Bölüm 2: Kimsin Sen?

25 9 10
                                    

  Bazen kendime soruyorum ne yapmış olabilirim de bunlar başıma geliyordu. Anne ve babamı mı üzdüm? bu imkansız benim hiç annem de olmadı babam da. Kalp mı kırdım o da olamaz ben etliye sütlüye karışan biri de değilim. Kendi halinde sadece bir yandan okurken bir yandan da geçimimi sağlayan bir kızdım. Peki  neden yapmıştı bana bunu? hayatımı neden alt üst etmişti? Amacı ne olabilirdi? Yüzünü bile görmemiştim. Ama çok net hatırladığım bir kokusu vardı. İğrenç bir kokuydu öyle kazınmıştı ki her duyuma nerde alsam artık tanırım onu.

 Yaklaşık yarım saattir uzandığım yerde bunları düşünüyordum. Kolumdaki serum canımı acıtırken bir yandan da ağrılarımı dindiriyordu. Odaya gelip giden olmadığı için bir şey  de yapamamıştım. Ne doktor ne de bir hemşire dışarıdan da ses gelmiyordu. Acaba saat kaçtı diye düşünürken etrafı göz gezdirmiş duvardaki gri saati görmüştüm. Saatin 04.30 olduğunu görmemle  dışarıdan seslerin gelmemesinin sebebini anlamıştım. Gecenin bir vaktiydi çünkü. Ben bu kadar saat nasıl uyuduğumu düşünürken kapı çalınmış ardından da yarım bir şekilde açılmıştı.

 "Gelebilir miyim?" diyerek izin istemişti beni buraya getiren polis.

"Tabi ki buyurun." diyerek izin vermiş kendimi biraz toparlamaya çalışmıştım.

"Aaa hiç rahatsız olma sadece nasıl olduğunu merak ettim."

"Ben şimdi daha iyiyim, teşekkür ederim." diyerek gözlerinin içine bakmıştım. 

"Rica ederin, görevimi yaptım ben." diyerek utanır gibi kafasını hafif öne eğmişti. 

 Dikkatlice onu incelerken bulmuştum kendimi, 1,80 in üstünde esmer yeşil gözlü biriydi. Omuzları vücuduna göre baya genişti bu da onun sporla haşır neşir olduğunu gösteriyordu. Yeni tıraş olmuş olmalıydı ki losyonunun kokusu taze gibiydi. Yüzüne daha dikkatli baktığımda sol gözünün altında bir beni vardı. Keskin bakışları vardı çekik gözlerinden kaynaklı olan. Tahminen otuzlu yaşlarının başındaydı çok gülen biri değilse eğer göz kenarındaki kaz ayakları da onu gösteriyordu. Odunsu parfümü tüm odayı doldurmuştu şimdiden. Parfüm kokusuyla o adamın kokusu aklıma gelmiş bir öğürme kopmuştu benden.

 "İyi misin? " diyerek telaşla ayağa kalkmış hızla doktoru çağırmak için dışarı çıkmıştı. Kapının önünde tüm koridorun duyacağı şekilde,

"Doktor! Doktor yok mu?" diyerek bağırmış, kafasını içeri uzatarak,

"Hemen gelecek biraz dayan." diyerek bilgi vermişti. Biraz abartıyordu sanki sadece biraz midem bulanmıştı. O adamın kokus...

 Bir kaç saniye içinde kendime gelmiş yaşadıklarım tekrar bir bir zihnimde hayat bulmaya başlamıştı. Hatırladıklarımda gözlerim dolarken polisle doktor içeri girmişti. Gözlerim dolu beni bu beklemedikleri her hallerinden anlaşılan insanlar başta şaşırmış hemen kendilerini toparlayarak yanımda bitmişti. Gözlerimi polisten ayırmazken ona neden öyle baktığımı tuhaf bulmuş yüzündeki mimiklerle belli etmişti. Tenime giren iğneyle kafamı doktora tekrar çevirmiş kısa bir bakış atmıştım. Kafasını kaldıran doktor bir şeyler söylemişti.

  "Titriyorsunuz Hazan Hanım, sakin olun, birazdan rahatlarsınız." dedikleriyle vücuduma bakmış tir titreyen bacaklarımı izlemiştim. koluma dokunan elle sanki bir an o zamana dönmüş tiksinerek kolumu hızla çekmiştim. Karşılaştığım gözler bana öyle üzülerek bakmıştı ki fazla dayanamamış bakışlarımı iğneli koluma çevirmiştim. Zamanla kolum iki tane görünürken göz kapaklarıma biri oturmuş gibi açmakta zorlanıyordum. Sakinleştirici verdikleri için daha fazla dayanamamış karanlığa gözlerimi yummuştum.  

  Nefes nefese uyanmış yattığım yerden doğrulmuştum. Gördüğüm kabuslar beni bu hale getirmişti. Darmadağın olan saçlarımı toplamak için ellerimi kaldırmıştım fakat kolumdaki serum canımı çok acıtmış belli belirsiz bir feryat kopartmama sebep olmuştu. Solumdan gelen sesle irkilmiş korkuyla o tarafa dönmüştüm.

ŞAHMAT (Berceste)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin