Gözlerimi aralamış yatağa bakmıştım. O burada değildi. Bu yüzden rahatça doğrulup esnemiştim. Tek gözümü açarak odaya bakmıştım. Odanın ortasında siyah büyük bir yatak duruyordu. Yatağın tam karşısında bordo renkli bir kanape bulunuyordu. Kanapenin önündeyse masa vardı. İki şarap bardağı ve kırmızı bir kitapduruyordu. Odanın yan taraıysa kitaplıkla doluydu. Her raftada sayısız kitap bulunuyordu. Kitaplarsa ilgimi çekerdi. Sanırım vakit öldürebilecek birşeyler bulmuştum. Odada da komodin ve koltuklar dışında başka birşey bulnmuyordu zaten. En azından kitaplar düşünmemi engellerdi.
Ayağa kalkıp kitaplardan rastgele birini almışyatağa uzanarak yan dönüp okumaya başlamıştım. Bir süre sonraysa gözlerim ağrıdığında kitabı bırakmış ve üstüme bakmıştım. Her gün duş alan biriydim ve bir gün duş almayınca kötü hissediordum. Odada gözlerimi gezdirmiş gördüğüm kapıa doğru ilerlemiştim. Kapıyı açmış ve içeri girmiştim. İçerisi çok güzelokuyordu ancak ne koktuğuu anlayamamıştım. Biraz daha ilerlediğimde küvete bakmış ve gördüğüm şeyle hızla arkamı dönüp kaçmaya çalışmıştım ama yerler ıslaktı. Adımımı atmamla kaymış gözlerimi sıkıca kapamıştım ki bileğime sarılan el ile kuvetin içine düşmüş başımıda göğsüne çarpmıştım. Gözlrim hala kapalıydı. Açsam bie zaten yüzüne bakamaycağını biliyordum. Çünkü karşımda tamamen çıplaktı. Utançtan kafamı bile kaldıramıyodum.
'Birşey dememiş elleriyle belimi sarmış okşamaya başlamıştı. Birşey dememesi beni sveindiriyordulakin bu sevincinde geçici olduğunu anlamam çok sürmemişti.
''Kafanı çarpabilirdin. Zaten senin olan bedeni görüp kaçmamalısın,küçük.''Ellerimi omuzlarına koyarak başımı kaldırmış bana bakan yoğun gözlerine bakmıştım. Bu defa her zaman olduğundan daha siyahtı gözleri.
''Şey ben...''sesimin kedi yavrusu gibi çıkmasına kaşlarımı çatmış ve boğazımı temizlemiştim. ''Özür dilerim. Duş alacaktı-''. Dudağının tek bir yan havaya kalkmıştı. ''Soyun o halde,küçük.''Nefesim bir yerlerime kaçıştı kesinlikle. Gözlerim bir ceylanınkiler kadar büyük açılmış ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı. Ben daha şokun etkisinden çıkamamışken o üstümdekini yırtarak çıkarmış ve gördüğüm en yoğun bakışlarla yüzüme bakmıştı.
''Sana soyun demiştim,küçük.''Bedenime bakarak köpüklü suyun içine tamamen gömülmüş oma arkamı dönmüştüm. Ellerine şampuan dökmüş saçlarımı köpürtmeye başlamıştı. Başıma masaj yapar gibi dokunduğu için gözlerimi kapatmıştım. İyice mayışmıştım. Başımı daha fazla tutamayıp göğsüne yaslandığımda gülmüş ellerini üst vücudumda gezdirmişti her yerimin köürdüğüne emin olduktan sonrada beni iyice kendine çekmiş bacaklarımdan birini kavrayarak okşamıştı. Sesli bir şekilde yutkunduğunu işitmiştim. Bu beni kendime getirirken kızarmıs öbür bacağımı hızlı bir şekilde kendim yıkamıştım. Üstüme duş başkığıyla su tutmuş köpüklerden arınmamı sağlamıştı. Ancak alt bedenim hala köpüklüydü. Başını boynuma yaslayıp bana baktığını hissetmemle bende ona bakmıştım. Gözleri hafiften kızıllaşmıştı.
''Ayağa kalk,küçük.''Bakışları üstümde öyle büyük bir etki bırakmıştı ki sorgulamadan kalkmıştım. O da kalktığında gözlerimi sıkıca yummuştum. Yanlış şeyler görmek istemiyordum. Bütün bedenime su tutmuş yan tarafına uzanarak havlu almış,bel boşluğuma öpücük bıraktığında huylanarak irkilmişt.m. Havluyu belime sararak hiç zorlanmadan beni kucaklamış yatağa götürmüştü. Gözlerimi henüz yeni açabiliyor olaları henüz yeni idrak ediyordum. Gözleri şimdi kızılın en koyu tonundaydı. Aşağıdaysa belinde olan havluya rağmen büyük bir şişlik vardı. O sertleşmişti. Gözlerimi kırpıştırarak başka yerlere bakmıştım.
''Dudaklarını yalamıştı.''Park Jimin and olsun seni öyle bir beceririm ki yürüyemeyecek hale gelirsin. Sana gösterdiğim sevgiyi yatakta bulamazsın. Bebeğim gibi sever düşman gibi beceririm üstünde oturduğun yatakta.''Aniden üstüme eğilen bedenle şaşkınca gözlerine bakıp geri gitmiştim.Kekelemiştim''Dur yapma...''Yan bir şekilde gülüp bana bakmıştı. Sonra da geri banyoya gitmişti.
Elimi kalbimin üstüne koymuş kalkıp karşı dolaptan onun kazağını giyerek yatağa geri uzanıp üstüme yorganı tamamiyle çekmiştim. Dediklerinin beni rahatsız etmemesi şaşırtıyordu beni.
daha şaşıracak çok şey olacağını bilmiyordum akışına bırakmıştım artık.