ZAMAN TÜNELİNE GİRDİK VEEEEE 19.BÖLÜME IŞINLANDIK...
Sakin olun amacım sizi merakta bırakmak değil, delirtmek... ehehehehe
---------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Narin manolya çiçeği kolyesi.
Yıllar önce Atilla, en ummadığım anda hediye edip hayatımızın gidişatını farklı bir yöne çevirmişti.
Bugün de tıpkı o gün gibi... Kasvetli, soğuk ve umut dolu.
Bu sabah güne başlarken, hayatımın dönüm noktalarından birisini yaşayacağımı biliyordum.
Geçen yıllarda bu hissi o kadar çok tecrübe ettim ki havanın kokusu, sevgilimin bakışları, içimdeki dürtü bana; "Evet İnci... bugün, o günlerden birisini yaşayacaksın." Diyor.
Kolyeyi özenle sakladığım kadife kutusundan çıkarıp yıllar sonra ilk kez boynuma taktığımda, Sarp'ın sürprizini ve akabinde, Savaşla olan kavgamızı hatırladım.
O sahne baştan sona gözümde canlanırken, istemsizce gülümsedim. Bir zamanlar bal köpüğü olarak tabir ettiğim genç adamın, bir şekilde hala beni gülümsetebiliyor olması...
Bu acımasızlık. Sevgili eşimin 10. Evlilik yıldönümüsün şerefine, giymem için aldığı elbise, kalçamdan aşağı dökülürken bu görkemli partinin sonunda yaşanacakları tahmin etmeye çalıştım.
Yıllardır hayalini kurduğumuz bahçeli evin geniş salonuna inen merdivenleri birer birer inerken, basamakların sonunda Cenkle konuşan Savaş'ı gördüm.
Otuzlu yaşlarının başındaki adam beni görünce, oğlumun başını okşayıp;" Kardeşlerin bahçede." Dedi bana baktı. "Bizim annenle konuşacaklarımız var." Aklına ne geldi Savaş? Daha gecenin başındayken bana neyi hatırlatıp sinirlerimi bozacaksın?
Artık içime korku düşürmeyen sarı gözlere bakıp ne istediğini soracakken, karşımdaki adam ceketinin iç cebinden çıkardığı kutuyu bana uzatıp; "Tebrik ederim." Dedi.
Görünen o ki Savaş bugün medeni olmaya karar vermiş. Buna sevindim. Avucumun içine sığan minik kutunun beline doladığı kurdeleyi açıp bana yıllar sonra ilk kez aldığı hediyeyi görmek üzere kutunun içine bakmıştım ki o da ne... kutunun içi boş.
Anlaşılan o ki, hala hediyesini kabul etmememin acısını çıkarıyor. Bu kin neden? Gözlerimi devirip muhatabıma baktığımda Savaş, gülümsüyordu. "Alacağım bütün hediyeler manasız gelecekti... bende sana, senin unutmayı tercih ettiğin anılarımızı hediye etmek istedim..." konuşurken gözleri bir anlığına boynumdaki kolyeye kaydı. "Gerçi...pek umursadığını sanmıyorum, o yüzden bende hepsini bu küçük kutuya sığdırıp unutmaya karar verdim." dedikten sonra gözleri bulutlandı.
Savaş'ın bakışları artık eskisi kadar keskin değil. Suratındaki soğukluk neredeyse yok oldu, daha güler yüzlü, daha sıcak kanlı, daha eğlenceli. Gözlerinin kenarında belirmeye başlayan ince çizgilerin tek sebebi sürekli gülüyor olması. Bi de şey, artık yaptığım hiçbir eylem onu sinirlendirmiyor.
Öyle ki, kutuyu özensizce kapatıp, Dresuarın çekmecesine hapsetmem bile onu sinirlendirmedi. Misafirlerin yanına gitmek üzere bahçe kapısına yönelmiştim ki, Savaş kolumdan tutup beni durdurdu.
Yıllardırnefretini kustuğu kolyeye bakıp;" Biliyor musun, bu kolyeyiyıllar önce ben seçmiştim." Dedi ve kolumu bıraktı. "Takmazahmetine girmediğin o yüzüğü almayagittiğimde,Atilla da yanımdaydı.
Baş başa geçireceğimiz birdoğum günühazırlamıştım. Sürprizleri,hediyeni günler öncesinden almıştım." Karşımdaki adam, On bir yıl önceki meseleyi sanki dünyaşamış gibi anlatırken, nutkum tutuldu.
Yüzündeki hayal kırıklığı, bana o gün kiöfkesini hatırlattı. O gün ki sinirini sebebi buymuş. "Mücevherciyegirdik. Sana aldığım nişan yüzüğünü seçtim, sonra vitrindeki mankende asıl duran bukolye gözüme ilişti. Acaba bunu da mı alsamdiye düşündüğüm sırada,Atilla gelmişken bendekız arkadaşıma mı hediyealsam dedi." Savaş, kuzenin söylediklerini harfi harfine tekrar ederken gözleriboynumdaki kolyedeydi. Yüzündeki hayal kırıklığı yerini pişmanlığa bırakmışgibi. "O zamanlarherkesten sakladığı bi kız arkadaşı vardı." Dediği anyutkundum. "Bizim fakülteden, esmerce bi kız... mutlaka görmüşsündür, hatta...eminim konuşmuşsundur." Deyip gözleriminiçine baktı.
Öcünü böyle mi alıyorsun Savaş? Artık Atilla'ya dair hiçbir şeyincanımı yakmadığı öğrenemedin mi? "Atilla'nın benim sevdiğim şeylere göz koymagibi bi huyu vardır." Dedikten sonra az ilerimizde Cenkle oynayan kuzeninebaktı. "Kolyeyide almak istediğimi söyledim, güzelcepaketlettim, parasını ödedim ve karşımda çocuk gibi ağlayan adama kız arkadaşına hediyeetmesi için verdim." dediği an içimden; Ah,hayır Atilla, bu kadarını yapmış olamazsın. dedim...
Savaş yönünü bana çevirip gülümserken canımı yakacağını bildiği o sözleri fısıldadı... "Söylesene İnci, bana seni hatırlattı da dedi mi..."
††††††
BÖLÜM SONU
Bu sahneyi düzenleme aşamasında yazdım veeee eski okuyucular seslenişim size bu kısmı unutmadınız... şimdi kendi kendinize düşünüp olanları tahmin etmeye çalışın...
Keyifli Okumalar diliyorum
SEVGİYLE KALIN
AŞKLA YAŞAYINKİŞİSEL İNSTAGRAM ADRESİM: incil01
KURGUNUN İNSTA HESABI :ur.serisi.wattpad
( profildeki linke tıklayarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz)
††††††
Yorum yapmayı ve ⭐ Vermeyi
unutmayın 🍀heeey benim yorumlarım nerde....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UR SERİSİ - Karamel Düşler ( Kısım 1)🤍🤍🤍
Teen FictionPapatya tarlası... İlk görüş, ilk izlenim, midende uçuşan o aptal kelebekler, delice çarpan kalp, bırakmayı unuttuğun nefes, terleyen avuç içlerin, işaret parmağına doladığın bir tutam saç, yüzünü kaplayan tatlı tebessüm, aklından geçen milyonlarca...