Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın...
Kapalı kapılar aniden açılır, çok uzak olan hayaller bir sabah gözlerinizi açtığınızda yanı başınıza kadar gelmiştir. Olması imkansız şeyler bir anda gerçekleşir. Bu kadar darlıktan bu kadar ferahlığa nasıl geldiğinize şaşırıp kalırsınız. Yani demem o ki; "Allah yolu aniden düzleştirir, yeter ki düzeleceği yere kadar sabret..."
'Oğuzhan Özpolat'
Bu hayatta hiçbir şey imkansız değildir bunu bir kez daha Anlamıştım, yaşanan once şeye rağmen kendimi bulunduğum yerde mutlu hissediyordum, sevdiğim insanın yanında olmam gerekiyordu, belkide onu bu hale getiren adamın yakalarını tutup hesap sormam gerekirdi ama ben ikisini de yapmıyor kendimden beklenilmeyecek şekilde kafasını dizlerime koymuş saçlarını okşuyordum.
Tamay beni kendisine ait olan eve getirmiş koltuğun üstüne oturttuktan sonra, ayak bileğimin üstüne buz koymuştu, hastaneye gidelim diye ısrar etmişti fakat bu kadar abartacak bir durum yoktu ortada, onu ikna edene kadar canım çıkmıştı, hem bileğimin acısı da yoktu, acılar geçer ama yürek acısı biraz zor...
Saat gecenin kaçıydı bilmiyordum ki bilmek de istemiyorum, annemin ortalığı ayağa kaldırdığına emindim abime bile haber vermiş olabilirdi fakat bunların hiç biri umrumda değildi, hayatımda belkide ilk defa yalnız olmak istiyordum yalnızlığımı paylaşabilecek o insanla...
Yarım saat önce...
Karşılıklı koltuklarda oturmuştuk, apartman dairesiydi çok tatlı bir şekilde dizyan edilmişti, eşyalar fazla renkliydi hatta tekli koltuklardan biri pembe rengindeydi gözümle görsem inanmazdım birine söylesem delirdiğimi düşünüp bana gülerdi sanırım fazla önyargılı insanlardık...
Bir süre konuşmadan birbirimizi incelemiştik, daha sonra üstünü değiştirip geleceğini söyleyerek beni yalnız bırakıp odalardan birine girmişti.
Yanakları mı kızarmıştı onun...
Yanlış görmüş olmalıydım.
Tamay ile konuşmam gerekiyordu Ayaz ne demek istemişti eminim ki bunun cevabını bana verebilirdi, normalde olsa asla güvenmeyeceğim biriydi ama şuan ona güvenmekten başka bir çarem yoktu, eğer böyle bir şey varsa daha fazla aptal gibi kullanılmama ve duygularımın bu şekilde yıpranmasına müsade etmemeliydim.
Anlamıyordum neden bir insana olan hırsından dolayı başka birinin duygularını kullanarak hırsını almak ister ki bir insan, kafam fazla karışmıştı, Ayazı seviyordum ama bu ona koşulsuz şartsız aptal bir aşık gibi güvenebileceğimi göstermiyordu, hele bir de kimseye güvenmeyeceğimiz bu dönemde.
Ayaz bunu gerçekten yapmış olabilir miydi?
Ve eğer yaptıysa ben ne yapacaktım?
Ve tabiki Esat ile aralarında ne gibi bir problem olabilirdi? Çünkü bu ucuz numaraları yaparak birinin canını acıtmak Ayaza göre bir şey değildi.
Belkide ben fazla kafamda kuruyordum.
Ayaz kendinde değildi ne dediğini bilmeden konuşmuş olabilirdi en düşük ihtimali bile değerlendirmek istiyordum sanırım.Canım yanıyordu ama kendimi güçlü hissediyordum.
Gözlerimin önünde bir bardak görünce bakışlarımı yerden kaldırıp önümde duran ve bana su uzatan Esat'a bakmıştım " çok yıprandın bir bardak su iç, ve güzelim çok düşünmek iyi değildir kendini ve o güzel kafanı yorma" gülümsedi, kafamı olumlu anlamda sallayıp elindeki su dolu bardağı alıp kana kana içtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Nefha Mahallesi" (TAMAMLANDI)
ChickLitKlasik olmayan bir Mahalle kurgusu... "İçinde bitmek tükenmek bilmeyen o küçük umuda iyi bak o senin her şeyin..." Sevmek güzel mi? Sevmek güzeldir ama sevilmeyi hak edeni sevmek daha güzeldir en güzel Masum duygularımızı hak etmeyen biri tarafından...