❗kitabın isminde küçük bir değişiklik yapılmıştır. Sıkılan kaldırılmıştır.
Üniversite de tıp okuyan genç kadın ve oraya yarbay dedesini katılacağı konferans için giden asker adam.
Genç kadını ilk görüşte aşık olur fakat söyleyemez ve onu uzaktan kar...
!Bu kitapta geçen yer kişi zaman ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup kurgudan ibaretir!
Yayımlanma tarihi 19.03.2024
Güzel okumalar ♡
Kurşun, Rafet el roman.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_________
" Bundan da biraz ye, kızım " elinde ki börek dolu tabağı bana uzattı makbule nine. Onu geri çevirerek "sağ ol nine, biraz daha bir şey yersem gerçek anlamada kusucağım" ağzımda olan son lokmayı da zar zor yuttum. Geldiğimden beri bir yandan makbule nine, diğer yandan duygu sürekli bana bir şeyler yedirip içiriyorlardı. Biraz daha mide fesattı geçirecektim.
Makbule nine, durumumu görmüş olacak ki ısrar etmeyip tabağı geri indirdi.
" Valla biliyor musun? ben sensiz bir boşluktaymışım gibi hissediyorum ceylin'im ya" yaklaşıp sol yanağımdan öptü Duygu "Seninle yan yana kahvaltı yapmayı bile özlemişim. Ayrıca sana anlatmam gereken şeyler de var. Bugün eczaneye gitmeyeceğim" çilekli reçele uzanıp, ekmeğine sürdü.
"Neden gitmeyeceksin? kötü bir şey mi oldu?" Sordum tedirginlikle. Bana hafif yaklaşıp "Ben sana sonra anlatacağım" dedi ve sonrada " yok ya bir şey olmadı, ben biraz halsizim o kadar" dedi makbule ninenin de duyacağı bir tonda.
Elindeki çaydan bir yudum alıp "Ceylin kızım, de söyle bakalım bu halsizliğe ne iyi gelir?" Diye sordu makbule nine. Galiba duygunun eczaneci olduğunu unutuyordu. Ama yine de sorusunu boğazımı temizleyerek cevapladım "ılık bir duş ve bolca dinlenme makbuş nine."
"Duydun mu doktoru kızım?" Diye sordu Duygu'ya. "Duydum ninem, duydum. Doktorumuz diyorsa yaparız" derken yandan bana göz kırptı.
Kahvaltı yapmayı bitirip, sofrayı topladık. Makbule nine, hazırlanıp arkadaşı Şefika teyzenin yanına gitti. Onun gitmesinin ardından Büge ile Cansu'yu çağırmıştık. Onların da gelmesiyle beraber salon da kahve içmeye başladık.
"Sahi ben size ne anlatacağım" diye söze girdi duygu elindeki kahve fincanını masayın üzerine bırakarak. "Dün benim başıma bir olay geldi" diye konuya giriş yaptı. "Ne oldu be?" Dedi cansu merakla ve aynı şekilde o meraklı bakışlarla Duygu'ya bakan Büge. Kahvaltıda bana anlatacağı konu olmalıydı.
" Eczaneye dün gece bir madde bağımlı adam geldi ve ona kırmızı reçeteli olan bir ilaç vermemi istedi. Niyeti belliydi hap krizine girmişti. Bende reçetesiz veremeyeceğimi söyleyince her yeri dağıttı. En sonda cebinden bıçak çıkarıp bana doğru saldıracağı sırada bir adam geldi ve beni kurtardı. Sonra da benimle dağılan eczaneyi topladı." Dedi tek nefeste anlatarak. " Sana bir şey yaptı mı?" Koluna dokundum.
" Yok, yok yaklaşamadı bile" dedi beni rahatlatarak. " Adam kimmiş?" Diye sordu Cansu. "Askermiş, adı selçuk" Büge bu ismi duymasıyla tek kaşı havalandı "Lan bu bizim selçuk olmasın, soyadı ne?" Duygu soyadını da söyledi "Selçuk Sarı"
