3. BÖLÜM : "RESSAM'IN HİKAYESİ"

69 7 10
                                    

Merhaba arkadaşlarrrr. Nasılsınız? Bu gün büyük bir hevesle yeni bölümün geldiğini söylemek istiyorum size. Oy verip yorum yapmayı da sakın unutmayın. Bu arada bu bölümü okuyunca daha çok eğeneceksiniz. Hahahaahaha.

Neyse vaktinizi çok almadan sizleri bölümle baş başa bırakayım. Keyifli okumalar.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3. BÖLÜM
"RESSAM'IN HİKAYESİ"

Gözlerimi açmış şaşkınlık içinde ona bakıyordum. Çünkü karşımdaki adam tüm çıplaklığıyla karşımdaydı. Basbayağı Esar'ın sadece altındaki gri havlu dışında her yeri apaçık ortadaydı. Tenindeki boncuk damlalar duştan yeni çıktığını gösteriyordu. Beni görünce elindeki siyah havluyla saçlarını kuruttuğu eli duraksadı. Bir birimizin yüzlerini şaşkınlıkla izlerken ilk bakışlarını kaçıran ben oldum. Bir elimle gözlerimi kapatırken ona doğru konuşmaya başladım.

"Bu...bu...ah, ya ama böyle çıkılır mı kapıya ya?"

Hala utançtan onun yüzüne bakamıyordum. O ise hemen sonrasında sakin bir şekilde konuşmaya başladı.

"İnsanların karşısına nasıl çıkmam gerektiğini sana sormayacağım herhalde." Sesi alaycı ve ukalacaydı. Tam da tahmin ettiğim gibi dik başlı, alaycı, ukala, kibirli, umursamaz. Esar Yiğit Karahan tam da bu kelimelerin anlamını taşıyordu kendinde. Ben de dik başlı ve alaycı olabilirdim biraz ama kibir asla tahammül edemeyeceğim bir şeydi. Fakat bu duygu onun her zerresine işlemişti ve ondan nefret etmemi sağlıyordu.

"Ben de senin çıplak bedenini görmek mecburiyetinde değilim herhalde." dedim hala gözlerimi elimle kapatarak.

"İyi," dedi. "Bakma o zaman."

"Sorun bakmamakta değil zaten, görmekte." diyerek çıkıştım ona.

"Görme de o zaman." dedi tekrar beni gıcık eder gibi.

"Yav nasıl görmeyeyim? Gözümün önündesin ya, gerizekalı!", boşta kalan elimle onu gösterdim. O derin bir nefes alırken kıpırdanmasından içeriye girmeye hazırlandığını tahmin ettim.

"İçeriye girip beni bekle. Ve o elini gözünden çek. Tam bir salak gibi görünüyorsun."

Ne dedi o? Salak mı dedi bana? Gözlerimi açıp ona güzel bir laf söylemek istedim ki, gözlerimi açtığımda kapıdan ayrıldığını gördüm. Valizimi elime aldım ve hırsla ben de içeriye girip kapıyı kapattım. İçeriye birkaç adım attığımda kendimi salonun ortasında buldum. Valizimi elimden bıraktım ve etrafa bakmaya başladım. Bu ev tam da amerikan dizilerindeki evlere benziyordu. Balkon bile vardı. Ve her duvara birkaç tane tablo asılıydı. Arkadaşlar, ev zannettiğimden de güzelmiş. Böyle evler hep hayalimdi. Şimdiyse yıllar sonra hayallerimdeki evde olmak... Ama tek bir farkla. Ben burada kız kardeşim ve babamla yaşamak isterken şimdi bu ruhsuzluk abidesi olan Esar'la yaşamak zorunda kalacağım.

BIRAK BOYALAR KONUŞSUN I (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin