Delal ~Töre~ 11

28.6K 870 58
                                    

Not: ARKADAŞLAR CİDDEN OHAAA OHAAA YANİİİ BAYAAA ÇOOOOK OHAAA HİKAYEM RESMEN KEŞFETE DÜŞTÜ LGDITDITDTISTJSJTS OY VE YORUM YAPAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİMMM YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM

Oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum hadi bölüme geçelimm <3

♡♡♡

Kalbim korkuyla tekledi. Nefessiz kaldığımı hissettim. Gözlerimde ki yaşlar bir an bile durmazken kafamda ki ses hiç durmuyordu.

Kocan vuruldu. Leşini alabilirsin.

Kalbim göğüs kafesimi delmek ister gibi çarparken hızla odadan çıktım. Ne dediğimi bilmeden önüme gelen ilk kişiye "MİRZAN VURULMUŞ *KONUM* HEMEN ORAYA GİTMELİYİZ!" Sesim beklediğimden de gür çıkmıştı. Hawar hanımın "MİRZAN!" Diye feryat ettiğini duydum.

Zar zor ayakta dururken Perwer'in Mehmet ağayla birlikte arabaya bindiklerini gördüm. Hızla yanlarına giderken "Bende gelecem." Dedim. Mehmet ağa ters bakışlarla bana baktı ve kısaca "Xêr(Hayır)" Dedi. "Lütfen?"

Perwer oldukça sakin bir şekilde "Tuzak olabilir olmaz." Dedi. Daha çok ağlamaya başlarken araba çalıştı ve ben hiç bir şey yapamadım. Dizlerimin üzerine çökerken düşünmeye başladım. Eğer ben vurulmuş olsaydım Mirzan ne yapardı? İçimden bir ses amaçsızca etrafı birbirine katıp beni vuran insanı yerin dibine gömeceğini söylüyordu.

Pekiya ben neden öylece çaresiz bir şekilde bekliyordum. Tüm gücümü topladım ve ayağa kalktım. Kapıda ki korumalardan birinin yanına yaklaştım. İçimde ki üzüntüyü öfkeye çevirdim. Bütün ciddiyetim ve sinirimle korumalardan birine baktım. "Beni ona götür! Hemen!" Dedim.

Karşımda ki adam 30'larının başında iki metre ipiri bir adamdı. "Olmaz." Dedi. "Senin adın ne!" Dedim. Öfkem gittikçe artıyordu. "Ömer." Dedi. "Peki Ömer, ben Mirzan'ı bulduğum zaman gidip seni şikayet etsem sence burda daha fazla bulunabilir misin?" Dedim. Adam kaşlarını çattı. Bir kaç dakika durdu derin bir nefes aldı ve arabalardan birine doğru yürüdü.

Bende sert adımlarla peşinden gittim. Beraber arabaya binerken araba yavaşça haraket etti. "HIZLI!" Diye adeta kükredim. Arabanın hızı artarken Ömer telefonunu almış birini arıyordu. "Faruk adamları *konum* gönder." Dedi. Sonra da telefonu kapattı. "Bana silah ver Ömer." Emrettim. Adam tedirginlikle bir süre bekledi. "Silah kullanmayı bilir misiniz siz hanım ağam?" Dedi.

"Benim 3 abim var." Dedim kısaca. Yeterli gelmiş olacak ki arabanın bir yerinden silahı alıp bana verdi. Bir kaç dakika sonra gelmiştik. Araba durdu. Aktığını bilmediğim gözyaşlarım durdu. Kalbim durdu. Ben ayaklandım. Bütün sinirimle karşımda ki depoya ve etrafta ki bütün adamlara baktım. Mehmet ağayla Perwer de gelmişti. Beni gördükleri gibi kaşları çatıldı. Biriyle konuşuyorlardı.

Sonra konuştukları adamın bakışları bana döndü. "Oooooo bukê(gelin) xanım gelmiş!" Dedi alayla karışık neşeyle. Bu adam beni arayan o adamdı. Nefretle kaşlarım çatıldı. "Nerde?" Dedim. Adam keyifle sırıtırken "İçeride." Dedi. Hızla depoya giderken elini önüme koydu ve geçmeme izin vermedi. Herkesin elinin belinde ki silaha gittiğini gördüm.

"Orda bir dur bakalım bazı şartlarım var."

"Ne?"

"Seç birini. Sarya mı yoksa sevgili kocan Mirzan mı?"

"Ne ne diyorsun sen be?"

"Şu an ikisi de yaralı ve baygın. Başlarında ise iki adam duruyor. Her an tetiği çekmek için hazırdalar. İstersen içeriye dal sadece iki kurşun ikiside öldü. Seç birini sadece biri yaşasın."

Gözlerim dehşetle büyürken Perwer ve Mehmet ağaya baktım. Bana güven vermek ister gibi göz kırptılar. Mehmet'in ağa elini kaldırıp karşımda ki adamı işaret etti. Bütün korumalar silahını karşımda ki adama çevirirken çaktırmadan içeri doğru yürümeye başladım. Karşımda ki adam daha beni görmeden içeri girdim.

Belimde ki silahı yokladım. Ordaydı. Sonra onu gördüm. Kanlar içinde ki zar zor gözlerini açmış etrafa bakan Mirzan'ı. Bütün güçlü maskem yerle yeksan olurken gözlerimde ki yaşlar deli gibi akmaya başladı. "M-mirzan." Sesim kısık ve çatallaşmıştı. Buna rağmen Mirzan'ın gözleri bana döndü.

Bütün yorgun ve ölü gibi hâli ufakça dağıldı ve dudaklarında gerçek bir tebessüm gördüm. Canım yandı. Kalbim kanamaya başladı. Tam bu sırada polis sesleri ve ambulans sesleri gelmeye başladı. Biraz daha ilerlediğimde Sarya'nın baygın bedenini gördüm. Başlarında bir adam vardı. O da polis sesiyle kaçmış gitmişti. Bende hızla Mirzan'a koştum.

"MİRZAN!" Diye çığlık atarken karnından vurulmuş olduğunu gördüm. Bir saniye bile düşünmeden üzerimde ki tişörtü çıkardım ve karnına bastırıp tampon yapmaya başladım. "D-delal?" Dedi belli belirsiz. Onu ilk defa bu kadar güçsüz görüyordum. Daha çok ağlamaya başlarken zorla gülümsemeye çalıştı.

"Ağlama iyiyim ben." Sesi o kadar kısıktı ki hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Karnına bastırdığım tişört kıpkırmızı olmuştu. Daha çok ağladım. "Sakın uyuma Mirzan bırakma beni ne olur." Dedim. Karşısında dizlerimin üzerine çökerken "Yalvarırım ölme. Ne olur ölme. Yalnız bırakma beni lütfen Mirzan. Benim için yaşa lütfen." Diye fısıldadım.

"Sakın!" Dedi. O halde bile sesi güçlü çıkmıştı. "Karşında ben bile olsam sakın kimseye yalvarma. Boyun eğme. Benim için yaşa." Dedi. Gözlerinin kapanmak üzere olduğunu fark ettim. "Uyuma gelecekler. Sana bir şeyler anlatayım mı?" Dedim. Kafasını salladı belli belirsiz. Hıçkırıklarım daha çok artarken artık kendimi tutamıyor bağıra bağıra ağlıyordum.

"Bir gün genç bir kız varmış. Evine hapsedilmiş her gün beyaz elbisesiyle kendini prenses olarak hayal edermiş. Bir gün prensinin gelip onu o evden kurtaracağına inanıyormuş. Prens gerçekten gelmiş ve kızı kurtarmış. Prens ve prenses mutlu mesut yaşarken zalim prens gelmiş ve prensesi esir almış. Prens prensesi tekrar kurtarmak için zalim prensin olduğu yere gitmiş. Zalim prens tam bu sırada beyaz elbiseler içerisinde ki kızın kalbine hançer saplamış. Beyaz elbise kızıla bürünmüş prenses prensin kollarında can vermiş. Prens onu yaşatmaya devam etmek için her genç kıza beyaz elbiseler vererek onu anmaya devam etmiş. Prenses prensi sonsuza dek severek ölmüş. Son." Dedim.

Tam bu sırada Mirzan'ın gözleri kapanmış içeri ambulans görevlileri girmişti. "MİRZAN!" Diye çığlık attım. Gözlerini açmadı. Adamlar onu benden aldı bense orda öylece kaldım. Gözlerim kararırken üzüntüden bayılmıştım.

♡♡♡

~Bölüm Sonu~

Nasıldıııı

DELAL ~TÖRE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin