Merhabalar.
Öncelikle söylemek isterim ki, bu bölüm Eylül hanımın erkek arkadaşı tarafından yazıldı. İlk kitabım olduğu için amatörce gelebilir. Yanlış yazılan kısımları görmezden gelirseniz müteşekkir olurum.Kurgu da kullanılan ve kullanılacak olan programlar (Whatsapp(wp), Instagram(ig), Telegram(tg) ve b.) Yanlarında gördüğünüz kısaltmalarla yazılacaktır.
İyi okumalar.
~~Önceki bölümden:
Telefonu "hassiktir" diyerek kapattım. Ben şokla telefona bakarken olayı daha yeni idrak edebilmiştim.
Ben, Gökçe diye başkasına yazıyormuşum...
_______________
Titrek sesle, "k-kimsiniz?" "İsmimi ner-". Demeye kalmadan karşı tarafdan "bip-bip-bip" diye ses gelmişti. Bir anda düşen ve solan yüzüme bakan herkes anlık korku yaşadığımı anlayabilirdi. Gökçe aniden beni omuzlarımdan tutarak, dedi;
"Asena, noldu? Bi' anda betin benzin attı." "Y-yok bi' şey. H-hadi işine dön." Dedim. Gökçe, "Asena diyorum! Kendine gel! Kimdi o? Ne dedi sana? Bi anda rengin soldu."
O anda aklımdan geçen tek şey, o herifin telefondan bana "Benden günah gitti, Asena Atalay" deyişiydi.
Dudağımın altında kekeleyerek, "K-kimsin sen? Adımı soyadımı nereden biliyorsun?" Dedim. Gökçe bana endişeli gözlerle bakıyor, beni kendime getirmeye çalışıyordu. Ben, Gökçe'ye dönüp, sahte gülümsemeyle, "Yok, bak kendimdeyim. Bi' şey demedi. Yanlış numara deyip telefonu kapattı." Gökçe ellerini omuzlarımdan çekerek, dedi:
Gökçe, "İyisin dimi bebeğim?"dedi. Ben "İyiyim iyiyim! Gayet iyiyim, merak etme."dedim.
Gökçe, "Tamam o zaman. Ben gidiyorum, bi daha sende yazdığın numaraları iki defa kontrol et!"dedi. Ben, "Tamam ya."dedim.
Gökçe gitti, bende kafamı masamın üzerine koydum. Düşünürken aniden telefonum çaldı...
~~~
Pars'ın gözünden.
~~~Sabah saatleri. (05.57)
Uykudan uyandım. Kendime gelip, röpteşambırımı giyip, salona inmem 10 dakika bile sürmedi. O sıra da gözüm telefonumdaki "Whatsapp" bildirimine takıldı ve içimden, "Kim bu isteğim dışında, hele bir de yabancı numarayla bana wp'dan yazmaya cürret eden?!" Ama pek fazla da umursamadım. Ve sağ kolum olan adamımı, yani Kıvanç'ı aradım.
Telefon görüşmesi;
P: Kıvanç!
K: Buyur, abi?
P: Beyoğlunun işini halletdiniz mi?
K: Adam elimizde, abi.
P: Peki ya, onun işlerini yürüten, kendine "beyin" diyen diğer elemanı?
K: Maalesef, geldiğimizi görünce kaçmış olmalı, abi.
P: NE DEMEK KAÇTI, KIVANÇ?! BEN SİZE, O İKİ HERİFİ DE YAKALAYIP GETİRİN DEMEDİM Mİ?!
K: Abi, haklısın lütfen sinirlenme. En kısa süre de onun da ensesine çökeceğiz. Emin olabilirsin.
P: Kıvanç! 2 gün içinde o adam elimi altında olacak!
K: Emrin olur, abi!
P: Şimdi, o herifi getirin bakalım, Okullarda uyuşturucu satmak neymiş gösterelim!
K: 10 dakika'ya depodayız, abi.
P: Siz geçin, toplantı sonrasında eve uğrayıp, geleceğim.Diyip telefonu kapattım. O sıra da tekrar wp'den yazan herif geldi aklıma. İçimden "Bakalım kimmişsin." Dedim. Ve hemen wp'yi açtım, tek tek mesajları okudum.
0542 *** ** **
0542 ***: kankaaaa
0542 ***: acil bak çok mühim bir şey oldu
0542 ***: varya benim alt komşum karısını aldatmış omegat dimi????????
0542 ***: cevap versene be oroskul (02:58)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giuramento Di Vendetta.
Dla nastolatkówKlasik olan ama aslında çokta klasik olmayan bir kurguyla sizlerle karşı karşıyayım. Annesi ve abisi yıllar önce para, şan ve şöhret için katliam'a kurban giden bir gencin, yıllarca intikam için sabırla beklemesiyle başlıyor. Avukat olan kızımız yan...