O gün annem ve babam ben daha çok küçükken ölmüştü. Ama pes etmedim bu hayattan. Dengede bu yaşıma kadar durabildim. Şimdi en sevdiğim işi yapıyorum ve hayattan çok mutluyum.
Kaldığım evin kirasını ödeme zamanı gelmişti ama benim param kalmamıştı. Beni kaçırdıklarında benden her şeyimi aldılar şimdi ne yapacaktım gidebileceğim bir yerim yoktu. Zil çaldı ve kapıyı açtım.
"Eee nerde kira parası kaç gün oldu zamanın doldu şimdi öde kira parasını bu evde bedavadan kalınmaz."
"Ne olur biraz daha zaman verseniz söz bu gün getireceğim."
"Olmaz şimdi vermek zorundasın eğer vermezsen bu ev senin gibi orospulara laik değil"
"Siz benle öyle konuşamazsınız. Çok terbiyesiz birisiniz. Ayrıca leş gibi alkol kokuyorsunuz. Tamam çıkıyorum, bari eşyalarımı toplamama zaman verin." dedim ama dinlemeden gitti. Adamı bir gün öldürecektim ama hangi gün, belki de bugün. Eşyalarımı topladım zaten çok fazla eşyam yoktu ev kendinden mobilyalıydı ve küçüktü. Kocaman valizimin içine bütün kıyafetlerimi koydum ardından yiyeceklerimi koydum ve valizim doldu.
Yapmak istediğim bir şey daha vardı evin anahtarını camdan aşağıya, uzaklara fırlatmak. Ama o kadar uzağa fırlatamazdım birinin bana yardım etmesi gerekti. Ama şansımı denemek istedim ve fırlattım. Anahtar gidince bir sarmaşık onu tuttu ve ortadan kayboldu. Camdan aşağı baktığımda ev sahibinin aşağıda ölü olarak yattığını gördüm ve elleri, kolları, bacakları, kafası kan içindeydi. Göğsüne anahtar saplanmıştı hem de benim evimin anahtarı. Kapı tıklama sesleri duydum ve koşarak kapıyı açtım karşımdaki duvarda kanlarla yapılmış bir kalp vardı ve ortasında ise benim ismimin baş harfi olan I vardı yanında ise E harfi vardı. Bunu yapan biri tam bir manyak. Sonradan aklıma ormanda tanıştığımız çocuk geldi, o bitkileri kontrol edebiliyordu, acaba bunları o mu yapmıştı? Bu çocuk bana aşık ve bunu kanıtlamaya çalışıyordu.Kapının yanında duran valizimi aldım ve kapıyı bir daha görmemek üzere çektim ve çıktım. Gideceğim hiçbir yer yoktu. Bomboş sokakta yürürken sarmaşıklar kollarımı sararak beni karanlık bir bina arasına çekti. Karanlıktan hiçbir şey göremiyordum sadece bir çift parlayan yeşil gözler vardı.
"Yine mi sen? benden ne istiyorsun?"
"Beni sevmeni."
"O biraz zor bunun için ayaklarıma kapanman gerekiyor ve Atlas'tan özür dilemen gerekiyor."
"Oh be bende bir şey sanmıştım bunu yapmayacağıma göre hadi gidelim!"
"Bekle lan nereye gidiyorsun bari ayaklarıma kapansaydın!"
Arkasına bakmadan yürüyerek, benim ayaklarıma sarmaşık doladı ve havada ters çevirdi.
"Oldu mu? Hadi şimdi gidelim!"
"Seni sarmaşık bozuntusu. Çöz beni!" dedim ve gözlerime de sarmaşık doladı.
Gözlerimdeki sarmaşığı çözdüğünde orman manzaralı bir yerle karşılaştım. Suyun akma sesleri, kuşların cıvıltıları, ormanın yeşil rengi ve çiçeklerin kokusu... Adeta büyülenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFELA | Yeşil Krallık Serisinin ilk kitabı | Tamamlandı
Romance"Beni bırakma." dedim onun yemyeşil gözlerine bakarak. "Bırakamam zaten." dedi ellerindeki sarmaşıkları kontrol ederek. "Beni sevmek zorundasın." dedim tekrar onun yemyeşil gözlerine bakarak. "Seni zaten seviyorum Irmak. Bir gece olsan da, bir gündü...