15. Bölüm: Hatırlanmayan Kötülük

12 4 59
                                    

Bazen bazı şeyleri iş ciddiye binince anlıyorsunuz, bu gün de öyle bir gün.

"Lady Alice salona giriş yaptı." Görevli iblislerden biri bunu bağırarak tüm salona duyurmuştu.

Alice her zamanki gibi uzun dalgalı ve beyaz saçlarını serbest bırakmıştı, soluk teninin üzerindeki altın sarısı gözleri ise tüm dikkati üzerine çekiyor ve birer mücevher gibi parlıyordu. Üzerinde sade, beyaz, etekleri fırfırlı kısa bir elbise vardı, bu tip elbiseleri sevdiğini biliyordum.

Alice yürümeye başladığında salonda bir dedikodu uğultusu duyulmaya başlamış ve önümde, tahtında oturan babamı rahatsız etmişti. Tahtın kolçagına parmaklarını vurmaya başladı, fakat ses tahmin ettiğiniz kadar güçsüz değildi, hatta tüm iblisleri susturacak kadar güçlüydü. İblislerin hepsi sus pus olduğunda babam ayağa kalktı ve önüne kadar gelen şeytana baktı, çoktan anlamış olmalıydı fakat bir şey söylemedi.

"Kayarı'nın* kızı Alice bu gün prenses olarak taç giyecek ama önceki husumetimizi göz önünde bulunduracağım ve barışın simgesi olan bir yemin edeceksin." Kral konuştuğu sırada kimseden ses çıkmıyordu. Yemin konusuna gelece olursam Alice'in edeceği yemin ruhu cehenneme karışana kadar geçerliliğini sürdürecekti, bundan kurtulmanın bir yolu yoktu. Alice kafasını salladı ve tam bir teslimiyet gösterdi, babamın tam önünde duruyordu.

(YN: Kayarı bir öğretmenim tarafından tavsiye edilen anlamı belli olmayan bir isimdir, ben bu belirsizliğin karakteri çok iyi yansıttığını düşünüyorum.)

Babamın elleri arasında küçük bir taş belirdi, bu taş bende de olan iblis taşından yapılmış bir taçdı, ana taçdan güç alırdı ve sadece ana taçın sahibi bunları oluşturabilirdi, prensesliğin de sembolüydü. "Krala, kızına ve sevdiklerine zararı dokunacak hiç bir davranışta bulunmayacaksın..."

Alice hafifçe eğildi ve babamı tekrar etmeye başladı. "Krala kızına ve sevdiklerine zararı dokunacak hiç bir davranışta bulunmayacağım."

"Önceden yaptığın tüm hataları telafi edecek ve..."

"Önceden yaptığım tüm hataları telafi edecek ve..."

"Krala ve kızına sonsuz bir sadakatle bağlı olacağına," yemin ederim diyecekti ve yemin tamamlanmis olacaktı.

"Krala ve kızına sonsuz bir sadakatle bağlı olacağıma, ye-" yemin bitmeden taç onu bulmuştu ve kafasının üzerindeki yerini almıştı. Alice yerden yükseldi, üzerindeki elbise kule döndü ve bedeni güç yüzünden olsa gerek kasıldı, gözleri bende sabitlenmişti. Gözlerinin akı simsiyah olmuş ve altın rengi gözleri daha da ürkütücü hâle getirmişti.

Salon yine bir uğultuyla doldu, herkes şaşkına dönmüştü, şaşırmayan sadece ben, Youngnam ve babamdı, Stephen ve amcam Kayarı bile şaşırmıştı. Amcam lanetlendiğini biliyor muydu? Bu da cevabını merak ettiğim sorulardan biriydi.

Güce alışıp yere kapaklandığında gözlerim hâlâ üzerindeydi, birkaç adım öne çıktım ve önünde durdum. Tahtın olduğu bölüm biraz daha yüksek olduğu için birkaç merdiven vardı ve ben merdivein üst kısmında duruyordum, o ise aşağıda ve dizleirnin üzerinde.

"O bir şeytan." Belki de İblislerin hepsi bunu daha öncesinde anlamıştı ama dile getiren kişi ben olmalıydım. "Onu ben lanetledim, çünkü benim için değerli olana saldırdı." Alice hafifçe kafasını kaldırdı.

"Bu durumda prenses olman imkansız." Kral bunu söylemiş ve tahtına oturarak bizi izlemeye koyulmuştu.

"Benden her şeyi çaldın!" Alice kafasını kaldırmadan bağırarak konuşmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Fake & True [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin