"Öpüştüler. Dağınık bir şekilde ama bir şeyler hissetme konusunda o kadar çaresizdiler ki."
Minho yozlaşmış bir gizli ajandı. Sonunda ondan kurtulmaktan başka istediği hiçbir şey yoktu.
Jisung, 3racha adlı bir grupta yer alıyordu ancak depresyon ve...
Minho küçük masanın üzerine oturdu ve ayağını öfkeyle salladı. Çılgınca, sol elini kapatıp açtı. Teknik olarak gerginliğinin mantıksız olduğunu biliyordu ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Siyah bir yüz maskesi ve siyah bir şapka takıyordu, görünen tek şey sürekli odanın içinde gezinen gözleriydi. Birkaç derin nefes alırken, kendine sakinleşmesini söyledi.
İlk kez böyle bir toplantı yapmıyordu ama muhtemelen en önemlisiydi. Hepsini yapacaksın. Birini öldürmesi gerekiyordu. Minho bunun her zaman soruşturdukları insanların ölümüyle sonuçlandığını biliyordu ama kendisi bunu hiç yapmamıştı. Pek çok insanla dövüşmüş, onları kovalamış ve işkence etmişti ama hiçbir zaman onları öldüren kişi olmamıştı.
Birinin canını almak kolay bir şey olmadığı için dünden beri gergindi ve biraz da sinir krizi geçirdi. Minho, Jung-ho tarafından işe alındıktan kısa bir süre sonra duygularını bastırmayı öğrenmişti ama bazen her şeyiyle ortaya çıkıyordu. Dün o kulübe gitmesinin bir nedeni de buydu, kısa bir süreliğine herkes gibi hissetmeye ihtiyacı vardı.
Yabancılarla öpüşmek bunu yapmanın kısa yollarından sadece biriydi. Yabancılar yakışıklı ve öpülesi olduğunda daha da iyi oluyordu.
"L.K.?" diye sahte kimliğini sordu. Kimse gerçek adını kullanmazdı, bu çok tehlikeli olurdu.
"Vir Aicha" Minho kiminle buluşacağı konusunda bilgilendirildi ve tabii ki o olmalıydı.
"Harika bir gün."
"Oldukça bulutlu."
"Hmm." Minho'nun göreviyle ilgili tüm bilgileri içeren kahverengi klasörü çıkardı.
"Sana oldukça az bilgi vermişler. Bu senin son görevin, değil mi?" Eli hâlâ klasörün bir ucundaydı. Minho diğer ucunu tuttu.
"Seni ilgilendirmez." Diyerek çekiştirdi ama kadın daha sıkı kavradı.
"Şanslı, küçük piç. Ama senin işin kolay olacak. O, parasını kirli yollardan kazanmış, zengin bir adamın oğlu. Muhtemelen inancını biliyordur." Diye pis pis gülümsedi. Minho'nun yüz ifadesinde bir milim bile kıpırdama olmadı.
"Senin bu dosyalara bakman gerekmiyor mu?" gülümsemesi daha da kirli bir hal aldı.
"Ne kadar sıkıcı." Klasörü bıraktı ve kahvesine dokunmadan ayağa kalktı.
Minho dosyayı hızla bir kenara kaldırdı. Birinin 'Druck'ı', onlar için o kadar önemliydi ki, başlarına bir şey gelmeden önce sırlarını dökmeyi ya da parasını vermeyi tercih ederdi. Minho'nun görevi de onlardan birini öldürmekti.
*****
Bazı bölümlerin kısa olduğunu biliyorum. Çok uzun olduğunda da sıkıcı oluyor. kkkkkk Ama bölümleri fazla bekletmeden paylaşacağım için sorun olmaz...<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
