Bölüm 12

3 1 0
                                    

Gece her zamankinden daha karanlıktı, hava ıslak ve soğuktu. Minho bir binanın tepesinde çömelmiş Seul sokaklarına bakıyordu. Bir rüzgâr ona çarptı ve siyah giysilerini çekiştirdi. Minho buna alışkındı. Başka bir gün, başka bir görev. O binanın tepesinde dört kişi, birkaç metre sağlarındaki görkemli binanın içinde bulunan beşinci üyelerini bekliyorlardı. Bir gala etkinliği düzenleniyordu ama ihityaçları olan bir kişi vardı. Her zaman aynıydı. O kişiyi bulun. Yalnız kalana kadar bekleyin, onları yönlendirin ve ayarlanan yere götürün. Ve en önemlisi - bunları fark edilmeden yapmak.

Vir Aicha, Minho'nun birkaç  adım yanında duruyordu. Ondan nefret ediyordu. İşinde kötü olduğundan değil, aslında gerçekten iyiydi ama gürültücüydü ve ilgi odağı olmayı seviyordu. Ama Minho'yu belki de en çok kızdıran şey, yaptıkları işten keyif alıyor gibi görünmesiydi.

Minho da yaptığı işte fena sayılmazdı. Vir Aicha onunla aynı yaştaydı - onlara gerçek yaşı olduğunu söylediği yaş ne kadar doğruysa- ve Jung-ho bir keresinde ikisine de iltifat etmiş ve onlardan en iyi adamları olarak bahsetmişti. 

Vir Aicha gurur ve mutlulukla ışıldarken, Minho hiç mutlu değildi. Bunun Jung-ho'nun onu daha uzun süre, hatta belki de sonsuza kadar işe alacağı anlamına gelmesinden korkuyordu.

"Sen şoförsün Lee K. Yolunu biliyor musun?" Minho kaşlarını çatarak Vir Aicha'ya baktı. "Elbette." Konuşacak havada değildi. Bu görevi bitirmek için buradaydı. "Hadi ama Lee K. bu kadar gergin olmayı bırak. Bu tür şeyleri defalarca yaptık, sıkıldım artık." dedi ve belki on santim genişliğindeki korkuluğun üzerine atlayıp dengesini sağladı. Aynı korkulukta çömelmiş olan Minho onun düşmesini umuyordu.

"Belki şansın yaver gider ve itaat etmez. O zaman ona biraz zaman verebilirsin." dedi başka bir adam, MG. Biraz rahat bir adamdı ama gerekirse şiddet kullanmaktan da korkmuyordu. Minho ondan hoşlanmıştı. Talimatları beklerken bir veya iki kez "takılmışlar". MG görev dışında, görev sırasında olduğundan oldukça farklıydı ama bu muhtemelen Minho için de geçerliydi.

Vir aicha dengede durmayı bıraktı ve birkaç metre arayla çatıda duran birliklerine döndü. "Keşke o kişinin canını biraz daha fazla yakabilseydim. Belki birkaç uzvunu kesmek, birkaç gözünü oymak, birkaç organını kesip açmak-"

"Kapa çeneni artık, tamam mı? Sadece lanet işini düzgün yap ve yakında istediğin kadar insanı kesip biçebileceksin." diyerek Ysang onun sözünü kesti. Minho muhtemelen herkesin düşündüğü sözleri söylerken kendi kendine gülümsedi, Vir aicha Minho'yu görünce yüzünü buruşturdu.

Ysang'ın ince bir yapısı vardı ve sadece gözlerini görebiliyor olsanız bile onun dalga geçilecek biri olmadığını hemen anlardınız. Kenjutsu eğitimi almıştı ve katanalarının iki opal ışıltılı sapı omuzlarının arkasına gizlenmişti. Neredeyse hepsi gibi simsiyah giyinmişti, ayak bileklerine kadar inen deri bir ceketi vardı ve belinden bağlıydı. Üzerinde ve yüzündeki maskede gümüş detaylar parıldıyordu ve başında bir fötr şapka vardı. Bir iblis-kovboy havası veriyordu ve Minho bunun için buradaydı.

Minho onu birkaç kez görmüştü, ancak Ysang her zaman hareket halinde göründüğü için sadece kısa bakışlar atmıştı. Ancak şimdi sabit duruyordu ve bir santim bile hareket etmiyordu. Çok yakışıklıydı ama inanılmaz derecede soğuktu. Sanki etrafındaki sıcaklık farklı kanunlara uyuyormuş gibi görünüyordu. Donmuş kabuğunu kimse eritemeyecekmiş gibi görünüyordu.

Minho'nun düşünceleri Jisung'a kaydı. Hiç de soğuk bir aurası yoktu. Bulanık bir his yayıyordu ve sarılmaları daha da bulanıktı, kendinizi sıcak ve güvende hissediyordunuz. Belki de Minho'yu bu kadar çeken şey buydu. Bu işteki ve çevresindeki herkes o kadar soğuk, o kadar sertti ki, sizin de o kadar soğuk ve sert olmanız gerekiyordu, aksi takdirde hayatta kalamazdınız. Minho dudağını okşadı, kesik gitmişti, artık sadece hafif bir morluk vardı. Jisung'un dokunuşunu hissetti, boynundan aşağı bir ürperti geçti.

Kill Me Softly - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin