8.Bölüm: "Ariel ve Agis"
"/Spring day goes- Mingginyu/ Djo-End of beginning"
"Ariel"
"Agis"
Kafamın içinde yankılanan tok bir erkek sesiyle irkildim. Barlas gülümsüyordu, gülümsüyordu ve bir yandan da bel oyuntumu okşuyordu. "Duyuyorum bitanem." sakin ses tonu biraz daha sakinleştirmişti.
"Korkma Meyra, ben senin kurdunum." dedi aynı naif ses. "Kurdummuş öyle diyor." diye bilgilendirdim Barlas'ı. Belimdeki kollarını sıkılaştırıp beni kaldırdı ve merdiveni çıkmaya başladı. "Duyuyorum ayçil." "O bizim eşimiz bizi duyabilir." "Onu duyabilirmişsin." diye tekrar ettim. "Duyuyorum yavrum." dedi.
"Böyle hep benimle konuşacak mı?" diye fısıldadım. Barlasın yüzündeki tebessüm daha da büyüdü."Evet güzelim Ariel hep seninle olacak ama onunla konuşmadığın sürece iletişime geçmez." dedi. Çoktan odaya gelmiştik. "Agis ne, ben arielin sesiyle birlikte çok kalın bir erkek sesi de duydum yoksa içimde erkek bir kurt daha mı var?" Barlas artık kahkaha atıyordu.
Resmen zorbalanıyordum.
"Agis benim kurdum ayçıl. Eşiyle konuşmak için deliren bir kurt." Dedi. Yatağa girmiştim Barlas yorganımı düzeltti. "E hadi tanışsınlar!" dedim heyecanla Barlas kafasını salladı, "tanışmaları için dönüşmen gerek." Dedi. Ofladım. "Dönüş de dönüş konuşacağına dönüşsün o zaman." Barlas saçımı sevdi ben de söylene söylene uyudum.
🌬
Sabah çoktan olmuş Barlas sürü işleri için evden erkenden çıkmıştı. Evde canım sıkılmaya başlamıştı verandadan meydanı¹ izliyordum kadınlar günlük işleeini yapıyor erkekler ise tamir/yenileme işleriyle uğraşıyordu. İzlemekten sıkılıp meydanın ortasındaki adada çiçek eken kadının yanına gittim. "Merhaba yardım edebilir miyim?" dedim. Heniz orta yaşlarında gibi gözüken genç kadın tebessümle "Lütfen lunam! Bu da soru mu elbette!" dedi. "İsmin ne?" Dedim.
"Erva"
"Ne ekiyorsun Erva?"
"Karanfil ekiyorum. Buraya çok yakışıyorlar."
"Nergis ya da sarı lale de yakışır." diye bir öneride bulundum.
"Ne Nergis tohumu ne de Lale soğanı elimizde yok. Merkezde de çok araadım ama malesef Gaia² sürüsü tüm tohumları kendine saklıyor."dedi gerçek bir hüzünle , bu onu gerçekten üzmüştü bu yapma bir duygu değildi.Kıkırdayarak avucumu toprağa çevirdim. Nergis tohumları ve lale soğanları. Toprakta oluşan hareketlilikle Erva ellerini topraktan çekmişti sonra toprakta filizlenmeye başlayan çiçeklerle ellerini ağzına kapatıp yüksek çıkan nidasını engellemişti. Biraz sonra ada Karanfiller,Nergisler ve Lalelerle süslenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valiant Melezi
Werewolf"Mühürlendiğini gözünün içine baktığımız kişiyle yaşayacağımız anıları gördüğümüzde anlıyoruz. Ben seni, bizi o kadar güzel gördüm ki Ayçıl... Parlayan bir ateştin dağılan kızıl saçlarınla, parlayan yeşil gözlerin, toprağa oturmuştun dizlerini saran...