Tamamen siyaha bürünmüş koyu saçlı adam, ince dövülmüş bir kılıca benzer bir keskinlik yayıyordu.
Adeline'den çok daha uzundu. Vücudu giysilerle kaplı olmasına rağmen, sertliği açıktı. Dallar arasında yalnız, sağlam bir ağaca benzeyen heybetli varlık, Adeline'i kuşattı.
Adamın yüzü, komuta eden boyuyla uyumluydu. Büyük bir zanaatkar tarafından özenle hazırlanmış gibi mükemmel orantılı ve kalıplanmış. Sadece enfes olarak tanımlanabilirdi.
"Akrabası mı?"
Menekşe rengi irisi Adeline'inkiyle buluştu ve onun tepeden tırnağa baktığını görünce Adeline nefesini kesmeden edemedi.
Pıtırtı-pıtırtı
Yağmur damlaları sessizliği kesti.
Bakışlarını kaldırdığında adamın gözleri ayak parmaklarına düştü, kaçınılmaz olarak gözleri tekrar bir araya geldi.
"Hanımefendi gibi bir akrabam olduğunu hatırlamıyorum."
Ağzının bir köşesini çarpık bir şekilde kaldırdı ve parmağıyla Adeline'in arabasının hareket ettiği yönü işaret etti. Bakışları hala Adeline'e odaklanmıştı.
"Bu yoldaki tek ev benim malikanem."
"ne? Sonra ..."
Yanıt Adeline'den değil Sofya'dan geldi.
Tanımadığı ve gözünü korkutan adamın ortaya çıkması nedeniyle tetikte olan Sophia, aniden ifadesini arkadaşça bir ifadeye çevirdi ve şöyle konuştu: "Lordum, siz Marki Rothesay mısınız? Marchioness ile tanışmaya geldik. Genç hanımımız onun kuzeni."
"Eğer Rothesay ise, yanlış bir dönüş yaptınız."
Bu sefer adam parmağını oynatarak Adeline'in arabasının geçtiği yolun kenarında dik duran bir ağacı işaret etti.
"O ağacın sınırlarının ötesinde Rothesay Markisi var."
"Evet? O zaman burası ...."
Sophia sert düşünerek tekrar sertleşti. Rothesay'lerle sınırı kim paylaştı? Zihninde krallığın dev bir haritası oluştu.
Ama adam Sophia'yı dövdü.
"Pembroke Dükalığı."
Pembroke!
Efendi ile Madam Pembroke arasındaki yeniden evlilikten şüphelenen Sophia, şokta gözlerini genişletti.
Pembroke, Rothesay'ın komşu mülküydü!
İzin istemeden başka bir ailenin topraklarına girmek görgü kurallarının önemli bir ihlaliydi. Bu, bir asır önce soylular arasındaki toprak anlaşmazlıklarının zirvede olduğu bir aile kavgasına dönüşebilecek hassas bir konuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dawnlike Black
Romance*MAKİNE ÇEVİRİSİDİR* "Kendini bana sat Prenses. Seni çok yüksek bir fiyata alacağım." Kendini satmak mı? Adeline'in dudakları titredi. Bu kadar aşağılayıcı sözleri görmezden gelemezdi. "Ne kadar küstah! Bu krallıkta insanları alıp satmak bir norm mu...
