Hatırlatma;
Bilinmeyen Numara; Her şeyi görmezden gelebilirdin. Bir şey görmediğini söyleyebilirdin ama sen kendini ateşe attın. Benim oluşturduğum bir ateşin ortasına attın kendini. Acı içinde yanıcaksın.Elime aldığım not, lale ve telefonuma gelen mesajlara, saatlerdir bakıyordum. Vücudum sarsılmış, sessizce süren hayatımın sonuna geldiğimi söyleyen iç sesim, kulaklarımda yankılanıyordu. Derin nefes alışverişlerimi dindirmek adına kendime zaman tanıdım.
Bu bir şaka olmalıydı! Mahalleden biri veya çocuklar benimle uğraşıyor olabilirdi. Ama numaramı bilenler sayılı kişilerdi. Beni pek fazla kimse tanımazdı. Mahalle dediğim yerden de bir iki teyze dışında bilmezdi. Ben içim içimi yerken aklıma gelen tüm ihtimalleri düşünüyordum.
Kağıdı ve lale olan kutuyu bir kenara bıraktım ve salondan çıktım. Kendimi banyoya attım. Hızlı bir şekilde küvete yaklaştım ve çeşmenin soğuk su ayarını açtım. Üstündeki tüm kıyafetlerden kurtuldum. Kendimi soğuk suyun içine bıraktığımda, su vücudum ile buluştuğunda, her yerim gevşemişti. Zihnim düşüncelerden ayrılırken, rahat bir nefes aldım. Tüm vücudumla beraber kafamı, daha derin bir nefes alarak, suya gömdüm. kulağıma gelen uğultular ve kapalı olan gözlerime düşen görüntüler kalbimin atışını hızlandırmıştı.
...
İlk kan rengine açılmıştı gözlerim. O gece gördüğüm tek yangın orası değildi.
Zihnim kanın rengi ile ateşin renginin birbiriyle dansını, gösterdi bana. Sonra tanıdık bir parfüm ve ağır kan kokusu ile doldu içim. Tanıdık bir sesin çağrısı ve gözleri düştü zihnime. Benden yardım isteyen gözler aynıydı ama farklı kişilerdi.
Adımı sayıklıyordu gözleri...
Ben bir şey yapamıyordum. Elimden hiç bir şey gelmiyordu.
Elimden gelmeyen durum benim lanetin olmuştu.
Bu günahım sesimi almıştı benden. Annem, günahını banada bulaştırmıştı.
Kalp, gözlerin aynasıdır derler. Benim kalbimde, sesim gibi günaha bulanmış, lanetlenmişti....
Derin bir nefes alarak, vücudumu sudan çıkardım. Kendimi rahatlatmak isterken, daha çok düşüncelere dalıyordum.
Kuvetimin başında asılı olan bornozumu aldım ve bedenime sardım. Odama geçtim ve elime gelen sweet ile eşofman altımı geçirdikten sonra kendimi yatağıma bıraktım.
Saçımın ıslaklığını umursamadan yatağa uzandım. Ev sıcak gibi olduğu için üzerime bişey almadım ve ağırlaşan göz kapaklarımı, usulca kapattım....
Yavaş yavaş gözlerimi bir ürpertiyle açtım. Uykulu gözlerimle, etrafı incelerken havanın kararmış olduğunu fark ettim. Üstümde ki yorgan ile kaşlarım çatıldı.
En son üstüme bir şey örtmeden uyumuştum.Dirseklerimden yardım alarak yatakta doğruldum. Odama göz gezdirdiğimde, içerisinin soğuk olduğunu fark ettim. Yan tarafıma döndüm ve pencerenin açık olduğunu gördüm.
Kalbim, heyecan ve korkuyla, hızlanmıştı. Pencereye yaklaştım ve sokağı inceledim. Sokak lambasının ışığı, odamın penceresine vuruyordu. Sokak, sessiz ve sakindi. Karşı tarafta, siyah bir silüet gördüm. Gözlerimi kısarak baktım ama hareket etmeden öylece duruyordu.
İnatla bakmayı sürdürdüm. Bir, iki adım benim olduğum tarafa gelip, karanlıktan çıktı ve yine aynı gözleri gördüm.Tehtidkardı bakışları. Sinirli veya agresif değildi. Aksine oldukça rahattı duruşu. Yüzünde yine siyah maske vardı. Kollarını arkada bağlamış beni seyreder haldeydi.
" Siyahlara bürünmüşsün, işlediğin suçun yasını tutar gibi. "
Tekrar geri, olduğu yere döndü ve aynı şekilde beklemeye başladı. Bu şekli beni daha çok germişti. Resmen "senin için burada olacağım" der gibi bekliyordu evimin önünde.
Camın açık olmasının, onunla ilgisi olmadığını ummak istiyordum. Ama zihnim, pencereyi açık bırakmadığımı vurguluyordu.
