Merhabalar.
İyi okumalar.
~~~~~
Pars'ın gözünden;
"İntikam intikam dedim ama gele gele karşıma salağın teki geldi. Ne yapayım? Daha doğrusu içimdeki alevi dindirecek ne yapabilirim bir kadına karşı?" Diye diye kendi kendime konuşuyordum. O sıra da, Kıvanç geldi, "Abi, Vahi'ye, Taşkıranlar için emirinizi ilettim. En yakın zamanda halledecekmiş." Dedi.
Vahi - Tetikçilerimden biri.
"Tamam, çıkabilirsin." Dedim.
Biraz düşündükten sonra Asena Atalay'a ne yapacağımı buldum. Ama şimdilik ertelemem gerektiğini daha erken olduğunu biliyordum. 10-11 yıl boyunca bunu bekledim. Aceleye getiremezdim. Bu düşünceler eşliğinde uykuya daldım. Saat 6 gibi uyandım. Demir ve Kenan'ı ziyarete gidecektim. Haliye olaylar olaylar derken uğrayamadım. Soğuk bir duş aldım ve hazırlanmaya başladım.
_________________Pars'ın kiyafeti;
_______________
Mutfağa indim ve bir bardak su içtim. Saat 8'e doğru geliyordu ki, telefonuma bir mesaj geldi.
A.
A. : *fotoğraf
Bu mu? Yoksa,
*fotoğraf
Bu mu? Seri cevap ver.Siz: Senin çocukça sorularınla uğraşamam! Bir daha ben sana yazmadığım taktirde bana mesaj atma!
"Bu salağın benim intikamımla bir alakası var mı ki? Sonuçta onun abisiyle, babasını öldürmem gerek. Bence aklıma gelen 2. Planı gerçekleştirmem gerek." Diyerek mutfaktan çıktım.
Arabama bindim ve Demirle, Kenan'ın bulunduğu hastaneye geldim. Önce Kenan'ın yanına uğradım. Halini hatsını sordum, biraz konuştuk.
Ona "Neden geldiklerini, ne için geldiklerini anlattılar mı? Söylediler mi?" Diye sordum. "A-abi, Demir, o müdür yardımcısı diye ona söylediler.
Ares, onlar geldiği sıra da orda değildi." Dedi."İyi de, Ares ordan niye çıktı ki? O gün onun yığınla işi vardı?" Diye içimden geçirdim. "Neyse, koçum. Demir'in yanına uğrayayım ben. Hadi sen dinlen, iyileşmene bak. Gelirim yine." Dedim ve Kenan'ın yanından ayrıldım.
Demir'in odasına girdim. Demir doğrulmaya çalışıp, "h-hoşgeldin, abi" dedi. Hemen "lan Demir dur durduğun yerde! Uzan hemen!" Dedim. O ise uzanıp, "ne iyi ettin de geldin, abi." Dedi. "Ne demek, koçum." Dedim ve odadaki koltuğa oturdum.
Halini hatrını sordum ve biraz da lafladıktan sonra ona "Demir, Kenan bir şeyler söyledi." Dedim. O ise "Ne dedi, abi?" Diye, sordu. "O gün, o saat de, Ares mekan da değilmiş. O olmadığı için sana bir şeyler demişler" Dedim.
O, "Evet, abi, dediler." Diye cevap verdi. Hemen ardından ben sormaya kalmadan anlattı.
"Abi, Ares onlar gelmeden 10-15 dakika önce, fatura yatırmaya diye çıktı. Çıktıktan sonra o herifler geldi. Ortalığı dağıttılar, siz de para bok gibidir, dökülün hemen! dediler, bizden para istediler. Bende daha mekanı açmadık, para falan yok! Siktirin gidin hemen! Dedim.
Önce Kenan'ı vurdular. Kenan yere düştü. Acı yüzünden hemen bayıldı. Sonra bana, Sizin liderinizin çok güçlü olduğunu duyduk. Eh bizim kadar güçlü olduğunu sanmam. Sonuçta işverenimiz bizi boşuna tutmadı. Deyip çirnik bir şekil de sırıttı.
Sonra bana dönüp tekrar, Lan, bana bak! Patronunuza bir mesaj iletmemiz gerekiyor. O şerefsize söyleyin ki, haddin olmayan işlere kalkışıyorsun! Eğer böyle devam edersen seni yeryüzünden hiç yaşamamışsın gibi silerim! Dedikten sonra beni de vurdular. Sonrasını biliyoruz zaten" dedi, Demir.
"İşverenimiz demek! Böyle oynamak istiyorsanız, biz de oynarız!" Dedim. Ve dönüp Demir'e, "Koçum, sen iyileşmene bak! Bir şeye ihtiyacın olursa, telefon etmen yeter!" Dedim ve oradan ayrıldım.
"Demek işveren! Buna kim cürret edebilir ki?! Bana zarar vermeği geç, dokunmayı bile aklına getirenler ile doldurdum mezarlıkları! Neyse, çıkar yakında kokusu. O zaman öğreniriz!" Diye içimden geçirdim.
Eve vardım ve salona geçip, Kıvanç'ı yanıma çağırdım. Kıvanç yanıma geldi, "Beni çağırmışsın, abi?" Dedi. Kıvanç'a, Demir'in söylediklerini anlattım.
Ardından da ekledim. "Kıvanç, o herifleri bulun! Bulun ve yılanın başı kimmiş öğrenin! Hangi delikteler bilmem ama o deliği bulana kadar gerekirse tüm o delikleri havaya uçurun! Bulmadan döneyim de deme!" Diye, sert bir dille emir verdim.
"Emrin olur, abi." Dedi ve yanımdan ayrıldı. O günün geri kalanında evden çıkmadım. Akşam yemeğimi de yedikten sonra odama çıktım. O sıra da telefonuma bir mesaj geldi. Kim diye baktım ve "kimi bekliyordum ki?!" Diye içimden geçirip, Asena'nın mesajına baktım.
A.
A.: her kimsin bilmiyorum. Neden bana ve aileme neden bu kadar sinirlisin onu da bilmiyorum fakat bir insana böyle konuşman çok kırıcı bir şey. Belli ki beni ve ailemi yakından tanıyorsun sorun neyse bana söyle ki halledelim. Bu işler evime yılan göndermekle olmuyor. Ayrıca dersine iyi çalışmışsın yılanlardan korktuğumu da biliyorsun.
Bak benim hayatımda böyle şeyler yani böyle atraksiyonlar olmaz şu an bu atraksiyona alışamıyorum. Daha adını bile bilmiyorum ve sen benimle uğraşıyorsun. Off her neyse lütfen bir daha bana böyle davranma ismini bile bilmediğim adam.Mesaj ile biraz bakıştıktan sonra cevap verdim.
Siz: Yakında görüşürüz!
Asena Atalay sanırım biraz kırılgan bir yapıya sahip hayret Atalay kanı taşıyor ve kırılgan bir yapıya sahip. Onun kırılgan olması benim umrumda bile değil.
Ben intikamım için yıllardır bekliyorum. Arkamda nasıl bir enkaz bırakıcağımı düşündükçe gülümsememi tutamıyordum.
Asena Atalay kendini benden korumanı tavsiye ederim aksi taktirde canın çok yanıcak!
~~~~~
Kestik6. Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz
Yorumlara yazın;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giuramento Di Vendetta.
Teen FictionKlasik olan ama aslında çokta klasik olmayan bir kurguyla sizlerle karşı karşıyayım. Annesi ve abisi yıllar önce para, şan ve şöhret için katliam'a kurban giden bir gencin, yıllarca intikam için sabırla beklemesiyle başlıyor. Avukat olan kızımız yan...