6

23 3 0
                                    


Bu yüzden ona m * ngrel diyorlar.'

Adeline, gazetelerin adam hakkında haykırdığı lakabı hatırlayarak mendilini sıktı.

"... Pratikliğe değer vermenin kaba olduğunu sanmıyorum."

"Şaşırtıcı bir şekilde, soylular böyle düşünüyor gibi görünüyor."

Alexio garip bir şüphe ve ilgi karışımıyla gözlerini kıstı.

"Madem Prenses öyle dedi, küçük konuşmayı kesip sadede geleceğim."

Küçük bir konuşma. Konuşmalarının küçük konuşma olarak adlandırılabilecek herhangi bir kısmı neredeydi?

Adeline'in bu sıradan söze duyduğu hafif sürprizi görmezden gelen Alexio, işini belirtmeye başladı.

Gündemi çok basitti.

"Kendini bana sat Prenses. Seni çok yüksek bir fiyata alacağım. Üvey annem ne teklif ettiyse, bunu iki katına çıkaracağım."

Kendini satmak mı?

Adeline'in dudakları kelimelere titredi, sanki ona bir şaka gibi hitap ediliyormuş gibi. Birdenbire bu adamın arabasına bindirilmek bir adam kaçırma olarak omuz silkilebilir, ancak bu tür aşağılayıcı sözler kolayca reddedilemezdi.

"Ne kadar küstah! Bu krallıkta insanları alıp satmak bir norm mu?"

"Kaba davrandığım için özür dilerim.. Rocher Dükü Prensesi çoktan satışa çıkardığında, senden gelen kulağa saf geliyor."

"... Ne?"

Adeline'in gözleri şaşkınlıkla genişledi.

Adeline için o kadar şok ediciydi ki, Pembroke Dükü'nün kaba sözlerini bir an önce duymanın hatırası bir anda uçup gitti.

"Babam beni satışa çıkardı mı?"

Babam geçen gün benim için bir koca bulacağını haykırıyordu, ama ben bunu her zamanki rantını reddettim.

Ama gerçekten onu satacak bir aile mi arıyordu?

Şokta ve kelimeler için kaybolmuş görünen Adeline'e bakıldığında, Alexio hiçbir sempati belirtisi göstermedi.

"Bilmiyorsan diye," dedi, "Baban çaresizliği içinde her türlü haneye yaklaştı. Şimdilik en yüksek teklifi veren üvey annem oldu."

"Böyle bir şey oluyordu ..."

Alexio, Adeline'i görünce omuz silkti, yüzü o kadar beyazdı ki her an çökebilir gibi görünüyordu.

Dawnlike BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin