episode two • don't die with the one who dies

213 40 31
                                    

"ne zaman olacak bilmiyorum
ama eğer seni görürsem gözlerine
bakacağım ve
seni özlediğimi söyleyeceğim."

"Günaydın, Yargıç Kim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Günaydın, Yargıç Kim."

Kim Gaon, tek omzuna astığı sırt çantası ve yarısına kadar içilmiş plastik kahve bardağı ile ofisine girdiğinde kıdemlisinin kendinden önce gelmiş olmasına şaşırdı ve, "Günaydın, efendim," dedi mesafeli ancak şaşkın olduğunu belli eden bir ses tonuyla. "Sizi bu kadar erken buraya getiren nedir?"

Başyargıç Park Donghyun başını önünde duran evraklardan kaldırmadan, "Bugün erkenden gelmem seni sinirlendirdi mi yoksa?" diye sordu, ses tonu şaka yaptığını belirtiyordu lakin genç yargıçın kendisine karşı yumuşamasını başaramadı.

Gaon, bir yandan bu şekilde davrandığı için adama ve bir yandan da güven sorunları olduğu için kendisine üzülüyordu. Yargıç Park iyi, hem de çok iyi birisiydi. Gaon kesinlikle yeni patron konusunda şanslıydı çünkü Yüksek Mahkeme'nin çatısı altında çalışan yargıçlar, savcılar, sekreterler ve hademeler bile gözlerini dikmiş bakıyorken Yargıç Park'ın kendisine yaklaşma şekli öbürlerine göre çok farklıydı. Son Canlı Mahkeme Gösterisinde hiçbir şey yaşanmamış, Kang Yohan hayatlarına girmemiş gibi davranıyordu.

Fakat bu kesinlikle Gaon'u teselli etmiyor ya da iyi hissettirmiyordu, aksine kendisini daha kötü hissediyordu çünkü normal bir zamanda gözleri kapalı güvenebileceği bu adama şu anda da güvenebilmeyi isterd; bazı geceler içten bir şekilde ummuştu bunu lakin yapamıyordu işte, insanlara karşı olan güveni temelinden sarsılmışken tekrar toparlanmak zordu.

Ve Kim Gaon bir daha hiçbir patronu ile yakın olabileceğini düşünmüyordu, Kang Yohan'dan sonra.

Bu yüzden adama aşırı bir ciddi cevap vererek, "Amacım kötü değildi aslında, saatten dolayı böyle bir tepki verdim." dedi, sırt çantasını omzumdan düşürüp masasına doğru ilerledi.

Yargıç Park, "Gaon-ah," diye seslendi, genç yargıcın masaya yerleşmesini izledi. "Birlikte çalışalı ne kadar zaman oldu?"

"Niye birdenbire bunu soruyorsunuz?" Başyargıcın sorusuna soruyla karşılık verdi Gaon ve adamın bir cevap beklemekte ısrarcı olduğunu görünce durup birkaç saniye düşündü. "Sanırım iki ay sonra bir sene olacak."

"Neredeyse bir sene olacak ve sen hâlâ tam olarak buraya, bizlere alışamamış gibi duruyorsun. Sorun ne?Ekipten biri sana söylememesi gereken şeyler mi söylüyor yoksa? Eğer öyle bir durum varsa da yoksa da bana anlatabilirsin, benimle çalışan insanları her zaman dinlemeye vaktim var."

Nereden başlamı istersiniz ki?

Çocukluk arkadaşımın kollarımın arasında öldüğünü mü anlatayım yoksa hayatım boyunca en çok güvenip sözünü dinlediğim adamın bana ihanet etmesini mi? Ya da belki ailem gibi gördüğümü onlar gittikten sonra fark ettiğim insanların aradan geçen koca bir seneye rağmen hiç arayıp sormamalarını mı anlatayım?

the tortured lovers departman | kang yohan&kim gaonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin