❝Sevmek: kıskanmak, endişelenmek ya da özlemek değildir. Sevmek sadece acı çekmektir. Ve ben sevgilim. Sevgilim değil, sevdiğim. Sana her baktığımda acı çekiyorum.❞
Kendisine Lanet'in bilekliği tarafından bağlanmış bir kız. Kızın yıllardır aşık oldu...
❝Eğer sonsuza kadar bu kalp beni tutsak edecekse; özgürlüğün canı cehenneme.❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ஜ
SEN
TAKİP ETMEK BENİ?
ŞURACIKTAN OY VERİP TAKİP EDEREK BENİ MUTLU ETMEK?
TEŞEKKÜRLER
MUTLU OLDUM
ஜ
4. TUTSAK KALP
Şimdiki Zaman
Bir kızın doğduğu saniyeden itibaren ilk kahramanı babasıdır.
Benim babam bana kahraman olmayı bırak, baba bile olmamıştı.
Babalar kâh gürler kâh ışıldar. Benim babam her zaman bana gürlerdi. Başkaları için darda kaldığında yüz sürülebilecek bir eşiktir babası. Benim babam yüzümü bile görmek istemez. Babayla gülmek, babayla ağlamak en güzel şeydir. Ben babamın yanında konuşmaya bile utanırım.
Neyse ki bu zamana kadar baba sevgisini tam olarak tatmamış olsam bile hayatımı en iyi şekilde tevcih edebiliyordum.
Beni kendine esir alan en büyük şey güzellik ve sanrıydı. Onların esrinden kurtulmuştum. Beni tuttukları demir parmakların mahkumu olmaktan kurtulmanın en büyük payı kendimdeydi. Felaket'in bana yardım etmesi işime geliyordu fakat benim kulağıma kötü şeyler fısıldaması da bir nevi ondan daha çok nefret etmeme neden oluyordu. İçimde patlayan öfke duygusunun kasırgasında her zaman güzellik ve sanrının payı vardı. Güzellik konusunu halletmiştim. Sanrıyı tam olarak halledemesem de istemediğim zamanlar yanımda olmayacağını bildiğim için artık kötü şeyler yapmayı bırakabilirdim. Ve ondan tamamen kurtulduğumda hayatım tamamen düzene girebilirdi.
Beynimdeki kâbus dolu harabelerden çıkıp tekrar Buğra Bey'lere döndüm. Şaşkındım. Hem Buğra Bey'in hem de Paimon'un Marvin'in yanındayken gelmeleri beni germişti.
"Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Buğra Bey şaşkınlıkla. Bunu bana ve Marvin'e değil, Paimon ve Marvin'e sormuştu. Peki ya Buğra Bey, Marvin'i nereden tanıyordu?
"Bütün yarışlara katılan nadir kişilerdendir. Çoğu yarışı da ya ben kazanırım ya da o kazanır. Ne kadar dilsiz olsa bile buralarda ünü fazla," deyince Marvin'e baktım. Anlaşılan o ki Buğra Bey, Marvin'i tanımıyordu. Sanırım hem benim hem de Paimon'un Marvin'i tanımasına şaşırmıştı. Ününün fazla olması şaşırtıcı bir şey değildi çünkü yüzünü göstermemesi ve konuşamamasına rağmen oldukça iyi bir sürücüydü. Neden sadece benim yanımda konuştuğunu, konuşsa bile kulağıma fısıldadığını tam olarak anlamış değilim. Tam da bu konular hakkında Marvin'e soru soracağım sırada Buğra Bey'in gelmesi kötü oldu, açıkçası. Ayrıca Paimondaki ego bende bile yok. Bütün yarışları ya o kazanır ya ben derken ciddi olmayı nasıl başardı çok merak ediyorum.