Kendimi geri çektim ve pencereyi kapattım. Derin soluklarımın arasında trlefonumu aradım ve masanın üzerinde olduğunu fark edince hızlı adımlarla ona ulaştım. Elim, hemen polislerin bana ulaştıkları numaraya gitti.
Mesaj kutusuna girdim ve hızlıca yazmaya koyuldum." O günkü katil, şuan da evimin önünde, nöbet tutuyor ve beni gözlüyor. "
Mesajı göndermemle, odamın kapısını kilitledim ve pencereyi de sağlam kapattığıma emin olmak için tekrardan o tarafa döndüm.
Derin bir nefes alarak, pencereye doğru gittim ve pencerenin kulpunu kontrol ettim. Perdenin arasından, bı anda bir silüet çıkması ile geriye doğru düşmem bir oldu.
O pislik, pencereye doğru yumruklarını vurmaya başladı. Korku içinde kendimi, geriye doğru sürükledim ve hızlıca ayağa kalktım.
Penceremi ben uyurken açabilen bu pislik, şimdi de açabilir diye düşünmeden edemedim. Kendimi paniğe sokmamak için bu düşünceden uzaklaştım ve gergince avcumdaki telefonu daha çok sıktım.
Aklıma gelen fikirle harekete geçtim. Odamın kapısını açtım ve anahtarı kilit yerinden çıkardım. Odamın kapısını dışardan kilitleyerek, hemen kendime yakın gördüğüm kapıyı, yani banyonun kapısını açtım. Kendimi banyoya atıp, kapıyı kilitledim ve kısa süreli bir derin nefes aldım.
Odamın penceresine hala vuruyordu ve sesler kesilmiyordu. Banyodan, sesler boğuk gelse de vuruşu her saniye daha kuvvetli oluyordu. İnsanların sesten rahatsız olup, onu yakalamasını diliyordum.
En sonunda büyük bir gürültü oldu ve sesler kesildi. Avcumdaki Telefonumu açtım ama mesaj gitmemişti internetimi kontrol ettiğimde açık olduğunu gördüm tekrar mesaj uygulamasına girdim ve yine mesaj yazdım tekrar mesajın gitmediğini görünce iyice panik oldum. Kapıya dayadığım sırtımı dikleştirdim. Sessizlik ilk defa huzur vermek yerine beni geriyordu.
Yavaşça ayağa kalktım ve kulağımı kapıya dayadım ölüm sessizliği devam ederken avucumdaki telefon titredi kafamı kapıdan çekip tekrardan sırtımı kapıya yasladım.Bilinmeyen Numara; Küçük bir kız gibi saklanacak mısın?
Mesaja bir süre öylece baktım ve evden gelen sessizlikte onu aradım.
Titreyen ellerimle, mesaj yazmaya uğraşarak derin bir nefes aldım.Ben; Me istiyorsun?
Yanıt gecikmedi
Bilinmeyen Numara; Oyun oynamak istiyorum.
Derin bir nefes daha aldım. Bu durum artık iyice sinir verici olmaya başlamıştı ama hala kendimi güvende hissetmiyordum.
Bilinmeyen Numara; Oyunu başlatan sensin. Devamının birlikte oynamaya ne dersin.
Ben; Eğer evimdeysen hemen çık yoksa polisi ariyacağım.
Evimin içinden hafif bir kahkaha yükseldi ama ses o kadar uzak değildi.
O kadar korkuyordum ki ağlamak istiyordum.Telefonun kapanan ekranı,tekrar mesaj gelmesi ile dikkatimi oraya verdim.
Bilinmeyen Numara; Arayabilirsin. Tabiii konusabilirsen
Koca bir siktir
Nefes almak o kadar zorlaşmıştı ki artık nefes alabildiğimden de emin değildim.
Nasıl ve nerden biliyor olabilirdi ki?
Gözlerim hala telefon ekranındaydı. Yeni ve son mesaj ile birazda olsa içim rahatladı. Biraz da olsa..Bilinmeyen Numara; Oyunuma hoş geldin küçük kız. Bir dahakine senin bir kapı ardında değil, karşımda olacağından emin olacağım.
Telefonumu kapattım. Kalbimin ve kapının ardında ki ağırlığın hafiflediğini hissettim.
Niye benim biraz geç geldi umarım beğenirsiniz lütfen takip edip okuyup yorum yapıp oylamayı unutmayın şimdiden teşekkür ederim:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Çağırışı
Teen FictionHer karanlık ondan ve onlardan kaçmamı sağlıyor. Duygular yakamı bırakmıyor Geçmiş hafızamda canlanıp duruyor O benim kötü geçmişimden daha kötü bir gelecek oluşturuyor. Ben korkarak ona yürüyorum. Bütün yollarım ona çıkıyor ve artık kendimi durd...