Merhaba arkadaşlarrr. Nasılsınız? Ben iyiyim çünkü yeni bölümlerle sizlerin karşısında olmak beni mutlu ve heyecanlı yapıyor. Bu bölüm kısa olmasına rağmen çok eğlenceli ve komik bir bölüm oldu. Çünkü yine Esra ve Esar'ın didişmelerini okuyacağız.
Neyse sizi çok tutmayayım. Bölümü okurken oy verip yorum yapmayı da sakın unutmayın.
Seviliyorsunuz <3
---
6. BÖLÜM
"KEYİFLİ KAHVALTI"Salona geçtiğimde amerikan mutfağı olan mutfak sayesinde Esar'ın mutfakta kahvaltı hazırladığını gördüm. Elindeki tavadan omleti tabağa koyarken bile kaşlarını çatmıştı. Üzerinde siyah bir eşofman takımı vardı ve buna rağmen oldukça çekici görünüyordu.
Ne saçmalıyorsun, Esra?
Evet ya, ne saçmalıyorum ben?
Neşeli görünmeye çalışarak yüzüme bir gülümseme kondurdum ve onun yanına gittim. Tabağı eline aldığında beni fark edip durdu. Bir süre beni baştan aşağı süzerek gözlerini üzerimde gezdirdi. Onun yanına vardığımda coşkulu bir şekilde konuştum.
"Günaydın." İlk önce bana şaşkınlıkla baktı. Tabi dün geceden sonra böyle olacağımı düşünmüyor olmalıydı. Ama olayları çabuk atlatmak gibi mükemmel bir huyum daha vardı.
"Günaydın." Onun sesi benimkinin yanında fazla soğuk kalmıştı. Onun bu ses tonuna karşı gözlerimi devirdiğimde salonun köşesindeki küçük yemek masasını gördüm. Dikkatle oraya baktığımda orada sadece bir kişilik bir kahvaltı olduğunu gördüm.
"Sayılarla bir problemin var galiba?" dedim imalı bir şekilde yüzümü ona çevirerek. Göz göze geldiğimiz zaman konuşmaya başladı.
"Sayılarla bir problemim yok." dedi umursamaz bir tavırla ve omuz silkti. Yanımdan geçip masaya ilerleyecekti ki karşısına geçip yolunu kestim.
"Demek sayılarla aran iyi? Peki iki kişi olmamıza rağmen niye tek bir tabak görüyorum orada?" dedim bir elimi göğsümün altına koyup diğer elimle masayı işaret ederken.
"Bir tabağa daha gerek duymadım. O yüzden öyle görmüşsündür."
Gözleri tam bir ruhsuz gibi bakıyordu. Aynı zamanda da kelimeleri sanki özellikle beni gıcık etmek için özenle seçiyordu. Anlamayanlara da şöyle anlatayım. O bu cümleyle alttan alttan bana seni umursamıyorum demeye çalıştı.
Derin nefes alarak çok geçmeden konuştum. Konuşurken de gülümsemeyi asla ihmal etmiyordum.
"İyi, gerek duymamaya devam et o zaman." Yani umursamamaya devam et, ne de olsa umurumda değil demekti bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAK BOYALAR KONUŞSUN I (+18)
Teen FictionNormal bir hayat yaşayan Esra Ela Algül İzmir'de Sanat Universitesi güzel sanatlar fakültesini okumaktadır. Fakat her yıl olduğu gibi bu yıl da universiteden üç öğrenci seçip daha iyi eğitilmeleri için meşhur ressamların yanına gönderildikleri sırad...