7: Panik Havası

7 4 0
                                    


" Çok yanlış kararlar alıyorsun küçük kız. Her geçen gün, daha çok dibe batıyorsun farkında değil misin? "

Telefona gelen mesaj buydu. Herşey bir an olsun yoluna girdi diye düşünmüştüm. Tutuklanan kişi o muydu? Değil miydi? Polislere göre hala çelişkiliydi. Benim içinse o hala dışardaydı.

Devran hala gelmedi. 1 saattir odanın içinde beni düşünceler içerisinde bıraktı. Ne yapmam gerektiği hakkında ufacık bir fikrim bile yoktu.

Sabah mutlu uyanmıştım. Sonra aldığım haberle gerilmiştim belki ama yinede mutluydum. Buraya gelirken de mutluydum. Ama şimdi ise sanki bı bataklık beni içine yutuyormuş gibi hissediyordum. Aynı mesajda söylediği gibi....

Neden mutlu hissettiğim de batıyordum. Eski huzuruma neden ulaşamıyordum. Anlamıyorum neden bu cani benimle uğraşıyordu?

Kapıdan içeri biri girdi ama ben düşüncelerimle batmışken kimin geldiğni umursamadım.

Oturduğum yerde, gözümün daldığı yerde dikkatimi çeken tek şey Devranın diz çöküp görüş açıma girmesiydi. (Burda kendim yazmama rağmen yükseldim.)

Gözümün içine bakıyordu. Gözleri orman kadar derin bir yeşili anımsatıyordu.

"Şimdi beni güzelce dinle. Telefonuna o mesaj nasıl geldi inan bilmiyorum ama savcının karşısına çıkan kişi suçlu. "

Kafamı olumsuzca salladım.

" Bak, belki o mesaj otomatik şekilde gönderilmiştir. Sonuçta karşımızda ki hacker biri. Telefonu temizlesek bile etkili bir virüsle otomatik mesaj göndermiştir. Sonuçta kendini ele verdi ve savcının kararı ile cezaevine girdi. "

Ona inanmak isteyerek baktım. Ama sanki bunları ben inanayım diye sıralıyor gibi hissettim. Belki de çok paronayak davranıyordum. Gözlerimden ne zaman aktığını bilmediğim yaşlarım, bu zsozler karşısıda durulmadı. Daha çok arttı. Kime güveneceğimi bilmiyordum.

Devran sanki beni ikna ettikten sonra gözlerinde zaferle ayaklanacak gibiydi ama tahmin ettiği gibi olmayınca yüzü düştü bir anlık. Kendini toparlayıp elini dizime koydum.

" Bak yaşadıkların güzel değil farkındayım. Ama bunlar geçmeyecek şeyler değil. Toparlan, seni eve götüreyim."

Ayağa kalktı ve bana elini uzattı. Rüyada gördüğüm gibi.

Elini tuttum ve kalktım. Elimi bıraktı ve masasına yöneldi. Elimi tuttuğu 5 saniye bana garip bir duygu hissettirdi.
Masasında ki çekmeceden cüzdanını aldı ve oradan bir mendil çıkardı. Direkt bana uzattı. Aldım ve yüzümde ki taze ve yeni göz yaşlarmın izini sildim. Keşke geçmişin izlerini de bu kadar kolay silebilseydim.

Devran odasının kapısını açtı ve benim geçmemi bekledi. Onunla beraber ayrıldık karakoldan. Onun arabasına bindiğimde nedense kendimi rahatsız hissettim. Bilmiyorum kendimi garip hissediyordum belki de bugün olanlar için.

Arabayı çalıştırdı ve sessizce süren yolculuk biraz olsun kafamı toplamamı sağladığı. Artık ne olursa olsun taşınmam gerektiğini biliyordum. Hatta ortadan kaybolmak daha mantıklı ve güvenilirdi. Ne saçma ama başta zaten ortada var olduğumu bile sanmıyorum.

Araba evimin yakınlarına geldiğinde az da olsa rahatladım. O ev şuan ne kadar tuhaf hissettirse de insan alışkın olduğu yerde iyi hisseder. Ne kadar kötü bir yer olsa da...

Bir anda huzur arayacak ortamı ve rahatlığı bulmuşken yine onu bozacak bir şey oldu.

Bir gümbürtü koptu. Silah sesi...

Karanlığın ÇağırışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin