaklandım.

Ayaklandığımda elimi çektim elinden.

Beraber arabasına gittik.

"Aslında bırakmanıza gerek yok."

"O niye?"

"Evim buraya yakın zaten."

"Nerde evin?"

"Şeyde iki sokak arkada evet iki sokak arkada."

İki kaşını da kaldırdı ve yüzündeki hafif sırıtışla kafasını hafif yana eğdi.

"Öyle miymiş?"

"Evet."

"Jaeyun."

"Efendim?"

Yüzü eski ciddi halini aldı.

"Arabaya bin."

"Tamam." dedim ve inat etmeden arabaya bindim.

Yanımdaki koltuğa oturdu.

"Hadi gidelim."

"Bir dakika siz niye bana inanmadınız ki?"

"Jaeyun seni dün akşam evine götüren hayaletler değildi çünkü."

"HA DOĞRU YA-" dedim ve sustum.

"Ne oldu?" dedi arabayı çalıştırırken.

"Ha şey."

"Ney?"

"Aklıma bir şey gelir gibi oldu da."

"Ne gelir gibi oldu?"

Arabayı sürmeye başladı.

"Sanki dün akşam sizin oturduğunuz koltukta oturuyordum." dediğimde öksürmeye başladı.

"Ne oldu?"

"Hiç hiçbir şey."

"Orda mı oturdum?"

"Ev- Hayır. Hayır oturmadın."

"Evet diyordunuz nerdeyse."

"Ne hayır, demiyordum. Nereden çıkarıyorsun?"

"Peki."

"Evet, peki. Geldik bu arada."

Dışarı baktığımda cidden geldiğimizi fark ettim. Tişörtünü çıkarıcaktım ki "Napıyosun?"

"Tişörtünüzü çıkarıyorum."

"Saçmalama. Al senin olsun."

"Ne?"

"Al senin olsun. Hem şimdi çıkarma üşürsün eve çıkana kadar."

"Tişörtünüzü bana mı veriyorsunuz?"

"Evet."

The One That You Love// HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin