1- 'Darcy Doyle'

26 4 5
                                    


Yetimhane eğer normal bir çocuk değilseniz sizin için bir hapishaneye dönüşür.

Ilands Toprakları, üzerinde en çok insanın yaşadığı, en çok klanın bulunduğu ve en çok yiyeceğin üretildiği topraklardı. Gerek 4 Mucize çocuktan biri olan, Dünya'ya tekrar yeşilliği geri getiren Ivan'ın neslinin burada yaşaması gerekse Ilands'in başında duran yöneticinin açgözlülüğünden ötürü birçok krallıktan klan çocukları kaçırmasındandı. Ilands kimilerine göre çok yüce topraklar olsa da kimilerine göre, ki bunun içerisine yanlızca benim girdiğimi varsayıyorum, oldukça hırsız, açgözlü ve menfaatçi bir topluluktu.

Ve oldukça korkak.

Ilandsta kurulan en büyük yetimhane olan ... kalan yüzlerce çocuktan yanlızca biriyim. Burada çocuklar 'Eski Dünya'da olduğu gibi 18 yaşına kadar bakılır, gerekli eğitim ve öğretim masrafları karşılanır ve süresini doldurduğunda çocuğun her kim olduğu bakılmaksızın yetimhaneden atılırdı. Bu sebeple çocuklar 16-17 yaşlarından itibaren kendilerini yanlarına alabilecek belli kuruluşlarla anlaşmaya varır, yeteneklerinin nitelikleri göz önünde bulundurularak bu kuruluşlar onları bazı eğitimler verir ve altlarında çalıştırırdı.

Eğitimin 'Eski Dünya'daki kadar barışçıl olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü bu 'Yeni Dünya'da asıl amaç teknolojinin ilerlemesi veya hayatın kolaylaşması asla değil. Şuan asıl amacımız daha çok yaşayabilmek. Insanlığın elinde safkanlar ve özel klanlarda olduğu gibi yetenekler yok ve bu sebeple insanlar kendilerini yıllarca taptıkları ve minnet duydukları bu varlıklardan korumak adına güçlenmeye çalışıyorlar. Bu insanların birçoğu amacını gerçekleştiremiyor, gerçekleştirenlerse dediğim gibi özel kuruluşlar tarafından eğitim verilip belli mevkilere getiriliyor. Ancak bu mevkiilere gelmeleri bile onları diğer insanlar gibi köle olmaktan geri tutmuyordu.

'Eski Dünya'da egemen varlıklar kesinlikle insanlardı. Ancak şuan 'Yeni Dünya'da 4 Mucize'nin melez ve safkan neslinin köleleri olmuş bulunmaktalar. Bu Safkan ve Melez'ler insan değil. Insanlar gibi sınırlı sayıda göz renkleri veya saç renkleri yok, özel yetenekleri var ve bunlar bile bir insan olmadıklarını, insandan daha korkunç varlıklar olduklarının kanıtları.

İnsanlar çok korkunç, Melezler ve Safkanlar kadar olmasalar da.

Odamın üstündeki kattan gelen ayak sesleriyle gözlerim duvarda duran çerçevesi kırılmış ve sonrasında tekrar birbirine yapıştırılmış saate baktım. Uyanalı çok geçmediğini düşünememe karşın geçen yarım saatle şaşırmadan edemedim. Yatağımdan kalkıp dolabımdan, doğrusu kapağının olmaması ve yanlızca raflarıyla bile ayakta zar zor duran bir ahşap parçası da denebilirdi, kıyafetlerimi çıkarıp yatağımın üzerine bıraktım. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarmadan önce birkaç saniyeliğine ellerim kıyafetlerim üzerinde duraksadı. Bu bedeni görmekten, gördüğüm beden karşısında anılarımın zihnimde canlanmasından ve bu anılara karşı her seferinde zihnimi örtmek ister gibi üzerime geçirdiğim kat kat kıyafetlerden gerçekten, her seferde olduğu gibi bıkmıştım.

Dudağımı dişlerim arasına alıp gözlerimi kapattım ve üzerimdeki kıyafetleri hızlıca çıkartıp yenilerini alabilmek adına gözlerimi araladım.

İğrenç.

Hiçbir insan ırkında olamayacak kadar solgun bir beyaz ten ve bu tene karşılık geceden bile daha karanlık,simsiyah izler.

Yıllarca saklamaya çalıştığım bu izler kollarımdan sırtıma, oradan da ense köküme kadar ilerliyordu. Yerine göre uzunlaşıyor ve inceliyordu ama her türlü çirkindi. Bir insan vücudunda bu tür izler kötülüğe, karanlığa ve hatta lanete işaretti.

OYUNCAK MEZARLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin